Ben Trump’ın başkan seçildiği anlaşıldığından bu yana dünyanın karşı karşıya olduğuna inandığım büyük tehlikeyi hem burada hem de katıldığım televizyon programlarında anlatmaya çalışıyorum.
***
Anlattıklarımın oldukça moral bozucu, can sıkıcı olduğunun farkında olmama rağmen çoğunluğunu birinci elden Washington’da takip ederek öğrendiğim bilgileri aktarmayı sürdürdüm. Birçok insan abartarak anlattığımı, hatta komplo teorisi yapmaya başladığımı bile düşündü.
***
Hayattaki en yakın arkadaşım bile bu komplo teorilerine ben inanmam diyebildi bana.
işin ilginci ben de inanmıyorum bu konuşulanlara.
ama asıl önemlisi bunlara inanan bazı insanlar maalesef var bu hayatta. Hatta bu insanlardan biri de şu anda dünyanın en önemli askeri gücü Amerika’nın Cumhurbaşkanı.
***
Trump kendisine benzeyen insanlardan oluşan öyle bir kabine kurmaya çalışıyor ki ben bu gruba baktığımda sadece gözünü karartmış bir savaş kabinesi görüyor ve korkuyorum.
***
çünkü bu grubun aralarında nasıl konuştuklarını ve nelere inandıklarını bildiğimden neler yapmaya çalışacaklarını da görüyorum ve bu yüzden olabilecek tehlikeleri dinleyen herkese aktarmaya uğraşıyorum.
***
bu insanlar önce aralarında Türkiye’nin de olduğu bazı ülkeleri israil ile savaşa çekip ondan sonra ’dünyanın sonu’ (Armageddon) diye bilinen büyük savaşa hazırlanmanın kendilerine kutsal metinler tarafından yüklenen bir görev olduğuna inanıyor.
***
bu tür inanışların söz konusu olduğu durumlarda önemli olan bunun ne kadar gerçekçi olduğu değil. anlatılanlar bize ne kadar fantastik ve gerçeklikten kopuk gelse de bazı insanların onu hayata geçirmek için uğraşmaya hazırlıklı oldukları.
***
baştan şunu görmeli herkes; anlattıklarım benim fikrim değil. ben sadece kaynakta gördüklerimi ve öğrendiklerimi aktarıyorum. onların düşüncelerine inanmadığım gibi saçma sapan bile buluyorum.
ama dediğim gibi burada önemi olan benim neye inandığım değil, bu insanların inançları doğrultusunda bizleri de içine çekecek hayli tehlikeli işlere girişecek olması.
bu insanların başında bir de ABD’nin başkanı da olunca o tehlikeli düşüncelerinin tehdidi daha da artıyor doğal olarak.
***
ben Clinton’ın başkanlığı döneminden bu yana arada Washington’da da çalışarak bu insanların nasıl düşündüğünü, nasıl örgütlendiğini takip ettim. birçoğuyla da bizzat konuştum. bu tipler dünyaya nasıl bakıyor, Türkiye hakkında ne düşünüyorlar. israil ile ABD’yi birlikte ne tür bir büyük yangın çıkarmaya itmeye hazırlıklılar; bunları biliyor ve korkuyorum.
***
bazıları bana diyor ki senin dediklerin olmaz çünkü iyi şeyler olması ihtimali de var. Bu insanlara diyeceğim şu, benim baktığım ve tehdit gördüğüm yerde eğer siz iyi şeyler görebiliyorsanız, benim göremediğim ama sizin gördüğünüz o şey neyse bana da anlatın da ben de öğreneyim.
***
ama o iyi şey yok, iyi haberler gelmiyor Washington’dan.
ben tehdit olarak gördüğüm o şeylerin ne olduğunu nedenleriyle anlatmayı sürdüreceğim ki dinlemek isteyenler bilgiyle donansın.
anlattıklarım korkutucu, iç karatıcı olabilir, ama ne yapayım, bunları bilip aktaran insan olmayı ben de istemezdim gerçekten.
yıllarımı Washington’un kodlarını çözmeye verdim. bildiklerimi şu anda anlatmazsam başka ne zaman konuşacağım ki?