Geçen pazar günü yerleştirmeye çalıştığım geleneğime uygun olarak sanat yazısı yazmadığımdan dolayı bir haftadır pişmanlık yaşıyorum.

acaba çok önemli bir konu vardı da kafamda o yüzden mi yazmamışım ki diye merak ederek baktım, geçen pazar  ‘Köpek gibi Havla’ başlıklı bir yazı yazmışım. Yani bu konu pazartesiye ertelense veya  hiç yazılmasa ne olurdu yani değil mi?

***

Tabii işi kılıfına uydurmak için o da bir televizyon dizisi üzerineydi, yani onu da sanattan sayabilirim diye düşünebilirdim. Ama sırf pazar günleri sanat üzerine yazma geleneğim aslında bozulmadı diyebilmek için bu olayı bu kadar çarpıtıp bir tv dizisini ben bile sanattan sayamam. O nedenle geçen hafta bir kusur işledim, bunun bir daha olmamasına çalışacağım. Bu pazar Picasso’yu merkezine alan bir konumuz var.

***

John Berger gibi görme biçimleri üzerine odaklanmış (‘Görme Biçimleri’ ve ‘O ana adanmış’) usta bir yazarın sanatın her dalı üstüne, özellikle resim ve fotoğraf üstüne her eseri benim için neredeyse kutsaldır.

Picasso ise resimde görmeyi ve perspektifi radikal biçimde değiştirmiş büyük bir isimdir. Basite indirgeyerek açıklarsam tuvalinin üstünde var olan nesne ve insan figürlerini sadece tek yönleriyle göstermemiş ve hem arkadan, önden, yandan ve de tepeden görünme biçimlerini aynı resim alanı üstünde çalışmıştır onları.

***

Picasso, Pablo; Weeping Woman (Femme en pleurs); Tate.

Büyük ressam bu konuyu her yönüyle görüp çizme tekniği nedeniyle de savaş alanlarının korkunçluğunu her boyutuyla, her açıdan ‘Guernica’ şaheseriyle gösterebilmiştir.

***

Ben uzun süredir ‘Kütüphanemdeki İsyan /Yapı bozumuna Uğrayan Sanatın Peşinde’ adını verdiğim bir kitap çalışması içindeydim. bu yüzden aslında yazmaya başlamadan önce okumuş olmam gereken John Berger’in ‘The Success and Failure of Picasso’ (Picasso’nun Başarı ve Başarısızlığı) adlı son derece provokatif başlıklı çalışmasını maalesef  kitabımı yayın evine gönderdikten sonra keşfettim.

***

yanlışın neresinden dönülse iyidir diyerek biraz geç olsa da şimdi okuyorum bu çalışmayı. John Berger her zaman olduğu gibi yazı ustalığını konuşurmuş bu çalışmasında da.

Ben postmodern olanı anlamak için ilk önce modern dönemi açıkladığım kitabımda Picasso’ya özel bir yer vermemiştim. çünkü amacım bir tarih çalışması yapmak değil sadece modern olanın ve ondan sonra gelen postmodernin özde ve derinde ne olduğunu anlamak olduğundan Manet’den doğrudan Jackson Pollock’a atlayan bir söylem oluşturmuştum. Bu nedenle Berger’in çalışmasını baştan okumamış olmak bitirmiş olduğum kendi çalışmamı etkileyen bir sorun oluşturmadı.

***

şimdi bir görme biçimleri uzmanının sanatçının bakışı üstünde devrim yapmış bir sanatçıyı nasıl ele aldığını gösteren çalışmayı iş için değil sadece zevk için okuyabiliyorum ve bundan mutluyum.

***

Herkese okumasını tavsiye ettiğim bu çalışmasında Berger sanat tarihindeki bütün ustaların sanatlarını sürekli olgunlaştırdığı, sürekli iyileştirdiği, hepsinin de grafiklerinin sürekli yükseldiği ara sonucuna vardıktan sonra bunun tek istisnasının Picasso olduğuna işaret eder.

***

Berger’e göre Picasso’nun ressam olarak tutarlı bir gelişme gösterdiği tek dönem 1907 ile 1914 arası kübizm dönemiydi. bunun dışında Picasso bir gelişme göstermemiştir Berger’e göre.

***

ama nasıl olur, Picasso çok uzun yaşadığına (1881-1973) ve genç yaşta çizmeye başlayıp sonuna kadar hiç durmadığına göre bunun  olması nasıl mümkün olabilir diye sorduğunuzu duyar gibiyim şimdi.

***

Çizgisinin bu daima yükselişte olmaması Picasso’nun hep genç kalmasıyla açıklanıyor. Ressam daima genç olabildiğinden ve gençlik coşkusuyla daima yeni olanı denediğinden, geçici başarısızlıklardan da korkmadığından inişli çıkışlı olabiliyor gelişme çizgisi. Ama ne olursa olsun ortaya koyduğu eser, nispeten başarısız olsa da daima ilginç olabiliyor.

***

işte bu denemelere açıklığı ve denemekten korkmaması nedeniyle bazıları Berger’in verdiği 1907 ile 1914 arası kübizm dönemini Picasso’nun yeni gelişmeye başlayan sanat anlayışlarına, yeni denemelere geçiş dönemi olarak görme eğiliminde.

***

Dediğim gibi çok uzun yaşayan ve sadece 20’inci yüzyılın değil tüm zamanların en büyük ustaları arasında olan Picasso o uzun yaşamının her döneminde toplumsal değerleri ve sanat anlayışlarını yıkıcı olmuş, bu nedenle bence tek başına üstünde yoğun çalışılması ve yazılması gereken bir usta.

Berger’in çalışması bende bu arzuyu tetikledi ve  hakkında kaynak toplamaya çoktan başladım bile.