William Shakespeare’nin (1564-1616) aslında kim olduğu ve onun meşhur eserlerini kimin yazdığı tartışması neredeyse doğum tarihiyle başlamış olacak kadar eskidir.

***

Psikiyatri dalında yarattığı birçok kavramı (örneğin Oedipus kompleksi kavramını Hamlet’i okuduktan sonra oluşturduğu söylenir) Shakespeare’e borçlu olduğu yaygın olarak tartışılan Sigmund Freud bile yazara hayranlığını uzun yıllar boyunca ifade ettikten sonra bir gün birdenbire, ’Shakespeare aslında o kitapları yazan kişi değil’ demişti.

***

Freud’un daha sonra müze haline getirilen çalışma odasındaki kütüphanesinde Shakespeare ve Goethe’nin kitaplarının çokluğu göze çarpar. Onun neden birdenbire ‘Shakespeare aslında bildiğimiz Shakespeare değildi’ demeye başladığı tam anlaşılamadı.

***

Freud’un bu tavrı tam anlaşılamadı ama onun da yıllar içinde neredeyse kendi başına bir edebi dal, ayrı bir endüstri haline gelmiş gibi olan ’Shakespeare’nin kitaplarını aslında yazan kimdi’ komplo dünyasından etkilenmiş olması muhtemeldir.

***

Ateşi bir türlü sönmeyen ve büyük bir komplo teorisine dönüşen ‘Shakespeare aslında kimdi’ tartışmasının başlangıcını 1857 yılı olarak tespit etmek mümkündür. Çünkü o yıl Francis Bacon’un eşi Delia Bacon ‘The Philosophy of the Plays of Shakspere’ adlı kitabını yayınlandı (O dönemin Ingilizcesi ile Shakespeare, Shakspere diye yazılıyordu). Bacon’un eşi bu kitabında Shakespeare imzalı kitapların aslında tek kişi tarafından değil, başlarında Francis Bacon’un bulunduğu bir grup tarafından yazıldığını söyleyince tarihin en büyük ve bugüne kadar süren edebi komplo teorisi oluşmuş oldu.

***

yıllar içinde bu tartışma zaman zaman alevlendi, bazen de daha sakin biçimde sürdü.

en büyük alevlenme 1985 yılında olmuştu.Oxford Shakespeare camiasının başkanlığına seçilen Charlton Ogburn Jr. o yıl ‘The Mysterious William Shakespeare. The Myth and Reality (Gizemli William Shakespeare: Mit ve gerçekler) adlı son derece ciddi bir araştırma yayınladı. 900 sayfalık çalışmanın girişini Pulitzer ödüllü olduğu için kamuoyu tarafından tanınan tarihçi David MacCullough yazmıştı. Tarihçi yazısında ‘Gerçek Shakespeare’nin 17’inci Oxford kontu Edward de Vere olduğu bu çalışmayla birlikte söylenti olmaktan çıktı ve tamamen inanılır hale geldi’ deyince bir ara hafiflemiş gibi görünen tartışma inanılmaz güçlü bir biçimde yine ateşlendi.

***

son günlerde ‘By Any other Name’ adlı çalışması tartışılan yazar jodi Picoult da bu alevlenen tartışmadan mı etkilendi bilemiyorum ama onun tezi de Shakespeare’nin kitaplarının aralarında Emilia Basano’nun da olduğu bir grup yazar tarafından yazıldığı.

***

tabii bildikleri Shakespeare’yi bu tür yeni söylentilere karşı korumaya yeminli inanılmaz ateşli Shakespeare hayranları camiası yine çok sinirlendi bu yeni iddiaya. Jodi Picoult idam cezası, bebek aldırma gibi konularda tartışılmaktan, tepki çekmekten hiç korkmayan bir yazar. Yıllar içinde hep dikkat çeken tavırlar almış biri.

Shakespeare kitaplarını yazanlar arasında kadın da var mıydı ben tabii şu an bilemiyorum ama Picoult‘un bu son iddiası aslında gerçek olmaya en yakın idda gibi geliyor bana. Çünkü Shakespeare’nin yazdığı yıllarda kadınlar sanatın hiçbir dalında kendilerini gösteremiyor ve ancak erkek adı kullanırlarsa bir çıkış yolu bulabiliyorlardı.

***

kadın yaratıcılığını baskı altında tutan bu tavır 19’uncu yüzyıla kadar sürmüştü. Bu baskıcı ortamı Virginia Woolf kırıncaya kadar kadınlar yaratıcılıklarını baskı altında tutmaya mecburdu. Örneğin Thomas Carlyle’ın eşi Jane Welsh Carlyle kocasına yazdığı ve ‘ben de buradayım’ diye bitirdiği mektubunda kadın yaratıcılığını baskı altında tutan zamanın ruhunu çok çarpıcı biçimde anlatan ilginç bir kavram kullanmıştı.

***

Bayan Carlyle mektubunda ‘My I-ity’ diye benim ilk kez gördüğüm ve bence ancak James Joyce gibi bir yazarın üretebileceği orijinal bir kavram yaratmış. ‘Benim ben-benliğim’ diye çevirebileceğim bu kavram 19. yüzyılın başında sosyal normlar ve erkek egemen hakim kültürün tavrı nedeniyle bunalmış kadının içindeki yaratıcılığı bir türlü dışarıya vuramamaktan dolayı duyduğu hüsran ve kızgınlığı yansıtıyordu gayet tabii.

***

Birçok kadın yazarın, örneğin kitaplarını ancak George Eliot takma adını aldıktan sonra yayınlayabilen Mary Evans gibi ancak erkek ismi altında yayın yapma yolu açık olduğundan, daha önceki tartışmalı tavırlarına erkek olsa daha çok destek geleceğini söylemiş olan Jodi Picoult’un yeni iddiası, yani Shakespeare kitapları yazarları arasında bir de kadın olduğu iddiası bana bu edebi komplo tarihi nedeniyle daha inanılır geliyor.

bu tartışma daha sürecek ve çok daha ateşlenecek. Anlayacağınız, bu da benim için yeni bir kış eğlencesi oluşturacak.