Sosyal iletişime girmeye mecbur kalmayayım diye evden artık çıkmama kararı almıştım, ama Ali Congun’un İstanbul için yakın olarak sayılabilecek uzaklıkta bir mekanda stand-up şovu olacağını duyunca dayanamadım, ruh halim geçici olarak biraz düzelir gibi oldu, tamam gideceğim, dedim.

Hatta bu defa evden çıkma fikrim sadece teorik kalmadı kendimi bile şaşırtarak işi pratiğe de döktüm, sokağa çıktım.

***

mizahtaki en parlak zekalardan biri olduğunu düşündüğüm ve you tube şovlarını büyük keyifle izlediğim Ali Congun’u bir de ‘live’ görmek benim için kaçırılmaması gereken bir fırsattı.

Ha tabii evden kolay çıkmamın bir diğer nedeni de Rana’nın bana ‘bu defa da son anda geri dönersen sen kıtır kıtır büyük zevkle keserim’ demesiydi. Bunu Ali Congun ‘adamı benim şov gücüm evden çıkardı’ diyerek övünmesin diye söylüyorum.

***

beni çok güldüren ve mutlu eden şovundan sonra kulise giden bir arkadaşımız aracılığıyla sağolsun bir mesaj yolladı Ali, hemen ayrılmasın da görüşelim, dedi.

umarım neden sen de kulise girmedin diye sormazsınız, çünkü bunu benim bunu utanmadan yapabilmem için önceden hayli yoğun bir sakinleştirici almam ve üstelik hapları suyla değil viskiyle  içmem gerekir.

***

tamam zevkle görüşelim de bunu duyar duymaz beni yine anti sosyallik  basıverdi. hemen eve kaçmak istedim. Rana çok nazik biçimde ‘seni bu masaya evcil bir mahlukat olarak gerekirse zincirle bağlarım, hiçbir yere kıpırdayamazsın’ deyince beklemeye başladım.

***

ben mizahçının aklını gözlerine bakar bakmaz anlarım. geçmişte sadece mizah yazarken bunu bende de denemeye çalıştılar ama başaramadılar. çünkü bir gözümü görseler de 360 derecelik şaşılığım olduğundan bir türlü diğer gözümü de bulup bakamadılar. sonunda herhalde biraz zeki olmalı diye bir ara sonuca varmak zorunda kaldılar.

Ali Congun’un son derece zeki olduğunu şovlarından zaten biliyordum ama gözlere yakından bakar bakmaz bunun hayli yüksek bir zeka olması gerektiğini bile düşündüm ve ne yalan söyleyeyim biraz kıskandım da doğrusu.

***

Bence bu zekanın şovdaki zirve noktası y harfi ile başlayan ve k ile biten, başlangıç ve sondaki harfin yanında birer de a harfi olan ve ortada da r harfi bulunan kelimeyi sahnede bir defa bile ağzına almadan hakkında hayli uzun bir espri yapabilmesiydi.

toplumun her kesiminden seyircisi olan Ali Congun şovlarında bir stand-up komedyeni için kaçınılmaz olan seviyeli terbiyesizliği bence çok yerinde ve güzel yapıyor. ama onu birçok insan açısından daha ilginç yapan yanı toplumun yapısını iyi tanıması ve toplumla kendini de hedef almayı ihmal etmeden dalga geçebilmesiydi.

***

açıkça söyleyeyim buluşmamızın başında bana üstadım demesi ve mizah yazılarını bayılarak okurdum diye konuşması, fazla itiraf etmek istemesem de, beni çok mutlu etti. 

***

iki komedyen olarak buluşmamıza bu attığım başlık tabii ki Jerry Seinfel’in ‘Comedians in Cars geting coffee’ şovundan esinlendi. Seinfeld benim zeki bir komedyen gözlerinden anlaşılır teorime istisna olması gereken bir kişi. bu şovunda her bölüm için özel seçilen bir arabada iki komedyen sohbet ederek kahve içmeye gider ve kahvelerini yudumlarken de sohbeti sürdürürdü. hiçbir şey hakkındaydı bu şov ve Seinfeld çok da ucuza mal ederdi. ama yine de çok seyredilirdi. Congun kardeşimle sohbet ederken acaba biz de benzer bir şov yapsak ne olurdu diye düşündüm.

***

Ama zekamın ona yetişemeyeceği korkumdan olsa gerek bu konuyu hiç açmadım ve büyük ihtimalle ona bu şovu hatırlatmasın diye kahve  almayı bile teklif etmedim o gece.