İdeal bir dünyada başlıktaki soruya 69 yaşındaki bir yazarın ‘ben ne bileyim iyi midir yoksa kötü müdür, ne haliniz varsa görün’ diye cevap verip konu hakkında başka yorumda bulunmadan susması gerekir. 

***

Ama maalesef ideal bir dünyada değiliz, benim gibi her boka maydanoz olmaya çalışan Dadacı araştırmacı mizah yazarlarının da olduğu eşitsiz berbat bir dünyada yaşıyoruz. o nedenle ben de susmak yerine bu hayati konuda da fikirlerimi bildireceğim bugün.

***

Benim yaşım ilginç bir yaş. Vücudum buna katiyen uyumlu bir tepki vermediği halde beynim hala  seks düşünebiliyor. örneğin biri yaşımı sorduğunda 69 derken bile seks pozisyonlarını düşünebiliyorum. İnsanın yaşının sorulmasının bile ona seksi çağrıştırması belki de deliliğin bir başka göstergesi olabilir.

***

Ben alfabeyi söktüğüm günden bu yana (62 yıldır) bu güzel ülkenin güzel insanları seksin günün hangi saatinde daha iyi olacağı konusuyla ilgilenir. Medya ilgilenebileceği ülkenin başka, örneğin hayat kalitemiz nasıl yükselir, nasıl modern ülke oluruz gibi sorularına cevap aramaz, seksin günün hangi saatinde daha iyi olacağı konusunda araştırır öğrenir ve bunu meraklı halkımıza da anlatır. Bu ilgi gazetecilerin seksi evlerinde değil daha çok işyerlerinde gün içinde yapma adetleriyle de bağlantılı olabilir.

***

Dediğim gibi günün hangi saatinde seks daha iyidir merakı bir türlü bitip tükenemiyor. Daha geçen gün sabah seksinin en iyi olduğu konusunda yeni bir haber yayınlandı.

***

Bu sabah seksi meselesine benim Hollywood filmlerinden gelmiş olması gereken bir psikolojik tepkim var.

Hani adam veya kadın sabah yeni uyanmıştır ve yataktadır ya. tam o sırada eşi ona kahvaltıyı yatakta vermenin aralarındaki aşkı ölümsüz kılacağı inancının sahte güven duygusunun suratına vurduğu aptal gülümsemeyle yatak odasına elinde kahvaltı tepsisi taşıyarak girer.

***

Yataktaki kişi o an içinden hiç gelmese de ve inanılmaz gazı oldu halde çapaklı gözleriyle  mutlu olmuş gibi görünmek zorundadır. aralarındaki kısa aşk cümlelerinden sonra yataktaki kişi tepsideki kahveden bir yudum alır. ve ondan sonra bu alemde aklı başında hiçbir insanın yapmaması gereken bir şeyi yaparlar. Fransız öpücüğü denen türde öpüşmeye başlarlar.

***

işte bende var olduğunu söylediğim psikolojik tepki burada başlıyor.

kendimi o tepsiyi yatağa taşıyan adam yerine koyuyorum. Ya yataktaki kadın daha dişini yıkamadan üstelik yeni uyanmış ağzına kahveyi de dokundurduktan sonra dilini  ağzıma sokup öperse diye düşünüyorum panik içinde.

***

öyle ya, sabah yeni uyanan bir insanın ağzının iyi kokabilmesi mümkün değil. Bu ağız dünyanın en güzel kadınına da ait olsa durum böyle maalesef. Üstelik o kadın bir de kahve içerse, sonuç bırakın öpenin, o ağıza yaklaşanın bile kimyasal silah saldırısına uğramış gibi ölmesi demek olur bana göre.

***

şunu da anlıyorum. Hiçbir filmde sabah öpüşmeden önce ağzını fırçalayan kadın veya erkek seyretmek hoş bir seyirci deneyimi olamaz tabii. Tepsiyi getiren kişi kahve ikramndan önce yataktaki kişinin ağzına sprey sıkarak koku gidermesi de pek romantik hareket olmamalı. ama buna rağmen bütün  bunlar sabah henüz temizlenmemiş ve üstelik kahve ile çalkalanmış bir ağzı öpmenin yaşatacağı deneyimden daha kötü olamaz bence..

***

benim  sabah seksine tepkim bu şekilde, ama bunu savunanlar şunu söylüyor, “Sabah seksi vücuda ani  hormon akışı vererek beyni harekete geçirmeye yardımcı oluyor. Araştırmalar sabah ilk iş seks yapanların hipokampusta artan hormon aktivitesi nedeniyle hafızasının daha iyi olduğunu gösteriyor.”

***

peki bunu  kabul edelim ama sabah sabah ağzı kokan insanın beyin faaliyetlerinin artmasının insanlığa faydası ne olabilir bunu anlamak mümkün değil. Üstelik seksin beyinle ne alakası var bunu da anlamadım. Büyük seks uzmanı Woody Allen’ın dediği gibi seks söz konusu olunca düşünme yeteneği beyinden çıkar ve özellik erkeklerde bu işi penis üstlenir.

***

Dahası ‘Cinsel olarak uyarılmak kalp atış hızını artırır ve doruk sırasında zirveye ulaşır. Sonuçta bu kardiyovasküler sisteminiz için harikadır’ da denmiş sabah seksi ile ilgili haberde. böyle olabilir ama bu aynı zamanda benim gibi insanların seks esnasında kalp krizinden öleceği anlamına da gelir.

***

“Seks oksitosin gibi ‘mutluluk hormonlarının’ salınmasına yardımcı olur. Dopamin ve bu hormonlardaki artış gün boyu kendinizi daha rahat ve neşeli hissetmeniz olasılığının çok daha yüksek olduğu anlamına gelir” de deniyor. bu da bana bu ülkede yaşadığı halde Ertuğrul Özkök’ün neden daima mutlu olduğunu gösterir o kadar.

***

Son olarak ‘Vücut saatinize göre baktığınızda sabah testosteron ve östrojen dahil olmak üzere hormon düzeylerinin hem erkeklerde hem de kadınlarda doğal olarak çok daha yüksek olduğunu göreceksiniz’ de deniyor haberde. bu da gün boyu mutlu olsa dahi Ertuğrul Özkök’ün bir sabah vakti öleceğini  gösteriyor. Çünkü normal zamanlarda dahi testosteronu inanılmaz yüksek, sabah vakti  olduğu söylenen o artış düzeyine vücudunun dayanabilmesi de bence mümkün değil.