Suriye’nin yeniden inşasında başrolü almak için bir süredir Amerika dahil birçok ülkede hazırlık ve çalışmalar var.
Altyapı ve inşat sektörlerindeki tecrübesi ve coğrafi konumu nedeniyle bu yeniden inşa işinde Türkiye’nin ön planda olacağı herkesin düşündüğü şey. Ama buna rağmen büyük miktarda para kazanma fırsatı olduğundan birçok ülke Türkiye ile işbirliğiyle de olsa kendilerine pay çıkarmak için planlar yapıyor.
bunların haberleri bir süre sonra duyulmaya başlayacak diye tahmin ediyorum.
ancak o zamana kadar Suriye’nin yeniden inşası konusunda geçmişte yaşananlardan bir ders çıkararak hazırlanırsak Türkiye açısından iyi olacağını da düşünüyorum.
***
2018 yılında Amerikan Kongresi’nin çıkarmış olduğu H:R (House Resolution) 4681 sayılı bir yasa vardı. Bunda Suriye’nin yeniden inşası için 200 ile 350 milyar dolar arası kaynak gerekeceği belirtiliyordu.
konuyu iyi bilen bir uzman kaynak bu rakamların 2025 yılında temkinli bir tahminle 300 ile 550 milyar dolar arası olarak okumanın daha doğru olacağını söyledi bana.
***
aynı yılın Ağustosunun 18’inde Washington’da Suriye’yi ve İran’ı izleyen tüm birimler sabah saatlerinden itibaren sadece tek bir konuya odaklanmıştı.
O gün İran Yollar ve Şehir geliştirme bakanı Amir Amin Şam’da görüşmeler yapıyordu.
Görüşmelerinin ana konusu Washington’a gelen istihbarata göre Suriye’de bir siyasi çözüm sürecine girildikten sonra ülkenin yeniden inşasıydı.
Bu Amerikan yönetiminin çok yakından ilgilendiği ve şirketlerine büyük pay almak istediği konu olduğundan o gün tüm birimler İran’ın neler yapmakta olduğuna odaklanmıştı.
Şam’da o gün yapılan görüşmelerin sonunda Washington saatiyle 14.00-15.00 arası bir anlaşmanın imzalandığı bilgisi ABD’nin başkentindeki birimlere ulaştı.
***
İki ülke arasında o gün varılan anlaşmaya göre İran, Suriye’nin ulaşım altyapısını inşa etme işini üstlenecekti ve ayrıca 30 bin adet ev inşa edecekti.
***
Amerikan kaynaklarına göre bu işleri İran uluslararası piyasalarda büyük oyuncu olmayan ve bu nedenle Amerika pazarında da işi olmayan küçük boyutlu şirketlerine verecek, böylece onların Amerika’nın yaptırımlarından etkilenmemesini sağlayacaktı. Aynı zamanda İran perde arkasından bu küçük boyutlu şirketlere devlet desteği de sağlayacaktı. O günlerde çalıştığım Washington’daki kaynaklarım bana İran’ın Suriye’deki bu hamlesini Amerika ne kadar dikkatle izliyorsa bunu Türkiye’nin de yapması gerektiğini söylemişti. Çünkü şu an devreden çıkarılmış olan iran o günlerde Suriye’de avantajlıydı, bu nedenle hem altyapı ve inşaat sektörlerinde büyük tecrübesi ve lojistik konumu nedeniyle Suriye’nin yeniden inşasında büyük rol sahibi olması beklenen Türkiye’nin İran’ın bu hamleleriyle büyük pastayı elden kaçırma riskinin doğabileceği Washington’da düşünülüyordu.
***
Washington’daki kaynaklar yine Suriye bağlamında İran’ın Çin kartını da açmaya başladığını düşünüyordu. İran o günlerde İpek Yolu global stratejisi bağlamında İran’dan başlayıp Irak üzerinden Suriye’nin batısına kadar gidecek bir tren yolu projesini Çin ile görüşüyordu. Ayrıca Çin ile Suriye’nin inşasının finansmanı da konuşuluyordu.
***
şimdi iran Suriye’de devre dışı bırakılmış gibi görünüyor, ama onun yerini başka ülkelerin almaya çalışması da muhtemel.
Amerikan yönetimi bu büyük paradan Amerikan şirketlerinin pay alması için çalışacak. Perde arkasında çalışarak bölgede iş kapmaya girişecek Amerikan şirketlerinin hem bölgedeki konumu hem de iş konularında tecrübeleri nedeniyle Türk şirketleriyle çalışmasının avantajının büyük olacağı söyleniyor Washington’da.
ABD’deki ilgili birimler zaten bu yüzden Türkiye’nin hem Fırat Kalkanı bölgesinde, hem de Afrin’de yaptığı altyapı ve inşaat işlerini yakından takip ediyordu ve resmen açıklanmasa da bu işler ilgili birimlerde takdirle anlatılıyordu.
***
Anlayacağınız Suriye’de savaş bitmiş olabilir, ama bir ticari savaş da gündemde görünüyor gibi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Suriye Arap Cumhuriyeti Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile yaptığı görüşmede bu konuyu da güçlü biçimde gündeme getirdiğinden eminim.