Suriye’nin kuzeyinde özellikle de Fırat’ın doğusunda bir şeyler olacağını bir yıl değil, 10 yıl da değil, tam 30 yıl önceden, 1994 yılından bu yana yazıp duruyorum.
Clinton döneminde Washington’da medya temsilcisi olarak çalışırken, 1994 yılında bir gün Pentagon’un orta vadeli planlar dairesinde görevli İsrail/amerikan çifte vatandaşı bir sivil personel ABD’nin derinlerinde o günlerde dolaşmaya başlayan kuzey Suriye ile ilgili bir harita göstermişti bana. Bunun o günlerde Hürriyet gazetesi aracılığıyla Türkiye’ye anlatılmasını istemiş olabilirdi, ama ben konuyu üstünde çalıştıktan, aradan biraz zaman geçtikten sonra yazdım.
yazdım ama konuyu da bir türlü bırakamadım, o harita konusuna devamlı şekilde dönmek zorunda kaldım yıllar içinde.
çünkü ABD’nin PKK dahil tüm kürt gruplarla derin bağlantısı yıllar içinde Washington’da daha da güçleniyor ve bir kürt devleti oluşturma sürecinde istikrarlı biçimde yürünmeye çalışılıyordu.
***
Bu kürtlerle işbirliği konusunun Amerikan devletinin neredeyse genlerine yazıldığını ve ABD derin devletini ele geçirmek için birbirleriyle güç savaşına girmiş olan neoconlar ile evanjelist grupların ikisinin de kürt gruplarla bölgemizde stratejik işbirliğine özel önem verdiğini yıllarca ne kadar yazdıysam, bu tehdite dikkat çekmeye de çalışsam da bugüne kadar ikna edici olmayı pek başamadım sanırım.
***
Amerikan devlet yapılarının yıllardır üstünde çalıştığı bu kürt planının devreye sokulmasını ben doğal yaşamım süresince görmem diye umuyordum. Ama tarihin oluşumu Suriye’de öyle hızlandı ki, yıllar önce korkmaya başladığım süreç şimdilerde yürürlüğe maalesef konuyor gibi.
***
Bu özel tarihi deneyimim nedeniyle son günlerde gelmeye başlayan PYD/YPG silah bırakacak ve çekilecek, ABD onları desteklemeyi bıraktı gibi haberleri maalesef kuşkuyla karşılıyorum.
Washington’da bunca yıldır üstünde çalıştığı bir stratejiyi bu kadar çabuk, birdenbire neden bırakacağını anlayamıyorum bir kere.
Üstelik tüm Amerikan üst yönetimi kürt gruplarla derin ilişkileri olduğunu açıklarken ve İsrail kürt gruplarla bağlantının sürdürülmesi için perde arkasında bastırırken birden bundan neden vazgeçilmiş olabileceğini anlamak çok zor.
***
Evet ben dahil herkes bu işin türkiye lehine bitmesini arzu ediyor olabiliriz. Ben bunu 30 yıldır istemekteyim ve de durmadan yazıp duruyorum, ama arzumuz bu yönde diye gerçeklerden kopup bunun gerçekten olmaya başladığını düşünmek bizi ülke olarak yanlışa sürükleyebilir.
ülkemizin özellikle bu aşamada yanış yapma lüksü yok. gerçekleri bileceğiz ve uygun tedbirleri olusal çıkarlarımız için hep sükunetle alacağız.
***
Amerikan ulusal güvenlik yazarı arkadaşlarımdan duyduğuma göre üst düzey PYD’li ilham Ahmed adlı kadın Washington’a gönderdiği bize yardım edin mektubunun aynısını Netanyahu’ya da göndermiş.
bunun yanında Reuters ajansının 20 Aralıkta geçmiş olduğu habere göre Amerikan kongresinde demokrat senatör Chris van hollen ile cumhuriyetçi senatör Lindsley Graham’in ortak sunduğu yasa tasarısına göre eğer Türkiye kuzey Suriye’de Amerika’nın ortak çalıştığı gruplara karşı askeri güç kullanırsa yaptırım getirilmesi öngörülüyormuş. Tasarının yasalaşması için hem Demokrat Parti’den hem de Cumhuriyetçi Parti’den destek varmış.
***
Dolayısıyla bugün neler yapacağımızı düşünürken sahadaki gerçekleri iyi analiz etmeliyiz, saha derken sadece Fırat’ın doğusunu değil, Washington ve israil’i de kastediyorum. Ve meselenin sakin, bilgili analizinden sonra soğukkanlılıkla harekete geçmeliyiz. dün de yazımda söyledim bir büyük oyun oynanıyor ve oyunu bir tek Türkiye bozabilir.
***
Daha önce çok yazdığım halde işin gözden kaçırıldığından emin olduğum çok önemli bir yönü de var.
Fırat’ın doğusundaki Kürt oluşumu ile ilgili öneriyi ilk yapan Ruslardı.
İlk Trump döneminde Washington’da medya temsilcisiyken 25 şubat 2018 tarihinde Putin’in global prestij sahibi orta doğu danışmanı Vitaly Naumkin bir gün sonra Georgetown üniversitesinde önemli bir konferans için Washington’a geldi.
Georgetown üniversitesinin ülkenin dış politika ve ulusal güvenlik elitlerini yetiştiren School of Foreign service bölümündeki konferans yemekliydi ve sadece davetiyesi olanlar girebiliyordu. Devletin bütün üst düzey ulusal güvenlik bürokratları konferanstaydı.
konferansta Rusya’nın suriye hakkında önem önerileri olacağı mesajı Amerikan devletine daha önce istihbarat servisleri aracılığıyla iletilmişti.
***
konferanstan bir hafta kadar önce, 17 şubat 2018 tarihinde CIA başkanı Mike Pompeo’nun talimatıyla hakkında Amerika’ya girme yasağı olan Rusya’nın üç istihbarat kuruluşunun başındaki isimler CIA’nin koruması altında washington’a getirildi ve Langley’deki CIA merkezinde bir toplantı yapıldı. Getirilenler SVR’ın başındaki Sergey Naryskin. FSB’den Alexander Partnikov, GRU’nun başı İgor Oleyewick Kotyskov’ydu.
Aynı gün Kongre’de demokrat parti senato lideri Chuck Schumer bunun nasıl olabildiğini, neler olup bittiğini sordu, ama net bir cevap alamadı. Daha sonra kendisine gizli bilgi verilmiş olabilir.
CIA merkezindeki toplantıda üç rus yetkili bir hafta sonra Vitaly Naumkin’in konferansta açıklayacağı modelin ana hatlarını ABD devlet yetkililerine anlattı, planı önceden incelesinler diye.
***
Yemekli konferansa davetli Amerikalı gazeteci arkadaşlarımdan öğrendiğime göre Naumkin özellikle o gece Fırat’ın doğusundaki kürt oluşumu üzerine Rusya önerisini anlatmış. Kürtlere Barzani’nin babasıyla geçmişte bir geceyi mağarada birlikte geçirecek kadar yakın olan Naumkin önerileri bir gün sonra Pompeo tarafından başkan Trump’a anlatıldı.
ABD başkanlarına her gün sunulan pdb’ye (presidential daily brifing) o gün Naumkin’in ABD’den ayrılmasını beklediği için CIA başkanı geç gelmişti.
Rus önerilerini dinleyen Trump brifingden sonra Putin’i aradı ve bir buçuk saat konuştular.
***
o gün konuşulan Fırat’ın doğusuyla ilgili modele Rus tarafı ‘kuzey ırak modeli’, ABD tarafı ise ‘Kamışlı modeli’ adı vermişti. o tarihten bu yana o gün üzerinde prensip anlaşması sağlanan konuşulanlarda bir değişiklik olup olmadığını bilemiyorum, ama o gün konuşulan Fırat’ın Doğusu ile ilgili modelde şunlar yer alıyordu. Bunları bugün konuşulanlara katkısı olur belki diye aktarıyorum:
***
– Fırat’ın doğusundaki kürt oluşumunun kısıtlı özerkliğe sahip olması öngörülüyordu.
– bu oluşumun Suriye’den kopmayacağı, bazı bölgesel siyasi kararlarda, ekonomik ve kültürel konularda sınırlı özerkliğe sahip olması öngörülüyordu.
-PYD isterse kendine özgü sembol ve bayrakları bölgenin içinde kullanabilecekti ama sınırda sadece suriye merkezi hükümetinin bayrağı dalgalanacaktı.
– bölgenin sınırında merkezi hükümetin ordu askerleri de kürtler yanında devriye gezecekti.
Naumkin konferansında kendisine ‘peki bu modele Türkiye’nin tepkisine ne yapacaksınız’ diye sorulduğunda, anlatıldığına göre ‘Türkiye kuzey Irak’taki kürt oluşumuna da başta sert tepki göstermişti ama sonra kontrolüne aldı, Suriye’de de bunun olmasını bekliyorum’ diye cevap vermiş.
***
Amerika bu oluşumu Iran’dan İsrail yönünde bir tehdide karşı askeri güç olarak kullanmayı uzun zamandır planlıyor.
(yarın da rusya-ukrayna ekseninde Trump ne yapıyor, ona bakacağız çünkü bu da Suriye ile ilişkili).