Bir konser düşünün, başlamasına 15 dakika şöyle bir anons geçiyor: “Burası lise değil, heyecanınızı kontrol edemeyeceğinizi düşünüyorsanız girişteki masalarda bulunan psikologlarımıza başvurabilirsiniz.”
Dün 10 Haberde çıkan habere göre ABD Başkan adayı Donald Trump bile yapay zekayla üretilen fotoğrafları gerçek sandı Taylor Swift’in kendisini desteklediğini duyurdu. Lakin gerçek kısa sürede anlaşıldı.
İşte kadının gücü! Taylor Swift hayranı olun ya da olmayın, bu yıl kültürel ve finansal anlamda nasıl bir dev haline geldiğini inkar etmeniz zor. Taylor Swift’in son albümü ‘The Tortured Poets Department’ ilk haftasında 2,6 milyon satarak Swift’in 2020’den bu yana Billboard’da bir numaraya yerleşen sekizinci albümü oldu. Bu arada şunu belirteyim “The Tortured Poets Bölümü’ 2,6 milyon satış yaptı” ifadesi geleneksel albüm satışlarını, yani albümlerin fiziksel ve dijital satışlarını ifade ediyor. Bu sayıya Spotify gibi platformlardan elde edilen indirme rakamları dahil değil. Swift Şubat ayındaki Grammy Ödülleri’nde yılın albümü ödülünü dördüncü kez kazanan ilk sanatçı oldu ve Frank Sinatra, Stevie Wonder ve Paul Simon ile aynı başarıyı yakaladı.
Mayıs başlarında, Swift’in geçen yıl başlayan 152 konserlik, milyar dolarlık stadyum konserleri projesi Eras Tour, ABD dışındaki ülkelerde devam ediyor. Artık Swiftonomics diye bir şey var. Yani Taylor Swift konser ekonomisi. Taylor Swift’in turneleri, özellikle konserlerin düzenlendiği şehirlere çok sayıda turist çekiyor ve bu durum otel fiyatlarını bile artırıyor.
Ben de geçen hafta sonu Londra Wembley stadyumunda 100 bin kişiyle birlikte Taylor Swift’in inanılmaz gösterisini seyrettim. Doğrusu gösterisi hangi açıdan daha inanılmazdı karar veremiyorum. Binlerce kişinin tıkır tıkır metroyla stadyum kapısına kadar gidip en ufak bir itiş kakış olmadan yerini bulması mı, dev sahne mi, müthiş sahne gösterisi ve binlerce kişinin toplu enerjisi mi.
Hepimizin koluna renkli ışıklar yayan bileklikler verildi. Sahne koreografisi koca stadyumun bileklik ışıklarını şarkıların temposuna göre yönetti ve masal gibi bir ortam yarattı. Ama bana sorarsanız hepsinden en inanılmazı tüm yaş gruplarından kadınların parlak pullu elbiseleri, tüylü kovboy şapkaları, kovboy çizmeleri ve şarkı sözü bilezikleri ile özene bezene hazırlanıp gelmeleriydi. Makyajlar, saçlar da cabası. Tabi biz yaş ortalamasını yükseltip şaşkın bakışlara maruz kalmadık değil, ama görülmeye değer bir sosyolojik deneydi diyebilirim.
Parmakla sayılacak kadar az erkek seyircinin arasında delirmiş kadın seyirciler müzisyeni görmeye gelmişti. Erkeklerin başlıca görevi içecek ve yiyecek taşımaktı diyebilirim. Kolumdaki gürültü ölçer saatin sık sık alarm verdiği konserin bitiminde bilet bulamayan şansızlar merdivenlere yayılmış stadyumdan gelen sesleri dinleyerek şarkılara eşlik ediyordu. Kimse orayı terk edememişti. Kariyeri boyunca country müzikten pop müziğe ve son zamanlarda indie ve folk türlerine kadar çeşitli müzik tarzlarında başarılı işler çıkaran Swift, geniş müzikal yelpazesi ile farklı müzik zevklerine sahip insanlara hitap etmesini sağlıyor. Ama Swift öyle bir show kadını ki her kalça kıvırması her göz kırpması işveli, cilveli ve çok çalışılmış.
Taylor Swift’in 16-30 yaş arası kadınlar arasında bu kadar mucizevi şekilde popüler olmasının ardında birçok faktör bulunuyor, aktivistliği bu başarının önemli bir parçası. Artık öyle bir çağda yaşıyoruz ki sadece global şirketlerin, markaların değil, global şarkıcıların, oyuncuların da tarafını belli etmesi gerekiyor. Taylor Swift toplumsal meselelerde sesini yükselten bir figür olarak LGBTQ+ hakları, cinsiyet eşitliği ve sosyal adalet gibi konulardaki güçlü duruşuyla dünya genelinde geniş bir destek görüyor. Bu duruş, Swift’in hayran kitlesini genişletirken ilgili kitlede derin bir saygı kazandırıyor.
Özellikle genç nesiller, sanatçıların toplumsal sorumluluklarını üstlenmelerine değer veriyor ve Swift’in bu alandaki aktif rolü, onun sadece bir müzisyen değil, aynı zamanda bir rol model olarak kabul edilmesini sağlıyor. Swift, cinsel saldırı mağdurlarının haklarını savunmak ve kadınların seslerini duyurabilmeleri için çeşitli kampanyalara destek veriyor. Ayrıca, sosyal medya üzerinden politik mesajlar vererek gençlerin oy kullanma bilincini artırma çabalarına katkıda bulunuyor. Bu tür sosyal adalet kampanyaları, Swift’in popülaritesinin sınırlarını aşarak küresel bir ikon haline gelmesine yardımcı oluyor. Zaten sosyal medyayı çok etkin bir şekilde kullanarak hayranlarıyla sürekli iletişimde. Bu platformlar aracılığıyla kişisel ve profesyonel yaşamını paylaşıyor, hayran kitlesini genişletiyor ve sadık bir takipçi kitlesi oluşturuyor.
Ancak yine de bence işin asıl sırrı şarkılarında. 15-25 yaş grubu kızların boncuklu elbiselerle avazları çıktığı kadar bağırarak ezbere tüm şarkılara katılmalarını görseydiniz siz de benimle aynı fikirde olurdunuz. Swift’in şarkıları, aşk, kalp kırıklığı, büyüme, kimlik arayışı gibi evrensel temaları işliyor. Bu temalar, farklı kültürlerden gelen insanlar arasında ortak duygusal bir bağ yaratıyor ve Swift’in müziğini dünya çapında anlaşılır ve sevilebilir kılıyor. Taylor Swift’in şarkıları, genç kadınların kendi kimliklerini keşfederken yaşadıkları duygusal deneyimleri yansıtıyor. Swift, şarkı sözlerinde kişisel deneyimlerini paylaşarak dinleyicilerin kendi hikayeleriyle özdeşleşmesini sağlıyor. Bu özdeşleşme, hayranlar arasında derin bir bağ kurulmasına yardımcı oluyor. Swift, şarkılarıyla sadece müzik yapmıyor; aynı zamanda bir hikaye anlatıyor. Bu hikayeler, dinleyicilerin hayatındaki önemli olaylarla paralellik gösterebiliyor. Özellikle 16-30 yaş arası kadınlar, Swift’in şarkılarında kendi yaşamlarının anlatıldığını hissedebiliyor, bu da onu daha anlamlı ve çekici kılıyor.
Swift, sadece bir müzisyen değil, aynı zamanda bir kültürel ikon ve pek çok genç kadının yaşamlarında önemli bir rehber olarak karşımıza çıkıyor. Swift’in ilişkilendirilebilirliği, dinleyiciler olarak bizim üzerimizde psikolojik bir etki yaratıyor; hatta iyileşmemize bile yardımcı olabiliyor. Hayatın daha üzücü kısımlarına değinmekten kaçınmıyor ve bize hayatın olumsuz kısımlardan kurtulmak ve bunlar yaşanırken iyi anların tadını çıkarmakla ilgili olduğunu gösteriyor.
Her şeye rağmen Türkiye’de bu çılgınlık daha dar bir kesimde etkili. Belki de turun ülkemize uğramama sebebi budur. Bunun bir sebebi medya bölünmesi diye düşünülebilir, diğer önemli bir sebep de verdiği mesajların bizim toplum ilişkilerini yansıtmaması olabilir.
Yine de sanırım ben de artık bir Swifty’im. Size güzel bir bilgi de vereyim. Bu konserleri kaçırdım diye üzülmeyin. Disney platformunda yer alıyor.