Bu soruya adamın gündelik rutin davranışlarına bakarak, hatta sadece kabinesine atadığı isimlerin hayatını öğrenerek ‘evet’ diye cevap vermek mümkün.
***
ama ben bunu yapmayacağım. Bunun yerine onun başkanlığının birinci döneminde çok yakından Washington’da şahit olduğum olayları size anlatarak Trump’ın akıl sağlığı üzerine kararı size bırakacağım.
***
başkanlığının ilk döneminde Washington’da hemen her sabah Trump’ın yol açtığı birbirinden inanılmaz, insana artık bu kadarı da olmaz dedirten öyle haberlerle uyanıyorduk ki , en azından başkentte çalışan biz gazeteciler arasında Trump’ın akıl sağlığı pek iyi değil galiba’ düşüncesi oluşmuştu.
***
sonra bir gün Amerikan Kongre’sinden bir haber geldi. Demokrat Parti Trump’ın akıl sağlığının incelenmesi için bir önerge vermişti. önerge kabul edilir ve yapılan inceleme sonucunda Trump’ın akıl sağlığının iyi olmadığına karar verilirse 25’inci madde çalıştırılarak sağlık sorunları nedeniyle başkan görevden alınabilecek ve yerine başkan yardımcısı getirilebilecekti.
***
o günlerde meşhur gazeteci/yazar Michael Wolf’ın ‘Trump Beyaz Saray’ında Ateş ve Öfke’(Fire and Fury inside the Trump White House) kitabında anlatılan beyaz saraydaki bir birinden tuhaf olaylar tartışılıp konuşuluyordu.
***
Aynı günlerde Yale Üniversitesi Psikiyatr bölümünde görevli doktor Bandy Lee’nin yazdığı bir kitap da gündemdeydi. ‘The Dangerous Case of Donald Trump; 27 Psychiatrist and mental Health Experts Assess a President (Tehlikeli Donald Trump Vakası; 27 Psikiyatrist ve akıl sağlığı uzmanı başkanı analiz ediyor) başlıklı çalışmada varılan ortak sonuç Başkan Trump’ın ‘Malignant Narcism’ (habis narsizm) hastalığından muzdarip olduğuydu.
***
ünlü psikiyatrist/yazar Eric From’a göre habis narsistler insan kötülüğünün özlerinin beşincisinin bir parçasıydı. Bunlar kendilerini üstün hisseden, empati eksikliği olan ve etraflarındaki insanların dikkatinin tamamına sahip olmakla ilgili takıntıları olan insanlardı meşhur profesöre göre.
***
tabii bu çalışmada varılan sonuç duyulunca insanlardaki korku ve endişe düzeyi iyice artmıştı. İnsanlar ‘akıl sağlığı yerinde olmayanı bir kişi tarafından yönetilen bu ülkeye kim bilir neler olacak ’diye düşünmeye başlamıştı.
***
bütün bunlar olup biterken bilin bakalım Donald Trump ne yaptı. Aleyhine söylenen her şeye karşılık olarak sadece bir tweet attı ve ‘Ben son derece dengeli bir dahiyim’ demekle yetindi.
***
Bilim insanları ‘Sadece bu tweet bile Trump’ın akıl sağlığının bozuk olduğunun bir kanıtı’ dese de o başkanlık koltuğunda oturmayı sürdürdü.
Bırakın sürdürmeyi, olan onca olaya, skandala ve açılan onca davaya rağmen adam şimdi ikinci başkanlık dönemine başlamaya hazırlanıyor.
onu oraya güle oynaya seçenlere ve ne yazık ki Türkiye dahil bütün dünyaya hayırlı olsun, ben daha ne diyeyim başka?