Incel (involuntary celibate, istemsiz bakir veya en doğrusu gönülsüz abazan) kavramını ilk duyduğumda bunun benim hayatımla alay etmek için Ertuğrul Özkök tarafından çıkarılmış ve yayılan bir kavram olduğunu sanmıştım.

ama sonra anladım ki diğer inceller ile aramdaki tek ortak yön çirkinliğim ve genel iticiliğim nedeniyle kadınlara itici gelmekten ibaretti. 

onlarla tek orta noktam buydu, onlar bu durumları nedeniyle kadınlara sadistçe kin beslerken, hatta onlara vahşi biçimde zarar verme hayalleri kurarken ben aksine bana sadistçe davranan ve bana zarar vermekten hoşlanan kadınları sevdiğimden, gerçek bir incel olmadığım da ortaya çıktı.

***

bugünlerde şimdilik ’Seksin Kısa Tarihi’ adını koymuş olduğum bir yeni kitap üzerine çalışmaktayım. Adının çağrıştırdıklarının aksine bunun entelektüel derinliği olan bir çalışma olması gibi bir iddiam da var nedense. hatta entelektüel derinliğin daima sıkıcı olmayı gerektirmediğini ispat etmek gibi ayrı bir amacım da bulunuyor bu yeni kitapta.

***

yazma aşamasına geçmeden hep yaptığım kaynak çalışma aşamasının bu defa çok sıkıcı geçtiğini söyleyebilmem mümkün değil. çünkü bu aşama bu defa hayli çok sayıda porno film izlemeyi, porno yazı okumayı ve fotoğraflara da bakmayı gerektiriyor. kitabı yazma hazırlığı aşamasında ne gibi tarifsiz acılar çekmekte olduğumu umarım görüp beni takdir ediyorsunuzdur.

***

neyse ki penisim çoktan kaybolmuş olduğundan onanizm tehlikesi bende artık yok, bu yüzden bilimsel çalışmalarım aksamadan, ara vermeden sürebiliyor. Bu arada onanizm mastürbasyona verilen ve saygın görünmek için uydurulmuş bir kavramdır.

***

Seksin Kısa Tarihi gibi başlığı olabilen bir kitap için çalışma yaparken gayet tabii ki 1974 ile 1980 tarihleri arasındaki Türkiye’ye özel önem vermemek imkansızdı. bu tarihler arasında Türkiye’de benim porno-komedi, Orhun Yakın’ın ise tam muamele diye adlandırdığı türde filmlerin patlaması yaşanıyordu.

***

ben eski Türkiye’nin bu muhteşem dönemini ne yazık ki bizzat yaşayamadım, çünkü o tarihlerde new york’ta porno film oynatan sinemalarla ilgili ve onanistik faaliyetin hayli yoğun olduğu bir salona film başladıktan sonra karanlıkta girmenin vahim sonuçları, olabilecek tehlikeleri üzerine yoğun çalışma sürdürüyordum.

***

1977 rakamlarıyla Türkiye’de yedi bine yakın kapalı sinema olduğundan, bunların hepsinde porno gösterilmese, yşine de neredeyse 700 bin kişinin aynı anda onanistik faaliyette bulunduğu veya en azından buna çalıştığı anlamına gelse de, meselenin bu boyutu tamamen farklı, ayrı bir çalışmanın  konusu olabilir. belki bu önemli konuyu ‘Seksin Kısa Tarihi’ kitabımdan sonra ‘Kitlesel 31’in beklenmedik ve sürprizli  sonuçları’ başlıklı farklı bir çalışmada incelemeyi düşünebilirim.

***

O dönemde ‘5 tavuk bir horoz’, ‘Parçala Behçet’,  ‘Öyle bir kadın ki’, ’Muz sever misiniz’, ‘Şehvet Kurbanıı Şevket’, ‘Ayıkla beni Hüsnü’, ‘Kutu’, ‘Hasan Almaz Basan alır’, ‘Civciv çıkacak kuş çıkacak’, ‘Fırçana bayıldım boyacı’, ‘Beş dakikada Beşiktaş’ gibi son derece yaratıcı adlarla birçok porno film art arda geldi ve bu furya Aydemir Akbaş’ı hem star, hem de zengin yaptı.

***

bu yazının ana tezi bu filmlerin Türkiye’deki makul çoğunluğun yani abazan kalabalıkların bugünkü inceller gibi davranmasını engellediğidir. çünkü bu filmlerde kadınlar çok güzel olmasına rağmen hiç hadleri olmadan özgüven patlaması yaşamakta olan bazı şekilsiz erkekler onlarla sevişiyor veya buna benzer hareketler yapabiliyordu. böylece ülkenin abazan ve şekilsiz erkekleri (makul çoğunluk) kendilerinin de bir gün böyle güzel kadınlarla sevişeceği umuduna kapılıp aslında geçekleşmesi imkansız bu beklentiyle çevrelerine zarar vermeden yaşamlarını sürdürüyordu.

yani anlayacağınız, 1970’lerde bu tür filmler Türkiye’de bir incel felaketinin yaşanmasını engellemişti.

***

1980 darbesi olunca her diktatörün yaptığı gibi o zamanki yönetim de millete ahlak tanımlamaya girişip bu filmleri tamamen yasakladı ve Türkiye’nin bence mahvolmasının yolu da açıldı. bugünkü incel fırtınasının asıl nedeni de budur. bu İsmet Berkan’ın benimle iftihar etmesini sağlayacak haddinden fazla bilimsel bir sonuç oldu bence.