Katastrofik iklim değişikliğinden hakkındaki filmi seyrettiğimden bu yana korkarım. 

filmde bir yaz günü aniden gökyüzündeki bulutlar kristalleşir, donma başlar, çatlamalar olur, hava sıcaklığı hızla düşer ve deniz de yükselmeye başlayınca New York’ta şehrin göbeğindeki 42’inci sokaktaki kütüphanenin önünden gemi geçer.

çok etkili anlatmışlardı olayı, beni ürküttüler ve o günden bu yana memlekette iklim değişikliği getirmesi kesin olan bilinçli tahribata korku ve endişeyle bakarım.

***

Müjdeler olsun bizde de katastrofik bir iklim değişikliği yaşandığı haberi geldi sonunda.

Son 19 yılda 2.6 milyon hektar tarım arazisinin beton haline getirilmesine izin verenleri  alkışlayıp onları daima coşkuyla seçen, sonra biraz olsun mantıklı düşünmeyi hiç denemeden pazarda fiyatlar neden artıyor diye şikayet eden, beton yapılmayan yeşil alanlara siyanür boca edilmesine izin verilmesine de ses çıkarmayan, göl ve nehirlerimizin nerdeyse kanalizasyon haline getirilmesini umursamayan halkımız bu iklim değişikliği haberini de pek umursamayacaktır ama ben hala beyni çalışan azınlık için yazmalıyım bunu.

***

iklim değişikliğinin termal konfora etkilerini inceleyen yeni bir çalışmaya göre Akdeniz’i popüler bir yaz turizmi destinasyonu haline getiren iklim şartları değişiyormuş. Uygun yaz şartları kuzeye kayıyormuş. Karadeniz’in bazı bölgeleri turizm için ideal koşullara ulaşabilirmiş.

***

Çoğu Boğaziçi üniversitesi öğretim üyesi olan bilim insanları tarafından yapılan bu çalışmanın İngilizce başlığı ‘Projected Summer Tourism Potential of the Back Sea Region.’

***

gerçi inanılmaz bir vurdumduymazlıkla yaşamakta olan halkı dediğim gibi ilgilendirmiyor bu ama ben yine de meseleyi onların anlayacağı dille anlatayım. Bir süre sonra plajda mangal keyfi yapmak veya güneşlenirken çocuklarınızın çişi geldiğinde onları denize yollamak gibi adetlerinizi artık Akdeniz kıyılarında değil Karadeniz’de yapmak zorunda kalacaksınız.

çünkü biraz güneşlendikten sonra denize girme imkanı veren ve bilim insanları tarafından termal konfor diye adlandırılan hava koşulları kuzeye doğu gidiyor ve sonunda Karadeniz buna uygun olacak.

***

Gördüğüm kadarıyla çalışmada Karadeniz kıyılarının Akdeniz’e alternatif turizm destinasyonu olarak potansiyeli değerlendirilmiş. Buna göre Karadeniz Bölgesi plaj turizmi için gerekli konfor düzeyini sağlayacakmış. Özellikle Sakarya, Ordu, Samsun, Trabzon’da ve Rize’de bazı bölgelerin Tatil İklim Endeksi (Holiday Climate Index, HCI) sınıflandırmasındaki en ideal koşullara ulaşabileceği öngörülüyor.

***

Üstelik çalışmanın bulguları yüzyıl ortasına doğru Karadeniz kıyılarının yaz sezonunda plaj turizmi için gerekli konfor düzeyine sahip olabileceğini gösteriyor. yani genç ve çocuk nüfusun 26 yıl sonra yaşamak zorunda olabileceği bu durumu aramızdan 104 yaşına kadar yaşayacağını daha önce deklare  etmiş olduğundan bir tek Ertuğrul Özkök görecek olsa da ben yine de bir uyarayım dedim ilgilenebilecekleri.

***

bu arada Celal Şengör bir defasında ‘Karadeniz patlayacak sonunda. Çünkü içinde gazlar var. Bu gazlar giderek artıyor. Bunlar gazoz gibi yüzeye çıkacak sonunda. Karadeniz’in 60 kilometre çevresinde yaşayan oksijen soluyan hiçbir canlı kalmayacak” demişti.

bu dediği olay yaz tatili için artık Karadeniz’e gidilmesinin zorunlu olmasından sonra olursa ne  yapılır bilemiyorum.

***

açıkça söyleyeyim bu değişimi görebilecek de olsam katiyen yaz tatili için Karadeniz’e gitmezdim, çünkü tatilim için Bodrum yerine Sakarya’ya gitme fikrine adapte olabileceğimi hiç sanmıyorum.

***

elimde değil, aklıma şu da geliyor. Ya yaz koşullarının kuzeye doğru gitmesi devam eder ve bu koşullar bizden tamamen çıkıp Rusya’ya varırsa ne olacak. O zaman Türkiye buz çağına mı geri dönecek yani. Geriye doğru gidişimiz son yıllarda hayli hızlanmıştı ama bunu bu kadar abartacağımızı ben bile düşünememiştim.