Gösterime girdiği yıl (1972) amerika ve dünyayı sarsan Deep Throat filmi hakkındaki ilk yazımda bu tür filmleri gösteren sinemaların o tarihte Times Square’de bulunduğunu yazmıştım.

Adından da belli, bu bölgeye Times adı o tarihte binası 44’üncü sokakta bulunan New York Times nedeniyle verilmişti.

***

Yani gazetenin yayın yönetmeni dahil bütün gazetecileri her gün işe gelirken aklınıza gelebilecek her türlü  tuhaflığın seks olarak tanımlandığı ve bunların gösterildiği kulüpler, sinemalar ve sokaktaki fahişeler arasından geçmek zorundaydı. Bu, sevimsiz olabilecek bir güne iyi ve mutlu başlamak için güzel bir fırsat olabilirdi tabii ki. O tarihte gazetenin yönetiminin arada sokağa çıkıp Deep Throat gibi filmleri seyredip seyretmedikleri gazeteyi anlatan hiçbir kitapta bugüne kadar yazılmadı nedense.

***

Ama bir new york times gazetecisi Deep Throat filmi hakkındaki notlarında ne yazardı acaba sorusuna cevap elimizde var. Bunu ‘Seksin kısa tarihi’ adlı kitabım için çalışırken buldum. 

ve bulunca beynimde uzun süredir beni yiyip bitirmekte olan bir sorunun cevabını da bulmuş oldum. ben uzun zamandır acaba Sedat Ergin gibi düzgünün ötesindeki bir saygın yazar eğer Deep Throat hakkında yazsaydı acaba ne yazardı diye takmıştım. 

New york Times çalışanı film hakkında tuttuğu notlarda filmin 62 dakikalık süresindeki seks sahnelerini bir analizini çıkartmış. bu sürede tam 15 komple muamele sahnesi, yedi fellatio, dört cunnilingus sahnesi olduğu belirtilmiş.

***

New York times çalışanı bile Deep Throat’ın senaryosu hakkında bir laf edememiş. bu da doğal, çünkü aklı biraz başında hiçbir insan bu tür filmlerde ciddi bir konu olmasını zaten beklemez. Büyük ihtimalle New York Times’ın saygın yazarları ve bizde de Sedat dışında kimse bu filmlerin edebi bir senaryosu olması gerektiği beklentisi içinde değil.

***

ancak bütün bu beklentisizliğe karşın Deep Throat’ın bence  adıyla tutarlı bir akışı vardı.

Filmde başlarda Linda Lovelace bir türlü orgazm olamayan bir kadını canlandırıyor.

birçok erkekle birlikte olmasına rağmen neden bir türlü orgazm olamadığını anlamak için doktora gidiyor.

***

ve bu doktor muayenesi sahnesi bence sinema tarihinde bir klasiği ortaya çıkarmış.

Doktor Young, Linda Lovelace’i ne tür bir sorun olabileceğini anlamak için vajinasının içine doğru teleskop tutarak muayyene etti filmde.

***

ben bu sahneyi gösteren fotoğrafı İsmet Berkan başta olmak üzere herkesi rahatsız etmek için özellikle aradım, ama maalesef bulamadım.

Bu muhteşem fotoğraf porno üzerine muhteşem bir çalışma olan ‘Komple Muamele’nin (Orhun Yakın) 18’inci sayfasında yer alıyor.

***

teleskop ile yapılan incelemeden sonra kadının klitorisinin olması gerektiği yerde değil gırtlağında olduğu ortaya çıkar.

bunun ortaya çıkmasından sonra şu muhteşem diyalog da yer alıyor filmde:

doktor ‘o kadar da kötü durum değil bu. en azından bir klitorisin olduğu içn şükretmelisin’ deyince Linda hıçkırıklar içinde ona ’sizin için söylemesi kolay. Taşaklarınız kulaklarınızın içinde olsaydı siz ne yapardınız’ diye soruyor. doktor bir süre derin bir şekilde düşündükten sonra ‘E, o zaman boşalırken kendimi işitebilirdim’ cevabını veriyor.

***

Bu son diyalog bile bu tür filmlerde neden bir konu, senaryo bulunmasını pek beklememek gerektiğini bize kesin biçimde ispatlıyor bence. klitorisi boğazında olunca kadıncağız da ne yapsın orgazm olabilmek için çareyi oral sekste buldu ve Deep Throat adı da otomatikman ortaya çıktı.

Buna rağmen Deep Throat filmi sosyolojik açıdan çok önemli ve anlamlı bir iş de yaptı. o güne kadar ‘bu tür filmlerin’ doğal ağırlıklı seyircisi yaşını başını almış deneyimli sapıklar ve benim gibi 1974’te yaşını  başını almamış ama bir an önce deneyim kazanmak isteyen potansiyel  sapıklardan oluşuyordu. 

Deep Throat ise yarattığı tartışma ortamı ve popülerliğiyle bu tür sinemalara saygın, mesleklerinde başarılı nüfusun da gitmesini sağladı. böylece artık salonun karanlığında kendini tatmin etmekte olan bir adam ile şehrin önemli bir hastanesinde beyin cerrahı olan kişi aynı zamanda , birlikte bulunabiliyordu.

o dönemde patlayan Watergate skandalını ortaya çıkaran gazeteci Bob Woodward Washington’da kendisine bilgi sızdıran kaynağına Deep Throat adını bu film nedeniyle takmıştı. 

***

‘Love is Strange’ parçası 1956’da Amerika’da duyulmaya başlayınca çok popüler olan bir ritm ve blues şarkısıydı. Deep Throat filmindeki yakın çekim de içeren anal  seks bölümünde bu parçadan esinlenen bir müzik kullanılmıştı. Şehir efsanesine göre parçanın master kayıtları FBI tarafından uzun süre kilit altında tutulmuş.

***

Deep Purple dönemin en popüler gruplarından biriydi. Hatta onların California Jam adını verilen konser turları o günlerde rekor sayılan bir kalabalık toplamıştı.

onların da ‘Strange Kind of Woman’ adlı bir parçaları vardı. bunun ‘Love is Strange’den esinlendiği bazıları tarafından söyleniyor ama doğru olup olmadığını ben bilmiyorum. bilse bilse bu tür tuhaf şeyleri merak eden Ertuğrul Özkök bilebilir ancak. Eğer bir gün yazarsa o zaman öğrenirim bunu.

konser sürerken grubun gitaristi Ritchie Blackmore kendisiyle seyircinin arasına çekim yapmak için giren kameramana gitarıyla saldırdı. konserin sonunda da hızını alamayarak gaz döküp sahnedeki amplifikatörleri ateşe verdi.

***

Deep Purple grubu konserden sonra kaldıkları otele dönmekteyken yaşananı grubun tuşlu çalgılar sorumlusu John Lord şöyle anlattı: 

‘Konser sonrası otele dönerken bizim ekipten biri arayıp bir yavrunun sahne arkasına gelip orkestra elemanlarını karavanlarında yalnız ziyaret etmek istediğini söylemiş. kız bizim çocuğa film yıldızı olduğunu söylemiş ama bizimki tanımayıp onu kolundan tuttuğu gibi dışarı atmış. biz peki  kızın adı neydi diye sorunca ‘Linda bilmemne’ dedi. daha sonra kadının Linda Lovelace olduğunu öğrendik.’

***

Peki  bu Deep  Purple grubu üyeleri açısından kaçırılmış muazzam bir fırsat değilse, başka neye kaçırılmış fırsat diyeceğiz ki, değil mi ama?