Pirelli takvimi yine sahnede! 1964’ten beri yayımlanan bu “kült” takvim, her yıl olduğu gibi bu yıl da bolca çıplaklıkla karşımızda. Ama düşünmeden edemiyorum: Bu marka gerçekten bu kadar mı kısır? Onlarca yıldır akıllara takılan soru şu: Dünya lastiklerinde ve iletişimde devrim yaparken, Pirelli neden hâlâ aynı takvimle oyalanıyor? Erkeklere hitap etmek demek illa estetik çıplaklığa mı başvurmak demek? Sorunun cevabı aslında basit: Seks satar.
Ancak asıl ilginç nokta şu: Feministler bu konuda neden sessiz? #MeToo hareketi gibi güçlü bir dalga yaratıldı, toplumsal bilinç değişti dedik ama belli ki bu değişim yalnızca “teoride” kaldı. Pratikte, sanat adı altında pazarlanan bu takvim, eski moda erkek bakışını ve güzellik standartlarını sorgusuz sualsiz devam ettiriyor. “Cinselliğe dönüş” sloganıyla gelen takvim, aslında geçmişe saplanıp kalmış gibi görünüyor. Halbuki cinsellik, kadınlar için özgürleştirici bir güç olmalı; retro fanteziler değil.
Peki ya porno endüstrisi? Orada da işler aldı başını gitti. Pornografi, teknolojik devrimle birlikte daha ulaşılabilir ve daha çok tartışılır hale geldi. Ama pornografiyle bu tarz görseller arasında ince bir çizgi var. Pornografi en azından ne olduğunu açıkça söylüyor. Pirelli takvimi ise, çıplaklığı sanat ve estetik kisvesi altında sunuyor. Ama hangisi daha dürüst, tartışılır. En azından pornografi, izleyicisine yalan söylemiyor.
Pirelli’nin takvimi, 2025’te bile, yüzeysel bir nostalji ve erkek gözünden cinsellik anlayışıyla dolu. Çağ ilerledi, toplumsal normlar değişti, kadınlar kendi hikayelerini yazmaya başladı diyoruz. Ama MeToo’dan öğrendiğimiz tek şey, bazı şeylerin sadece kağıt üstünde kaldığı. Belki de lastikleri değil, düşünce yapısını değiştirmek gerekiyor. Ama kabul edelim, bu iş bir araba lastiğini değiştirmekten daha zor! Ben bir kaç fikir düşündüm çıplak takvim dışında kullanabilecekleri. Merak etmesinler, telif filan istemem.
Son yılların gözde trendleri meditasyon, müzik, hayvan sevgisi olduğuna göre Pirelliciler bunları neden kullanmıyor? Çıplak modeller yerine insan yerine meditasyon yapan arabalar koyabilir. Tekerinize Taş Değmesin Festivali düzenleyip sanatçılara sahnede “lastiklerle yapılan müzik” performansı sergiletebilir. Başrol tabii ki davul olarak kullanılan eski bir Pirelli lastiği olur. Bir köpek veya kediyle yolculuk eden sevimli reklamlar çekebilirler. Çıplak manken görmek yerine “Patiler için güvenli yollar” temasıyla herkesin kalbini kazanırlar. Kedi videoları her zaman işe yarar!
Diyeceğim o ki, Pirelli’ye çıplaklık dışında bambaşka yollar sunulabilir. Hem marka imajı değişir hem de lastikler gerçekten başrole geçer. Tek sorun şu: 1964’ten beri alışkanlık olmuş, bırakabilirler mi? İşte orası belirsiz! Çıplaklıktan kadınlar bile vazgeçti, bir Pirelli vazgeçemedi!