İnsanın benim gibi sadece yazmak ve okumak üzerine kurulu, dışardan bakınca oldukça sıkıcı görünmesi gereken (sadece dışardan bakınca değil içerden bakınca da gerçekten çok sıkıcı) yaşam benzeri bir şeyi olunca beyni ona kendine özel oyunlar oynayabiliyor.
***
beynimin benim durumumda hayatın sıkıcılığına tepkisi normal şartlar altında katiyen ilgilenmemem, bırakın okumak için zaman ayırmayı, uzaktan gördüğümde bile hemen oradan uzaklaşmam gereken olayları hem de büyük dikkatle, detaylı incelemem oluyor.
***
kendimi her boka maydanoz dadacı araştırmacı mizahçı diye tanımlamam da işte beynimin bu durumu nedeniyle. orada acaba maydanoz olabileceğim bir bok var mı diyerek aklınıza gelebilecek ve de gelmesi mümkün olmayan konulardaki saçma yazıları ve tartışmaları da okumamdan kaynaklanıyor bu.
***
örneğin çoğunluğun mutlaka kaçırmış olması gerekir diye düşündüğüm, son derece tuhaf biçimde İlber Ortaylı’nın bile katıldığı çay üzerine yeni bir global tartışma yaşandı. Bunu da okudum.
***
biliyorsunuz mutlaka, ‘bir bardak suda fırtına koparmak’ çok basit, önemsiz ve küçük olan şeyleri büyütüp içinden zor çıkılır hale getirmek anlamında kullanılan bir deyimdir.
bu tanımlamanın tam olarak hakkını veren son global tartışma bir bardak su yerine bir bardak çayda koparılan bir fırtınaydı.
***
Global tartışma Bryn Mawr Üniversitesi’nde görev yapan kimya profesörü Michelle Francl’ın “Çayın Kimyası” isimli kitabında mükemmel çayın tuz atarak demleneceği fikrinin sosyal medyada patlamasıyla başladı. Tartışmayı tanımlarken neden durmadan global dediğimi biraz sonra anlayacaksınız.
***
çayı mükemmel demlemenin içine biraz tuz atılarak olabileceği tartışmasının sosyal medyada büyümesi üzerine genelde espri anlayışı ile tanımlanmayan ABD’nin Londra Büyükelçiliği esprili diplomatik mesaj yayınladı. Elçiliğin mesajında “İngiltere’nin güzel halkının yüreği ferah olsun; İngiltere’nin resmi içeceği olan çaya tuz atmak gibi akla hayale sığmayacak bir düşünce resmi ABD politikası değildir. Hiçbir zaman da olmayacaktır. ABD Büyükelçiliği çayı doğru şekilde yapmaya devam edecek. Mikrodalgada ısıtarak” ifadesi kullanıldı.
***
buna belki inanmayacaksınız ama çay konusu bir komedi filmine yakışacak biçimde büyüyordu. ABD’ye resmi tepki İngiltere Kabine ofisinden geldi. Onların mesajında ise “Çay sadece kettle kullanılarak yapılabilir” dendi.
***
gördüğünüz gibi basit bir çay demleme yüzünden neredeyse ABD ile İngiltere savaşa giriyordu az daha. meseleyi gerçekten global düzeye taşıyan asıl gelişme kendisi gibi onlarca lisanı ana dili gibi konuşmuyorsa ve binlerce kitabı da okumuş değilse hiçbir insanı insan olarak bile kabul etmeyen İlber Ortaylı’ın bu tartışmaya Türkiye’den katılmasıyla oldu.
Prof. Dr. İlber Ortaylı Amerikalıların çay ve kahveyi bilmediğini söyleyerek “Amerika’dan çayın nasıl içileceğini öğrenecek değiliz. Amerikalılar çay bilmez, kahve bilmez. Kimya profesörü de olsa fark etmez. Çay keyif gıdasıdır. Ben de severim ve şeker bile atmadan içerim. Tuzlu çay vardır, eskiden beri yapanlar var. Ama şekerli çay kadar zararlıdır. İngilizler çay işini bilir. İngilizlerle çay konuşacak en son kişiler Amerikalılardır” ifadelerini kullandı.
***
bu tartışmaya neden katılmak ihtiyacını duyduğunu bilmesem de hocanın haklı olduğunu söylemeliyim. Hatta devletinin resmi açıklamasında bile çayın mikrodalgada ısıtılacağını söyleyebilen bir ülkenin sadece cahil değil üstelik barbar da olduğunu düşünüyorum.
***
İlber hocaya genelde haklı demekle birlikte tamam çay işini bilmezler de Amerikalıların kahve işini neden bilmediklerini düşünüyor, bunu anlamadım. Eğer bu da doğruysa sabah neredeyse uyanmadan bile kahve içmeye başlayıp bunu gece uyuduktan sonra bile sürdüren Amerika’nın yine tam anlamadığı bir iş daha yaptığını söylemeliyiz.
***
İlber hoca herhalde gerçek kahve olarak Viyana’da yapılanı kastediyor olmalı. bu konuda da onunla ayrılıyoruz, benim için en şaheser, en gerçek kahve Küba kahvesidir.
***
Son olarak bir önerim de olacak. Bence Türkiye’nin Londra elçiliği bir çay daveti versin. ve davete gelecek ABD’li ve İngiliz yetkililerine gerçek çayın nasıl demleneceğini de öğretsinler. barbarlar biraz medeniyet görsün.