Aziz Nesin usta hayatta olsaydı herhalde üzerine hiçbir yorum yapmadan 8 Mart kadınlar gününde İstanbul’da yaşananları bir mizah şaheseri olarak yazardı.
***
Tam da o gün Atatürk Kültür Merkezi (AKM) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde “SÜS” isimli bir sergi açtı. Üç yıldır 8 Mart’ta farklı temalarla sergiler düzenleyen AKM ilk sene karma, ikinci sene kadın sanatçıların eserlerini sanatseverlerle buluşturdu. Bu yıl düzenlenecek sergide ise erkek sanatçıların bakış açısı yansıtılıyor. Resimden heykele, tekstil dokuma işlerinden enstalasyona farklı disiplinden 13 sanatçı süs kavramını sanatın dilinde ele alıp kadının yaşamındaki derin izlerini 31 farklı eserle sunuyor. Sergi 31 Mart’a kadar AKM Galeri’de ücretsiz ziyaret edilebilecek. 8-31 Mart arasında her cuma günü AKM Kütüphane’de kadın sanatçıların katılımıyla söyleşi programları olacak.
***
sanata çok önem veren ve kitaplarında sanatı çok yönlü ele alıp üstünde çalışan bir yazar olarak haber beni çok sevindirdi.
Gayet tabii ki tam da kadınlar günde açılan bir sergide hiçbir kadın sanatçının eseri olmaması beni de birçok insan gibi başta şaşırtı ama bu yıl üçüncü yılına giren bu sergide yıllar içinde yapılanları okuyunca nedenini anladım.
***
Bunu anlamakla birlikte AKM’deki serginin yine de keşke 8 martta açılışı olmasaydı diyorum. bunu söylemem sergide hiçbir kadın sanatçının eserinin olmamasından değil, yanlış anlamayın diye bunu vurgulamak istiyorum. Ama bu serginin açılış gününün kadınlar gününe denk gelmesi yine de hoş olmadı.
serginin açılışına kimse gelemesin diye acaba özel mi seçtiler 8 Mart gününü diye bile düşündüm bu serginin haberini alır almaz.
çünkü bir Türkiye klasiği olarak Taksim meydanı nedense 8 mart günü neredeyse acil ilan edilmiş bir sıkıyönetim varmış gibi muamele görüyor.
Demokratik özgürlükçü bir sesin duyulmasını katiyen istemeyen kafalar kadınlar alana girip seslerini duyurmasın diye alanı girişe kapatıyor.
***
Nitekim yine ‘Türkiye klasiğimiz’ tekrarlandı. Beyoğlu’nda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde gerçekleştirilen ‘Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılan binlerce kadın saat 19.30’da Sıraselviler Caddesi’nde bir araya geldi. Bu yıl 22’ncisi düzenlenen yürüyüş öncesi geniş güvenlik önlemi alan polis Taksim Meydanı ile İstiklal Caddesi’ne çıkan tüm sokakları demir bariyerlerle araç ve yaya girişine kapattı.
***
yani serginin açışının olduğu o gece ne Sıraselvilerden ne de başka sokaklardan Taksim’deki AKM binasına ulaşmak pek mümkündü.
***
üstelik yine AKM’de o gece ayrıca Bağımsız Sanat Vakfı tarafından organize edilen Uluslararası 8 Mart Dünya Kadınlar Günü sergisinin bu yıl ”Sonsuz Enerji, Mitokondriyal Havva” temasıyla AKM Galeri’de açılışı da varmış.
***
önümüzdeki yıl da yapılsın bunlar, kadın temalı sergiler düzenlensin de açılış gün 8 marta denk getirilmese bence çok daha iyi olacak. İnsanlar sanat görmeye biraz da huzur bulmak amacıyla gider. bu amaca ulaşmak için yolda polis bariyerleri, sıkıyönetim koşulları görmek zorunda kalmasalar o huzuru yaşamaları çok daha kolay olur.
***
Daha makulü ya da artık 8 martta kadınların Taksim alanında şenlik düzenlemelerine izin verilsin ve sanatseverler de onlarla birlikte huzurlu bir gece yaşasın, polis de soğuk havada görev yapmak mecburiyetinden kurtulsun. Yani Taksim alanı rahatlatılırsa bu net bir ’win-win’ sonucu oluşturur yani kaybedeni olmayan bir durumdur bu, bilmem anlatabiliyor muyum?
***
Sonra bakın ’sonsuz enerji’ sergisi kendini nasıl anlatıyor:
‘Virginia Woolf’un “Bir kadın olarak bütün dünya benim ülkem” sözünün sanatın en önemli niteliklerinden biri olan evrensellik ilkesi ile kesişim noktasından seslenerek evrenselliği kadın olgusu çerçevesinde yeniden görünür kılmak amacındayız.’
***
tamam AKM binası içinde evrensel kadın olgusu sanat çerçevesinde görünür kılınsın da bu görünürlük AKM binası dışındaki Taksim alanındaki kadınlar olgusuyla da sağlansın.
üstelik Virginia Woolf’ın o sözü sanırım Istanbul’da başlayan bir olayın anlatıldığı ‘Orlando’ romanında edilmişti. Yani alanın rahatlatılması da, alanda kadın şeniliğinin düzenlenmesi de, kadın temalı AKM sergisi de Virginia Woolf’un anısına uygundur.
***
yazım bitti, şimdi ”Sonsuz Enerji, Mitokondriyal Havva” sergisinin adında yer alan mitokondriyal’ın ne anlama geldiğini öğrenmek için yoğun ve tahminim hayli uzun sürecek çalışmalara geçebileceğim çok şükür.