Ben bu haberi OdaTV’de okudum, galiba ilk önce Habertürk’te Yasemin Güneri yazmış
aynen alıyorum. maalesef meseleyi tam anlamanız için bu uzun haberi sonuna kadar, bir aziz nesin hikayesi tadında okumalısınız.
ilk önce haberi okuyun, benim yorumlarım sonunda.
***
Dava konusu olay Ankara’da yaşandı. Ankara Barosu tarafından 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri çerçevesinde “Kaybedenler Kulübü” adlı eğlence mekanında “avukatlar partisi” düzenlendi.
Partiyi organize edenler kadınlardan ücret alınmayacağını duyurdu. Partiye tek erkeklerin de alınmayacağı açıklandı. Bu duruma itiraz eden bir katılımcı Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu Başkanlığı’na başvurdu. Kurum da işletmenin “Damsız girilmez” uygulamasının “eşitlik” ilkesine aykırı olduğuna karar verdi.
İşletme bu karara itiraz ederek Ankara 9. İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Açılan davada Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu Başkanlığı’nın verdiği kararın iptali istendi.
Davanın reddini isteyen Eşitlik Kurumu Başkanlığı işletmenin kadın ve erkekleri farklı muameleye tabi tuttuğunu, kadınlardan ücret alınmadığını, tek kadınların partiye katılmaktan diskalifiye edilmemesine karşın tek erkeklerin partiye katılmaktan diskalifiye edildiği, bu diskalifiye ve dışlanmanın tamamen kişilerin cinsiyetine bağlı olarak yapıldığı, yapılan bu uygulamayı haklı kılacak herhangi bir somut veriye rastlanmadığı, kadın ve erkeklerin eğlence mekanına girişte farklı muameleye tabi tutulmasının kadınlar lehine yapılmış bir pozitif ayrımcılık olarak değerlendirilmesine hukuki olanak bulunmadığını iddia etti.
Ankara 9. İdare Mahkemesi de uygulamanın doğuştan belirli bir cinsiyete sahip insanların sırf cinsiyetleri sebebiyle farklı muameleye tabi tutulması sonucunu doğuracağını belirtti. İdare mahkemesi şirketin müşteriler arasında cinsiyet temelinde doğrudan ayrımcılık yaptığını kaydederek işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.
İşletme de yerel idare mahkemesinin bu kararını istinafa taşıdı. Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarihi bir karara imza atarak İdare Mahkemesi’nin kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline oybirliğiyle karar verdi. Kesin hüküm taşıyan karara göre işletmeler “Damsız girilmez” uygulamasına devam edebilecek.
Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin verdiği kararda gerekçeler şöyle sıralandı: “Kadın müşterilerden ücret alınmaması toplumsal farkındalığı ve duyarlılığı artırmak amacı taşıdığı için uygulamanın nesnel ve makul bir gerekçe ile haklılaştırıldığı, bu uygulamanın haftanın sadece bir günü ile sınırlı olduğu, bu günlerde erkek müşterilerin ödediği giriş ücretinde herhangi bir artış yapılmadığı ve ödenen giriş ücretinin fahiş bir tutarda olmadığı, ulaşılmak istenen amaç ile muamele arasında makul bir denge olduğu ve muamelenin orantılı olduğu ve ayrımcılık yasağının ihlal edilmediği belirlenmiştir.
Muhatap işletmenin işletmeye tek başına gelen erkeklerin kadın müşterileri rahatsız edeceği ön yargısı ile hareket ettiği tespit edilmiştir. Ayrıca eşsiz almama kuralını getirerek işletmeye gelen kadınların rahatını sağlamayı amaçladığı da belirlenmiştir. Ancak eğlence yerine eşsiz gelen her erkeğin kadın müşterilere yönelik olumsuz davranışlarda bulunacağı ve onları rahatsız edeceği şeklinde bir varsayımla kalıp yargı oluşturularak ön yargılı davranılmasının objektif bir temelden yoksun olduğu da ortadadır.”
Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi’nin verdiği kararda kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmasının da önünü açtı. Daire’nin verdiği tarihi kararda ülke koşullarına da atıfta bulunularak “Ülkelerin gelişim ve değişimine bağlı olarak insanlara tanınan hak ve özgürlüklerin sınırları da değişim ve gelişim göstermektedir” dendi.
birkaç sorum var
ben bu haberi muazzam sıkıcılığına rağmen defalarca okudum. buna rağmen anlamadığım bazı noktalar var:
1- Ancak İsveç veya Danimarka’da olabilecek, belki oralara yakışabilecek bu olayın Türkiye’de de olmasına neden müsamaha edildi?
2-Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu Başkanlığı diye bir şey neden var? başkanı kim? kurumun kaç personeli var? Mesai saatlerinde neler yapıyor bunlar?
3-Adalet sisteminde acil çözülmesi gereken sanki bir tek bu sorun varmış gibi bu konuya neden özel ilgi gösterildi?
4- Ankara’da Kaybedenler Kulübü adında bir şey neden var? bu kulübe nasıl üye olabiliriz? Bu üyelik teklifi gelse beni bile kabul edebilecek bir kulübe üye olmama değmez diyeceğim türde bir kulüp müdür yoksa? Avukatlar neden özellikle bu kulüpte parti düzenledi ve başta kadınlardan ücret almamalarının arkasındaki karanlık gerekçe neydi?
5-tüm adalet sistemimiz eşitlik ilkesinin doğru uygulanması konusunda eğer bu kadar duyarlıysa bizim bugüne kadar bundan neden hiç haberimiz olmadı?
6- özellikle kadınlara eşitlik konusunda memlekette bu kadar duyarlılık olduğunu birden öğrendiğinde kadınların uğrayacağı şaşkınlık ve şoku kimse düşünmedi mi?
7-Ankara 9. İdare Mahkemesinin kararında Türkiye için yeni ve sürpriz olacak bir tanıma neden yer verildi? Kararda ‘doğuştan belirli bir cinsiyete sahip insanlar’ diye neden dendi. Acaba bu tanımın eşcinsellere ve bütün LGBT+ bireylere uygulanmasına imkanı var mıdır? Bunun homofobik sevimsiz insanlarda yol açabileceği travmayı kimse hesap edemedi mi?