Bir ülkede ekonomi ile ilgili kuruluşların geleceğe yönelik aldıkları kararlarda yönlendirici olan birtakım veriler bulunuyor. Bu veriler arasında önem taşıyanlardan biri de beklenti ve güven endeksleri. Bu endekslerde, çalışmayı yapan kuruluş tarafından konu ile ilgili seçilen kuruluş ya da kişilere o konuyla ilgili soruları içeren anket uygulanıyor ve anketlerden elde edilen bilgiler değerlendirilerek sonuçları açıklanıyor. Bu sonuçlar ekonomi yönetiminin de geleceğe yönelik kararlar alırken elinde önemli veri oluyor.
Ülkemizde ekonomi ile ilgili yapılan bu tür çalışmalardan önemli bölümü Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Merkez Bankası tarafından yürütülüyor.
Örneğin TÜİK tarafından ekonomi ile ilgili yapılan başlıca endeks çalışmaları olarak;
-Hizmet, Perakende Ticaret ve İnşaat Güven Endeksleri,
-Tüketici Güven Endeksi
-Ekonomik Güven Endeksi bulunuyor.
Merkez Bankası tarafından yapılan başlıca endeks çalışmaları olarak ise
-İktisadi Yönelim Anketinden oluşturulan İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı,
-Reel Kesim Güven Endeksi,
-Finansal Hizmetler Güven Endeksi,
-Piyasa Katılımcıları Anketi,
-Yatırım Eğilimi İstatistikleri
-Banka Kredileri Eğilim Anketi sayılabilir.
Ayrıca Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan İhracat Beklenti Endeksi ve İthalat Beklenti Endeksi çalışmaları var.
Resmi kurumlarca yapılan bu çalışmaların yanında ekonomi ile ilgili özel kuruluşlar tarafından da pek çok çalışma yürütülüyor. Bunlara örnek olarak Bloomberg HT Tüketici Güven Ön Endeksi, Bloomberg HT Tüketici Beklenti Ön Endeksi, İstanbul Sanayi Odası Satınalma Yöneticileri Endeksi-PMI ve Finansal Kuruluşlar Birliği FKB Ekonomik Görünüm Endeksi verilebilir.
Belirttiğimiz gibi bu çalışmalardan elde edilen sonuçlar geleceğe yönelik fikir vermesi ve karar vericilerin politika şekillendirmesi açısından önemli. Bu nedenle anket çalışmalarının doğru yapılması kritik.
Doğru yapılması kendi içinde anket uygulanan örneklemin doğru ve objektif seçilmesi, anket sorularının amaca uygun olması, anket sonuçlarını değerlendirme modelinin uygun olması gibi unsurları içeriyor.
Sonuçların doğruluğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri de ankete katılanların doğru bilgi vermesi. Yapılan çalışmalar daha çok geleceğe yönelik düşünce ve fikirlerden oluştuğu için ankete katılanların hiçbir baskı hissetmeden gerçek düşüncelerini ankete yansıtmaları önemli.
Ülkemizde özellikle kamu kuruluşları tarafından yürütülen bu nitelikteki çalışmaların doğruluğuna ilişkin şüpheler gündeme geliyor. Daha önceki ekonomi yönetiminde zaman zaman TÜİK ve Merkez Bankası tarafından yapılan benzer çalışmalara katılanların sınırlı tutulduğu ve ismen seçilerek belirlendiği gündeme gelmişti. Yeni ekonomi yönetiminin göreve gelmesi sonrasında özellikle Merkez Bankası tarafından yapılan çalışmalarda kapsamın genişletildiği ve firmaların daha objektif seçildiği de konuşulmuştu.
Ancak zaman zaman halen kamu tarafından yürütülen anketlerin doğruluğuna ilişkin şüpheler var. Anketlerden ortaya çıkan sonuçlar zaman zaman piyasalarda meydana gelen gelişmelerle çelişir durumda. Bu durum anketi düzenleyen kurum kadar anketi cevaplandıranların gerçek düşüncelerini ankete yansıtıp yansıtmamaları ile de ilgili. Ülkemizde özellikle yönetimle ilgili olumsuzlukları dile getirmenin ve olumsuz beklenti içinde olmanın hoş karşılanmadığı dikkate alındığında katılımcıların olumsuz düşüncelerini anketlere ne derece yansıtabileceği soru işareti.
Sonuç olarak, ülkemizde güven ve beklenti anketlerinin sonuçlarının doğruluğu şüpheli ve anketi düzenleyen kurumlar kadar anketi cevaplandıranların kendilerini rahat hissetmemelerinden kaynaklanıyor. Ülkenin genel olarak iktidara ve icraatlarına muhalif olmayı dile getirmede yaşanan korku, maalesef buraya da yansıyor görünüyor.