Türkiye’de incel ideolojisi, Batı’daki kadar organize ve yaygın değil, ancak son beş yıldır yükselişte. Sosyal medyada ya da forumlarda, kadın düşmanlığı üzerinde yükselen incel ideolojilerine yakın duran gruplar da dikkat çekiyor.

İstanbul Ümraniye’de 26 ayrı suç kaydı olduğu öğrenilen 19 yaşındaki Yunus Emre G.’nin polis Şeyda Yılmaz’ı şehit etmesi, Beyoğlu’nda genç bir kadının sokak ortasında iki erkek tarafından duvara sıkıştırılıp taciz edilmesi ve de Fatih’te 19 yaşındaki Semih Çelik’in yarım saat ara ile hayatının baharında iki genç kadını vahşice katletmesi ile bayağı bir şoktayız. Şiddet hiç bu kadar aleni, nedensiz ve korkusuz olmamıştı.

Ben bu gidişatı Şubat 2024’te 10Haber’de bir başka yazımda ele almıştım. Erkeğinizi nasıl alırsınız, sert mi yumuşak mı adlı yazımda feminizmin baskıcı bir sisteme yol açtığını düşünerek kadınlara karşı düşmanlık besleyen “düşman cinsiyetçiler”in Reddit.com sitesi içerisinde bir alt kültür oluşturduğundan bahsetmiştim. Adına Red Pill deniyor. Red pill (kırmızı hap) ideolojisi (Türkiye’de de mevcut ve bir süredir toplantılar yoluyla taraftar topluyor) kadınların doğası gereği manipülatif, ilgi arayan, tutarsız, duygusal ve çok eşli olduklarını söylüyor. Kadınların hükmedilmeyi, kontrol edilmeyi ve manipüle edilmeyi şiddetle istediğinin altı çiziliyor.

Bu yazı aslında geleceğin habercisi imiş. Şimdi daha beteri çıktı. Bu yenisinin adı “İncel” ideolojisi, özellikle romantik veya cinsel ilişki kuramayan kişilerin bu durumu toplumsal ya da biyolojik nedenlere bağladıkları ve genellikle karşı cinsle ilgili nefret ve öfke besledikleri bir düşünce sistemi.

“İncel” terimi, “involuntary celibate” yani “istemsiz bekar” ifadesinin kısaltması. İncel toplulukları arasında en yaygın nefret kadınlara karşı. İnceller, kadınları cinselliği kontrol eden ve erkekleri “seçici” bir şekilde reddeden bireyler olarak görüyor. Bu, kadınların sadece “fiziksel çekiciliği yüksek” erkeklerle birlikte oldukları ve diğer erkekleri dışladıkları gibi yanlış inanışlara yol açıyor. Kadınları bu şekilde nesneleştiren ve suçlayan bir dil kullanıyorlar. İlişkilerin tamamen fiziksel çekiciliğe dayalı olduğuna inanıyorlar. “Chads” ve “Stacys” gibi terimler kullanarak, çekici erkeklerin (Chads) her zaman kadınlar tarafından tercih edildiğini ve kendilerinin bu gruba dahil olamadıklarını düşünüyorlar. Incel’ler kadınları ya aşırı kadınsı, çekici ve ulaşılmaz olan ve sadece “Chad’lerle” (bir sürü kadınla yattığı varsayılan kaslı, popüler erkekler) çıkan “Stacy’ler” ya da “ortalama” kadın olan “Becky’ler” olarak görüyor. Kadınlar genel olarak “femoid” veya “FHO’lar (Dişi İnsanımsı Organizma)” gibi insanlıktan çıkarıcı terimlerle anılıyor. Stacy’nin “doğal olarak kıvrımlı bir vücudu” ve “erkeklere anında ereksiyon sağlayan” “büyük göğüsleri ve poposu” var.

Ancak daha vahimi İncel ideolojisi, yalnızca kadınları hedef almakla kalmıyor aynı zamanda daha genel bir toplumsal dışlanmışlık duygusunu da içeriyor. Kendilerini toplumdan dışlanmış hisseden inceller, sıklıkla bu durumu “sistematik” bir sorun olarak görüyor. Nefretleri sadece kadınlara değil, aynı zamanda toplumun diğer gruplarına da karşı.

Örneğin feministlere karşı derin bir düşmanlık besliyor, kadınların özgürleşmesi ve eşitlik mücadelesini, erkeklerin marjinalize edilmesi olarak yorumluyorlar.“Alfa” erkekler (Chads) ve başarılı erkekler de bu nefretin bir hedefi olabiliyor. Bu erkekleri sistemin kazananları olarak görüp, kendilerini daha da dışlanmış hissediyorlar. Nefret dediğimde ciddiyim. Araştırmalara göre incellerin çoğu intihar etmeden önce birkaç çekici kadın ya da erkeği de beraberinde götürmenin iyi bir seçenek olduğuna inanıyor. Yabancı düşmanı ve ırkçılar. Cinsiyet normlarına uymayan bireylere ve topluluklara karşı da nefret söylemi geliştiriyorlar. Bu nefret ideolojisi, zaman zaman şiddete ve tehlikeli davranışlara yol açabiliyor.

Türkiye’de incel ideolojisi, Batı’daki kadar organize ve yaygın değil, ancak son beş yıldır internette yükselişte. Özellikle sosyal medyada ya da forumlarda, kadın düşmanlığı ve cinsiyetçi söylemlerle benzer incel ideolojilerine yakın duran gruplar dikkati çekiyor.

Öne çıkan bazı söylemler, özellikle “kadınların seçici olduğu”, “modern ilişkilerin erkeklere haksızlık yaptığı” gibi fikirler. Bu fikirler, kadınları nesneleştiren ve cinsiyete dayalı önyargılar barındıran tehlikeli ideolojilere yol açabiliyor.

İncel ideolojisi, yalnızca bireysel hayal kırıklıkları ve reddedilmişliklerden beslenen bir düşünce yapısı değil; aynı zamanda toplumu derinden zehirleyen, cinsiyetçi ve nefret dolu bir zihniyetin somut yansıması. Bu tür ideolojiler, yalnızca kadınlara karşı değil, toplumsal çeşitliliği ve eşitliği savunan her gruba karşı yıkıcı bir tehdit oluşturuyor.

Türkiye’de ve dünyada bu nefret söylemlerinin yayılmasına karşı uyanık olmak, bireyler ve toplum olarak sorumluluğumuz. Bu zihniyetle daha çocuk yaştan eğitim yolu ile mücadele, toplumsal cinsiyet eşitliği, saygı ve hoşgörü için atılması gereken en önemli adımlardan biridir.