Sevişirken kocasının porno izlemesinden yakınan, uzun bir evlilikten sonra eski tutukulu günleri arayan, ağrılı cinsel ilişkiden şikayet eden kadınlara İrem Bir cevap veriyor.

Eşim sevişirken de porno izliyor !

Merhaba İrem Hanım, ben 27 yaşında, evli ve normalde hayattan pek memnun bir kadınım ama son zamanlarda eşimin bir hobisi (!) bizim yatak odasını gölgelemeye başladı. Kendisi sürekli internetteki ‘film festivallerine’ katılmakla meşgul. Biraz fazla mı sanatsal oldu diyorsunuz? Porno diyorum hocam, porno! Artık sevişirken de açıp izlemek istiyor; yoksa zevk almıyormuş. Ne yapayım hocam, bu benim tarzım değil, hiç bana göre değil. Ama eşime bunu nasıl söylerim bilemiyorum, açıkçası utançtan bir yastık altına saklanma noktasındayım. Ne yapayım bunu kabul mü edeyim, yoksa kriz mi çıkartayım? Cevabı sizde bulacağımı umuyorum!

Değerli Okurum,
Seni anlıyorum.Bu durum seni yeterince arzu edilmiyormuş gibi hissettiriyor ve bu konuda ne hissettiğini paylaşmak istiyorsun. Hemen aklıma şu geldi: Porno izlemenin alışkanlık mı, kaçış mı, yoksa ilişkiye heyecan katma isteği mi. Bu tür bir eğilim, cinsel tatminsizlikten ziyade kişisel bir tercih ya da stres yönetim mekanizması olabilir. Yani belki de eşin seninle daha iyi bir performans yaşamak için uğraşıyordur. Bu pornografiye olan eğilimi ilişkideki yakınlığa zarar veriyor mu? Önemli olan bu. Belki de sadece bir araç. Tabii ki “hayır” deme hakkın var. Eğer bu durum cinsel zevkini tamamen yok ediyorsa, açık bir şekilde bunu eşine ifade etmen lazım. Belki de eşinin bu tercihine tamamen kapıyı kapatmak yerine, bunun ilişki dinamiklerine zarar vermeyen bir şekilde sınırlandırabilirsin. Bu konuda kendi başına çözüm bulmakta zorlanman durumunda bir cinsel terapiste başvurabilirsin.

Eski tutkular yok olmuş, yerini bir kardeşlik bağı almış

İrem Hanım Merhaba. 53 yaşında, evli ve hâlâ ‘mutlu’ bir adamım… Ya da şöyle diyelim: Mutluluğun biraz daha durağan bir versiyonu. Durum şu: Eşimle yıllardır aynı yastığa baş koyuyoruz, ama artık o yastık sadece baş için gibi. Yani, bizden geçti mi ne? O eski tutkular yok olmuş, yerini bir kardeşlik bağı almış. Artık yastık kavgası bile çıkmıyor, o kadar sakinleşmişiz. Ama hocam, ben eşimi seviyorum, boşanmak falan asla aklımdan geçmez. Ne yapalım? Arada bir ‘ateşin közü’ derler ya, bizimkine biraz gaz mı lazım yoksa bu ateşi tamamen yakacak bir başka yol mu var? Lütfen yardım edin, çünkü evlilik bitmesin, ama kardeşlik de olmasın!

Değerli okurum,
Öncelikle bir durumu netleştirelim: 53 yaş tam da andropoz yaşı. Acaba bir uzmana görünüp isteksizliğinin altında bunlar da var mı baktırdın mı? Andropozda erkeklik hormonu olan testosteron seviyelerinde düşüşle yorgunluk ve libido azalması belirtileri görülüyor. Diğer taraftan anlattığın durum sık rastlanan bir evlilik klasiği. Birlikte geçirdiğiniz yıllar boyunca ‘volkan’ zamanla sönüyor. Rutin öldürür, yenilik canlandırır! Her akşam televizyon karşısında aynı diziyi izlemek evlilik adrenalini bitirmiş olabilir. Yeni bir hobiye başlamak, birlikte bir kursa gitmek (dans dersleri olabilir mi?), ya da tatilde hiç görmediğiniz bir yere gitmek ilişkinizi canlandırabilir. Yani her şey fazla mekanik ve rutine dönmüşse, ilişkiyi buradan çıkarmaya çalış. Küçük jestler, el yazısıyla bir not ya da sabah kahvesini hazırlamak bile fark yaratır.
Sonuç olarak, evliliğin o eski heyecanını kaybetmiş olabilir, ama unutma: Her iyi film bir devam filmi hak eder! Bol şans ve bol sevgi diliyorum – çünkü bu hikaye, mutlu sonu fazlasıyla hak ediyor!

Cinsellik acılı bir korku filmi

İrem Hanım Merhaba. 25 yaşında, yeni evli ve ‘tatlı bir başlangıç’ yapmayı hayal ederken kendimi resmen bir korku filminin başrolünde bulmuş bir kadınım. Durumu şöyle özetleyeyim: Cinsellik benim için zevk değil, adeta bir Survivor mücadelesi! Sürekli acı hissediyorum, nasıl kaçacağımı şaşırıyorum. Ama kaçış planım yaratıcı oldu: Ayda 2 hafta regl oluyorum artık! Evet hocam, yapacak bir şey yok, başka türlü kurtulamıyorum. Sorun şu ki, eşime bunu söylersem bana kızacağını düşünüyorum. Şimdi ne yapacağım? Evlilik ‘mutlu son’ derler, ama benim için şu an bir ‘sonsuza dek saklan’ durumuna dönüşmüş durumda. Yardım edin, hocam!

Değerli okurum, yaratıcılıkta bir dünya rekoru kırmışsın: Ayda 2 hafta regl! Hatta biraz daha sıkışırsan ‘Ayda 3 hafta regl’ seviyesine bile çıkabilirsin, ama bırak bu kurguyu, çünkü sana daha etkili çözümlerle geliyorum!

Cinsellik, keyifli ve bağ kurucu bir deneyim olmalı, seni korkutan bir parkur değil! Sürekli acı hissediyorsan bu, muhtemelen fiziksel ya da duygusal bir durumun göstergesidir. Bu durumun adı ‘vajinismus’ olabilir ya da başka bir tıbbi sebep söz konusu olabilir. Ama unutma, çözümü olan bir şeyle karşı karşıyasın! Bir kadın doğum uzmanına ya da cinsel terapiste başvurman bu korku filmini romantik komediye dönüştürebilir.

Bak şimdi, eşinle konuşmak zor ama çok önemli. Şöyle bir giriş yapabilirsin: ‘Hayatım, ben bu konuda kendimi biraz zorlanmış hissediyorum ve bu yüzden hem benim için hem de bizim için bir çözüm aramak istiyorum.’ Bu nazik ama net açıklama onu suçlamadan sorunu paylaşmanın harika bir yoludur. Ayrıca, eğer kızarsa, bu onun kişisel olgunluk sınavından çakması olur, unutma.

Eşinle bu durumu çözmek için birlikte çalışabilirsiniz. Belki de her şeyi biraz yavaşlatıp, küçük adımlarla ilerlemek gerekebilir. Şöyle düşünebilirsin: ‘Futbolcular bile ısınmadan sahaya çıkmaz!’ Onunla daha fazla yakınlık kurabileceğiniz, baskı hissetmeden keyif alacağınız anlar yaratabilirsiniz.

Şimdi artık regl yalanını emekliye ayırıyoruz ve yerine ‘Benimle çalışalım, birlikte daha iyi bir yol bulalım’ cümlesini koyuyoruz. Son olarak, unutma: Bu senin suçun değil ve yalnız değilsin. Çözümü olan bir şeyle karşı karşıyasın. Biraz açık iletişim, biraz destek ve doğru adımlarla bu korku filmi ‘mutlu son’ ile bitebilir. Bol şans ve sevgiler!