Alman dil ve kültürünün hakim olduğu bölgeden Haydn, Bach, Mozart, Beethoven ve Wagner gibi devlerin çıkmış olması onların İngiltere’yi 18’inci yüzyılda ‘müziği olmayan ülke’ olarak aşağılamasına yol açmıştı.
***
biraz önce saydığım isimler kalibresinde besteci çıkarmak tabii ki kolay değildi. İngiltere’de Ralph Vaughan Williams (1872-1958) ve Edward Elgar (1857-1934) gibi bestecilerin saygın çabaları Alman dünyasının damgasını silmeye yetemedi.
***
İngiltere’ye ilk kez 1769 yılında gelen Handel’in de gördüğü gibi Londra dönemin Avrupa’sının entelektüel merkezi gibiydi.
Handel özellikle yazılı düşünce hayatı cıvıl cıvıl olan Londra’yı çok sevdiğinden şehre yerleşti ve İngiltere’de opera kültürünün gelişmesi için birçok çalışma yaptı.
***
Alman coğrafyası ile karşılaştırıldığında İngiltere gerçekten de müziği olmayan ülke olabilirdi, ama yazılı kültürün devi Shakespeare’in (1564-1616) yazdığı hemen tüm eserler daha sonra operanın devleri tarafından sahneye kondu. Onun eserlerinden esinlenen besteciler arasında Rossini, Verdi, Wagner, Mendelssohn, Berlioz, Tchaikovsky, Prokofiev gibi isimler var.
Diğer dev yazar Charles Dickens romanlarındaki yazı tekniği ile daha sonra sinema dalının gelişmesinde bile rol oynadı.
***
diyeceğim şu ki Almanlara göre İngiltere müziği olmayan ülke olabilirdi belki ama yazılı kültürde çok canlıydı.
Londra dergi yayıncılığı tarihinde bir ilki gerçekleştirmiş, Tatler ve Spectator gibi düzenli yayınlanan dergilerle modern dergiciliği başlatmıştı. bu dergilerde aralarında Jonathan Swift’in de yer aldığı yazarlar müthiş yazılar sunuyordu. Spectator dergisi o günlerde İtalyan operasına savaş açmıştı. ve dergideki bu polemik yazıları hâlâ İngiliz stili polemiğin en iyi örneklerinden olarak kabul edilir.
***
şimdi bunları durup dururken neden yazdığıma gelelim.
Geçen yılın son aylarında İngiltere’den gelen habere göre basın dünyası şu sıralar The Telegraph gazetesi ve Spectator dergisinin Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından desteklenen IMI Redbird yatırım grubu tarafından satın alınma ihtimali nedeniyle sarsılıyor.
Biliyor musunuz insanlara sadece para ile gelen bu şımarıklıktan bana gerçekten de fenalık geldi. Özellikle Arap dünyası bizlerin de maalesef çok iyi bildiği gibi bu para şımarıklığın en tahammül edilmesi zor örneğini oluşturuyor.
Spectator gibi geleneği olan, kültür yaşamının tarihini yansıtan bir derginin sadece parası var diye birilerine satılması gerçekten de inanılmaz bir şey. satın alanlar ne dergicilikten anlar, ne de o derginin tarihi önemine değer verirler. şimdi o güzel ve tarihi anlamlarla dolu dergi sadece bir muhasebe tablosu muamelesi görecek Araplardan.