Bugün sinemalarda 11 film gösterime giriyor. 'Hit-Man' haftanın en iyisi. Tokat olayından sonra Will Smith 'Bad Boy: Ya Hep Ya Hiç'le karşımızda. Shyamalan ailesinin ikinci sinemacı ferdi Ishana Shyamalan ise 'Gözcüler'le babasının yolundan gidiyor.

İÇİMİZDEKİ KİRALIK KATİL

HIT-MAN

Yönetmen Richard Linklater, ‘Gün Doğmadan / Before Sunrise’, ‘Gün Batmadan / Before Sunset’, ‘Gece Yarısından Önce / Before Midnight’ üçlemesiyle tanınıyor daha çok. Lakin ‘Çocukluk /Boy Hood’ onun zannımca başyapıtıdır. Hem üçlemede hem de ‘Çocukluk’ta bir karakteri uzun yıllar takip eder kamerası ve karakterlerin hayatın seyri içerisinde, kendilerini keşfemeleriyle, tercihleriyle nasıl değiştiğini anlatır bize.

43. İstanbul Film Festivali’nin açılış filmi de olan son yapıtı ‘Hit-Man’de filmografisi düşünüldüğünde ayrı duran bir filmle karşımızda. Hikayenin odağında üniversitede psikoloji ve felsefe dersi veren Gary Johnson var. Biraz tek düze yaşamını renklendirmek biraz da para kazanmak için polise teknik destek vermeye başlıyor Gary. Fakat olaylar öyle bir gelişiyor ki kiralık katil rolü oynayan bir sivil polis görevini üstleniyor emniyette. İşte o zaman içindeki renkli kişiliği keşfediyor. Rol yaptığı kişiliği sevemeye başlıyor, sonra kiralık katil rolü ile gerçek kişiliği iç içe geçiyor. İlk emden şunu söyleyebilirim ‘Hit-Man’ film olduğunun farkında olan filmlerden. Linklater öyle büyük anlamlar yüklemiyor filmde anlattığı hikayeye. Ama alttan alta rol yapma meselesinin (burada biraz toplumsal rollerimizi kastettiğini düşünüyorum) nasıl bıçak sırtı bir durum olduğunu eğlenceli bir şekilde anlatıyor. Haftanın öne çıkan yapımı kaçırmamanızı tavsiye ederim.


ÇILGIN İKİLİYE DE KUMPAS KURARLAR

BAD BOYS: YA HEP YA HİÇ / Bad Boys: Ride or Die

Will Smith’e Oscar töreninde Chris Rock’a tokat atması sonrasında insanlar mesafeli. Seyirci nezdinde itibar kaybettiği ortada. Ama ya bu olayın unutulduğu düşünülüyor ya da herkes ikinci şansı hak eder önermesine güveniliyor. Yoksa ‘Bad Boys: Ya Hep Ya Hiç’ filminin çekilmesini başka türlü açıklayamıyorum.

90’ların zıt karakterli ikili polis filmlerinden biri olarak başlayan ‘Bad Boys’ (Çılgın İkili adıyla gösterilmişti ilk film) 2003’te ikinci çekilince seriye dönüştü. Ama iki filmlik bir seri olarak kaldı. Ta ki 2020’ye kadar. Yıllar sonra gelen üçüncü filmde son görev için bir araya gelmişti çılgın ikilimiz. Film beğenilince de dördüncüsü çekildi. Ama üçüncü dördüncü film arasında malum bir tokat olayımız var.

‘Bad Boys: Ya Hep Ya Hiç’te Miami’nin polis ikilisi Mike ve Marcus bir kumpasla kanun kaçağı durumuna düşüyorlar. Tabii onları biraz tanıyorsanız bu kumpası kuranları bulup adlarını temize çıkartırlar diye düşünüyorsunuzdur. Doğru ikilimiz de bu şekilde hareket ediyorlar. Lakin kanun kaçakları gibi kanunun dışında haraket ederek mücadele ediyorlar.


BİRİ BİZİ FENA GÖZETLİYOR

GÖZCÜLER / The Watchers

Bir zamanlar Hitchcock’un tahtının varisi olarak gösterilen M. Night Shyamalan kendisine açılan krediyi çok da iyi kullanamadı. Parlayan ve sönen bir kariyerinin ardından şimdi yapımcı olarak karşımızda. Yapımcılığını yaptığı filmse kızı Ishana Shyamalan’ın yazıp çektiği ‘Gözcüler’.

Kızı da babası gibi korku gerilim kulvarında yol alacağını daha ilk filmiyle ortaya koyuyor. ‘Gözcüler’in odağında Dakota Fanning’in canlandırdığı 28 yaşındaki sanatçı Mina var. İrlanda’nın batısındaki geniş ve el değmemiş bir ormanda yol alırken ansızın ormanda mahsur kalıyor. Sonra kendisi gibi ormanda mahsur kalan üç kişiyi buluyor. Garip bir dünyanın içine sıkışan dört kişi. Ve her gece onları ziyaret eden yaratıklar. Mina tabii ki bu dünyadan kurtulmak istiyor. Sonra gerilim dolu bir serüven. Açıkçası Ishana Shyamalan babasının ilk dönem filmlerini hatırlatan bir filmle yönetmenlik kariyerine şık bir başlangıç yaptı dedirten bir filmle karşımızda. Umarız boynuz kulağı geçer.


YANLIŞ CENAZE

ADAK / The Offering

Oliver Park imzalı ‘Adak’ haftanın vasat korku filmlerinden biri aslında. Bir iblisin ortaya çıkmasıyla başlayan olayları izliyoruz. Filmde borçlarından kurtulmak için eşinden ve babasından gizli işler çeviren Arthur var. Cenaze evi hizmeti veren babasının yanına eşiyle birlikte giden Arthur, burada  bedenine kötü bir ruh saklanmış olan bir adamın defin işlemlerini üstlenir. İşinin ehli olmadığı için de iblisi serbest bırakır. Sonrası bir kabus.


ZOR SEÇİM

MILLER’İN FAVORİSİ / Miller’s Girl

Hobbit’imiz Martin Freeman’ın Jenna Ortega ile başrolde olduğu ‘Miller’in Favorisi’ gerilimli bir öğretmen öğrenci ilişkisine odaklanan bir yapım. Jade Halley Bartlett’in yönettiği filmde, öğrenci Cairo Sweet ile öğretmen Miller’ı yaratıcı yazarlık ödevi bir araya getiriyor. Ödev süreci ikilinin birbirine karşı olan duygularını tetikliyor. Lakin biri yetişkin bir öğretmen diğeri henüz 18’ine yeni girmiş bir öğrenci olunca işler karmaşık hale geliyor.


YA ZAMAN ALGIMIZ BİLDİĞİMİZ GİBİ DEĞİLSE

AN

Doktor Çağrı, nöroloji uzmanıdır. Epilepsi hastalığını iyileştirmek için çalışmalar yapmak üzere bir şirketten fon alır. Araştırmalarında epilepsi nöbeti esnasında hastalarının mekan odaklı zaman kırılması yaşadığını keşfeder. Elindeki fonu zamanın lineer akmadığını ispatlamak için kullanmak ister.

Mustafa Uğur Yağcıoğlu’nun yönettiği Anıl Altınöz, Tuğba Dokuzlar, Zeynep Anıl’ın rol aldığı film, Türk sinemasının pek el atmadığı bilim kurguya göz kırpan bir yapım. Zaman algımız üzerine söylecek bir sözü var. Bir fırsatı hak ediyor.


BUNLAR DA VAR

ÜÇ GECE HABİS


COMBAT WOMBAT


SİHİRLİ ORMANDA YOLCULUK


TEOREM


HAIKYU!! THE DUMPSTER BATTLE