Yanlış anlamayı baştan engellemek için bu soruyu Sırrı Süreyya Önder için sormuyorum. Onu hemen hepinizin iyi bildiğini ve hakkını helal ettiğini biliyorum zaten.
ama hayır ben başlıktaki soruyu kendim için şimdiden sordum ki geleceklerini pek sanmam da arkadaşlarım cenazemde bu soruyla muhatap olurlarsa cevaplarını şimdiden hazırlasınlar istedim.
zira bu soruya kolay cevap verebilmek pek kolay değil bence. kendim hakkımda bana sorulsaydı nasıl bilirdin merhumu diye emin olun hemen kolay cevap veremezdim.
hayatımın detaylarına indiğim takdirde buna kendim için benim bile ‘pek iyi bilmezdim’ cevabını vermem ihtimali var.
Cevabın böyle olması durumunda sonraki prosedürün ne olacağı da meçhul bana göre.
***
bu teknik aksamanın olmaması için – düşük de olsa- cenazeme gelme olasılığı olan bir grup insanın önceden gerekirse yalan söylemeyi göze alması gerekiyor.
bunun benim için olabileceğini hiç sanmıyorum. Çünkü benim arkadaş grubum Ertuğrul Özkök, Sedat Ergin ve Oray Eğin’den oluşuyor. bu kişiler tek tek gelseler bile bana pek güvenli gelmiyorlar. bir de grup halinde oldukları takdirde neler olabileceğini varın siz takdir edin.
Dolayısıyla bunlar başlıktaki soru sorulduğunda sadece işlerin aksaması durumunda nelerin olacağını görmek için bile doğru cevap olan ‘iyi bilmezdik’i söylemeyi zevkle seçebilir.
***
buraya kadar dediklerim çoğunuza biraz karamsar gelmiş olabilir.
Ama emin olun karamsar maramsar değilim. sadece gerçekçiyim.
dün ısmarladığım bir kitap geldi. Bunu okumaya başladığımdan bu duygular oluştu bende.
Gelen kitabın ismi Ecrits (yazılar).
Jacques Lacan nedense bir ara konuşmayı durdurmuş ve bu kitabı da yazmış. fikirlerinin bir toparlaması bu.
onun fikirlerini toparlama işini bugüne kadar hiçbir fani yapamadı, bunu Lacan’ın becerebilmesi hiç mümkün değil. Çünkü Lacan’ın bile kendi anlattıklarını anlamış olduğunu hiç sanmıyorum.
***
bence hiçbir cümlesi anlaşılabilir olmayan bu kitabı okumaya dün başladım. beş saat içinde yarım sayfayı okudum.
okudum da anladım mı, tabii ki hayır. yani tekrar okuyacağım o yarım sayfayı. sonunda o yarım sayfayı ezberden okuyacak hale gelsem bile yine de anlamamış olacağım, bundan eminim.
dolayısıyla anlamış olsam ve her gün bir sayfayı okusam bile bitirmemin bir yılı bulacağı bu kitabı sonuna kadar anlamadan okumuş olmam için yapacağım tekrarları da göz önüne alırsanız nereden baksanız bir 30 yıla ihtiyacım kesin var.
***
şu an 70 yaşında olduğum göre kitabı bitirdiğimde 100 yaşında olmam gerekecek.
bu işler hayli yolunda gittiği takdirde olması ihtimali olan bir şey.
Ama işlerin pek o kadar da yolunda gitmeyeceğinden eminim.
Hatta bu kitap sayesinde başlıktaki sorunun benimle ilgili olarak çok daha erken sorulacağına da eminim artık. bizim grup vereceği cevap üzerine bir an önce çalışmaya başlasa iyi olur bence. Gerekirse bundan sonraki buluşmamıza bazı okullarda yaptıkları gibi temsili bir tabut getirelim de prova da yapsınlar.
