Öğrendiğim yeni bilgilerden önce ham istihbarattan neyi kastettiğimi ve bunun alınma koşullarını anlatmam gerekiyor.
Washington’daki kaynaklarımın nasıl oluştuğunu ve onların bazen benimle neden bilgi paylaştıklarını 3 Aralık tarihindeki ’Türkiye’yi hedef alan Evanjeliklerin ışık ablası’ başlıklı yazımda anlattım.
***
bu kaynakların hemen hepsi son derece iyi eğitimli, kültürlü ve okumayı çok seven parlak beyinlerdir. çoğu türkçe de bildiklerinden suriye üzerindeki son yazılarımdan sonra benimle perşembe günü akşam saatlerinde iletişime geçtiler.
***
biraz sonra size aktaracaklarımı bana anlattıktan sonra dediklerinin ham bilgiden ibaret olduğunu ve bunların istihbarata dönüşmesi için gereken teyit ve analiz süreçlerinden henüz geçmemiş olduğu uyarısını da yaptılar. bunun bilinmesinin önemli olduğunu ve benim de bu bilgilere böyle yaklaşmam gerektiğini vurguladılar. ben de size şimdi bana anlatılanları yorumsuz aynen aktaracağım:
***
ulusal güvenlik konularında karar alınması açısından Washington’da bir boşluk oluşmuş. Biden’ın ekibi, başta ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan birkaç hafta sonra gelecek yeni ekibe de bağlayıcı olmamak için yani karar almakta isteksizmiş.
Trump’ın yeni ulusal güvenlik ekibiyse oynanan oyunu tüm boyutları ile tam görme aşamasına gelmeden yeni karar almak istememekteymiş.
bu durumdan dolayı Washington’da ulusal güvenlik kararları açısından bir boşluk oluşmuş.
bunu gören veya diplomatik kanallardan ABD tarafından haber verilen İngiltere de Suriye’de tüm istihbarat gücüyle devreye girmiş.
HTŞ ile bilgi paylaşımını ve ona yeni teçhizat sağlama işini ingiltere yapıyormuş bu arada.
***
Daha önce yazdığım suriye ve kuzeyi hakkında 26 şubat 2018 tarihinde Putin ile Trump arasında varılan ilke anlayışının sürdürüleceği üzerinde iki ülke karşılıklı tekrar hemfikir olmuş.
bu anlaşmanın ne olduğunu ve nasıl oluştuğunu da 14 kasımda ‘CNN Türk Her Akşam Amerika’yı yeniden Keşif için Acıklı Bir Çaba Gösteriyor’ başlıklı yazıda yazdım.
***
26 şubat 2018 tarihli Putin-Trump karşılıklı anlayışının bugüne yansıtılması şöyle olacakmış. Suriye’nin hiçbir bölgesinde Rusya ve ABD’nin karşı karşıya gelmesine yine izin verilmeyecekmiş.
oluşturulmasına iki ülkenin ortak karar verdiği YPG oluşumuna dışarıdan hiçbir gücün müdahalesine izin verilmemesi üzerine Rusya ile abd tekrar fikir birliğine varmış. Kaynaklarım bu bağlamda bana hiçbir gücün dışardan müdahalesine izin verilmeyecek lafını özellikle vurgulama ihtiyacını hissetti.
***
Rusya Suriye’yi değil, ama Esad ‘ı tamamen gözden çıkarmış. yönetimin değişmesine Rusya olumlu bakıyormuş ve bu da Amerika’ya iletilmiş.
***
bu bağlamda rejimin önemli generallerinden Süheyl Hasan ismine dikkat edilmesi ve bu ismin ileride çok duyulacağı vurgusu da yapılıyor.
***
Rusya’nın da onay verdiği bu yönetim değişikliği sonucunda en fazla zarar göreceklerin Esad ile İran olacağı düşünülüyor.
Amerika stratejisi için yapılan bu iyilik sonucunda Rusya da ABD’den Ukrayna konusunda anlayış bekliyormuş.
Bunların neler olacak, o henüz belli değilmiş.
ancak ukrayna özel temsilcisi olarak Trump tarafından atanmış olan emekli general Keith Kellog’un sadece göstermelik olduğu ve bu konuda Trump’ın asıl güvendiği Richard Grenell’in perde arkasından Rusya-Ukrayna ekseninde çalışmasını gizli götürdüğü belirtildi. bunun sonunda Rusya’nın Amerika’dan beklemekte olduğu anlayışların hangileri gerçekleşecek bakalım bekleyip göreceğiz. Bunlar Washington’da da henüz net değil.
***
bu arada ben de İsrail kısa vadede bu olacaklardan mutlu olabilir, ama Suriye’de güçlenmiş bir HTŞ’ye devamlı tahammül etmesi mümkün mü diye sordum ve onlardan aldığım cevap şu oldu:
‘israil bu olacaklara kısa ve orta vadede taktik olarak onay verecek. ama orta -uzun vadede HTŞ varlığına fazla dayanması mümkün olmayıp müdahale edecektir diye düşünülüyor şimdilik washington’da.
‘İsrail, Hamas’ın bile oluşumuna kendi çıkarları açısından yardımcı oldu, sonra olanları ise biliyorsun’ hatırlatmasını da yaptılar bu bağlamda.
kaynaklarım bana bu aşamada İsrail devletinin kurucusu ve ilk başbakanı Ben Gurion’un Orta Doğudaki azınlıklar üzerine düşüncelerini okumamı da tavsiye ettiler.
***
Golan tepesi ve çevresinin güvenliği için İsrail’in bölgedeki Dürzi nüfusla birlikte çalışmayı düşüneceği de söylendi.