Sertab kitap yazacak, Semiha Yankı elbisesini satacak
Türkiye, 2013’den beri, yani 11 yıldır ‘Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmıyor. Buna neden olarak yarışma kurallarında yapılan bazı değişiklik ve haksızlıkların puanlama sistemine gölge düşürdüğü gösterilmişti. Ama bu, her yıl ‘Eurovision’a kim gitmeli’ heyecanımızı öldürmedi.
2003’te ülkemize birincilik kazandıran Sertab Erener’in bu yıl yarı finalde konuk sanatçı olarak ‘Every Way That I Can’i 500 bin kişilik bir salona söylemesiyle yine coştuk! Sanki yeniden birinci olduk. 34 kez katıldığımız tarihi yarışmanın birincisi Sertab Erener (2003) ile sonuncusu Semiha Yankı’nın (1975) ortak bir yönü olmuş: Eurovision depresyonu. Erener bunu bir kitapta anlatacak, Yankı ise yarışma kostümünü satacak.
Sertab Erener (2003): Koridorda bayılmıştım
‘Eurovision Nasıl Kazanılır’ başlıklı bir kitap yazmaya karar veren Sertab Erener hikayesini şöyle anlatmıştı: “Yarışma öncesi depresyona girdim. O kadar zorlandım ki anlatamam! TRT Genel Müdürü işi bıraktı. Mevlevi şeyhleri dansımı ‘Kadın öyle dönmez’ diye eleştirdi. ‘Niye İngilizce söylüyor’ diye gensoru verildi. Klibim müstehcen bulundu. Yani başıma gelmedik kalmadı. Ve yarışmadan bir gün önce koridorda bayıldım. Kitapta ‘Başa nasıl bela alınır’ gibi şeyleri anlatacağım.” (İbrahim Selim)
Semiha Yankı (1975): Aç bıraktılar, saçımı boyadılar
1975’te ülkemizi ‘Seninle Bir Dakika’ şarkısıyla ilk kez temsil eden Semiha Yankı da 49 yıl önce yaşadıklarını şöyle anlattı: “17 yaşındaydım. Üzerimdeki elbiseyi Ankara’da bir butikten alıp verdiler. Altına giyecek ayakkabım yoktu. Sarı saçlarımı ‘Türk kızı sarışın olmaz’ deyip koyu renge boyattılar. Beni emanet ettikleri kişi, elimden tüm harçlığımı aldı. Beni otel odasına kilitledi. Yemek yoktu, arada reçelli ekmek, kahvaltılık veriyordu. Çamaşırlarımı bile yıkayamadan ülkemi temsilen sahneye çıktım. Yaşadığım depresyonu ve stresi senelerce üzerimden atamadım. Dönüşte yapayalnızdım. Sonuncu olduğumuz için yuhalandım. Aradan geçti 49 yıl. Yeni bir karar aldım. Yaşadığım o sıkıntılı günleri güzel bir şeye vesile yapacağım. Eurovision’da giydiğim, o dönem hiç beğenilmeyen elbisemi açık artırmayla satışa çıkarıyorum. Gelirini de ‘Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne vereceğim.”
Hadise (2009): Kostüm ve sevgili krizi
Sertab Erener ile Semiha Yankı arasında geçen yıllarda bir kriz de 2009’da çıkmıştı. Ülkemizi ‘Düm Tek Tek’ ile temsil eden Hadise’nin giydiği o meşhur kırmızı elbise fazla açık bulunmuştu. Bunu da Ali Eyüboğlu, ‘Magazin Noteri’ programında şöyle anlattı: “Türkiye bugün Eurovision’a katılmıyorsa birinci darbeyi Hadise’den yemiştir. O zamanın TRT Genel Müdürü bana bizzat anlattı. Hadise’nin giydiği kıyafet nedeniyle sıkıntılar yaşadıklarını söyledi.” Bu arada Hadise’nin o dönem aşk yaşadığı ve şarkıya imza atan Sinan Akçıl ile yarışmanın hemen öncesinde kavga etmesi de yıllardır konuşulur durur. İddiaya göre; pop yıldızı “Sinan buraya gelmezse, sahneye çıkmam” diye tutturmuş. Sinan Akçıl da apar topar Moskova’ya gitmiş. O yarışmada da dördüncü olmuştuk.
Sosyal medyanın favori adayları
Eurovision Şarkı Yarışması’na katılacağımıza dair ne bir çalışma ne de hazırlık var. Ama o heyecanlı atmosferden uzak kaldığımız 11 yıl boyunca adaylarımızı sosyal medyada kendi kendimize seçiyoruz. Instagram’da ‘Sizce kim gitmeli?’ anketleri rekor kırıyor. İşte son birkaç yıldır öne çıkan adaylar: “Gülşen, Edis, Murat Boz, Hadise, Aleyna, Hande Yener, Tarkan, Şebnem Ferah, Hayko Cepkin…” Gülşen, Edis ve Murat Boz gitmeye sıcak bakıyor. Aleyna ve Hande Yener çok istekli. Tarkan çekimser, Şebnem Ferah da öyle. Çünkü yarışma stresi ve olabilecek tartışmalara girmek istemiyorlar.
En yüksek puan aldığımız yıllar
Athena (2004) Dördüncü
Kenan Doğulu (2007) Dördüncü
Mor ve Ötesi (2008) Yedinci
Hadise (2009) Dördüncü
Manga (2010) İkinci
Can Bonomo (2012) Yedinci