Hayat bazen sessiz bir koy gibi huzur verirken bazen de dev dalgaların ortasında kalmış bir gemi gibi sarsar. İşte bu noktada devreye cesaret girer. Çünkü belirsizliklerle dolu sulara yelken açmak, risk almak her zaman kolay değildir. Ama asıl başarı işte tam da bu bilinmeyenlere doğru atılan adımlarla gelir.

Hayatta her fırsat konfor alanımızın dışına çıkmamızı, bilinen yolları terk etmemizi gerektirir. Ancak çoğu insan tanıdık olanın sıcaklığına sarılır, çünkü belirsizliğin getirdiği korku ağır basar. Oysa gerçek başarı cesur olanların işidir. Tanıdık limanlardan ayrılmadan denizleri keşfetmek mümkün mü?

Başarılarının zirvesine ulaşmış insanlar risk almayı bir yaşam felsefesi olarak benimsemiştir. Örneğin Mehmet Emin Karamehmet kimsenin cesaret edemediği dönemlerde cep telefonu işine yatırım yapmış, Kuzey Irak’ta petrol aramış, Digitürk’ü hayatımıza kazandırmış ve dev bir petrol tankeri filosu kurmuştur. Herkesin risklerden kaçındığı bir zamanda o cesaretle adım atmış, ödüllendirilmiştir. Cezalandırılması da aslında cesaretle direnmesinin sonucudur. Riskin cesurca göğüslendiği yerlerde büyük başarılar yeşerir.

Duygusal dünyamızda da risk almak kaçınılmazdır. Sevdiği kıza duygularını açamayan bir genç korkunun esiri olur. Fakat bilmez ki aşk da cesaret ister. Yıllar sonra “Neden bana duygularını açmadın” sorusuyla karşılaştığında kaçırdığı fırsatla yüzleşir. Hayatta bazen bir adım atmak yılların pişmanlıklarını silip süpürebilir.

Bireysel ilişkilerde olduğu gibi iş dünyasında da riskler büyük başarıların öncüsüdür. Bir kardeşle barışı sağlamak, bir dostla yeniden iletişime geçmek risk gerektirir. Karşı tarafın nasıl tepki vereceği bilinmez, ancak bir adım atılmadıkça değişim de mümkün olmaz. Risk sadece kariyer ve finans dünyasında değil, kişisel bağlarda da cesaretin mihenk taşıdır.

Benim kariyerimde de risk her zaman büyük rol oynamıştır. Sevmediğim bir işte kalma korkusuyla hareket etmedim, her zaman daha iyisini hedefledim. Başbakanlıktan İş Bankasına, Dışişleri’nden IEA’ye, OECD’den British Gas’a, Invensys’den Genel Energy’ye, Şişecam’a, Global Resources Partners’a, düzinelerce danışmanlık ve yönetim kurulu üyeliklerine her işim bir öncekinden iyi oldu, çünkü risk alıp konfor alanımın dışına çıkmaya cesaret ettim. Hala da yerimde durmuyorum, yeni meydan okumalar peşindeyim. Gelişmek, ileri gitmek, cesur adımlar atmayı gerektirir.

Toplumsal ve siyasal alanda da risk almak büyük değişimlerin kapısını aralar. Statükoyu sarsmak, ezber bozan çözümler üretmek cesaret ister. Bugün Türkiye’nin sıkışmış siyasi yapısı belki de yeterince risk almaktan kaçınan muhalefetin bir sonucudur. Değişim cesur insanların işidir.

Dünyada iz bırakan liderler cesur kararları ve risk alma yetenekleriyle tanınır. Büyük İskender, Sultan Alparslan, Mustafa Kemal Atatürk, Vladimir Lenin, Winston Churchill, Deng Xiaoping, Elon Musk gibi liderlerin attıkları adımlar hep birer meydan okumadır, büyük dönüşümleri tetiklemiştir. Korkusuzca yeni yollar aramadan büyük zaferler kazanmak mümkün değildir.

Bir hayat dolu dolu yaşanacaksa her adımda risk var. Ama bu riskler insanı büyütür, olgunlaştırır ve yeni kapılar açar. Risk almadan, bilinmeyene cesurca adım atmadan başarı mümkün değil. Kader yalnızca cesur olanların yolunu aydınlatır.

Hayatın her alanında—sevgi, dostluk, iş, siyaset—risk almak kaçınılmazdır. Başkalarının sizin için adım atmasını beklemek yerine kendi yolunuzu çizin. **Cesur adımlar atmaktan korkmayın**. Aksi takdirde olduğunuz yerde sayar ve hep o karanlıkta kalırsınız. Ve de ilerleyen yıllarda hayıflanır durursunuz “keşke” ile başlayan cümleler kurarak.