Yunanistan çalışma bakanlığı hafta başında artık ülkede haftada altı gün çalışma sistemine geçileceğini ilan ettiğinde emin olun kafam hayli karıştı. bu açıklama benim Yunanistan hakkında bildiğimi sandığım tüm gerçeklere aykırıydı.

***

Çoktan haftada dört gün çalışma sistemini düşünmeye başlayan Avrupa’nın diğer ülkeleri bu yeni karar için yunanistan’ı eleştirdi garçi. 

Ama ne olup bittiğini bir de benim gözümden görün istiyorum:

***

baştan şunu söyleyeyim. işler böyle giderse, kapıda vize verilmesi uygulaması sürerse, yunan halkı öyle sanıldığı gibi daha çok para kazandırdığı için türk turisti sevmek yerine ölümüne nefret etmeye başlayabilir. çünkü bence Yunan çalışma bakanlığı altı günlük çalışma haftası kararını akın akın gelmekte olan türk turistlerin taleplerine hizmat sektöründe yeterli cevap verilememesinden dolayı almış olabilir. Yani hizmet sektöründeki türk faktörü nedeniyle daha uzun çalışmaya zorlanıyorlarsa bu Yunan halkının talebi nedeniyle yakında çıkacak bir Türk-yunan savaşının ateşleyicisi bile olabilir bence. 

***

Yunan halkının daha uzun çalışmak zorunda kalmaya neden bu kadar kızacağını düşünmeme gelirsek…

Avrupa istatistik ajansına (Eurostat) göre yunan halkı haftada ortalama 39.8 saat çalışıyormuş. bu çalışma saati adalara gelen türk turistlere hizmet için artarsa kızgınlığın artacağı kesin bana göre.

***

baştan şunu söyleyim Avrupa istatistik ajansının bu rakamı bence ‘hayatta üç çeşit yalan vardır, yalanlar, berbat yalanlar ve istatistikler’ demiş olan Mark Twain’in bu sözünü doğrular nitelikte bir yalandan ibaret.

***

ama istatistiklerle yalan söylemeyi neredeyse anayasasına yazmış olan Türkiye’nin bir vatandaşı olarak bu çalışma saati rakamını bilimsel tartışmayacağım ben, sadece Yunan halkının çalışma adetleri üstüne yıllar içinde bizzat yaptığım bazı gözlemleri aktaracağım.

***

tabii bu gözlemlerimin ne kadar gerçekçi olduğu da şüpheli çünkü ben o gözlemleri sadece adalarda yaptım.

herkes şunu bilsin, bir yer denize ne kadar yakınsa orada insanın çalışma arzusu ve gücü o kadar azalır. 

Örneğin evimin olduğu Yalıkavak ada bile olmadığı halde sadece kıyısı olmasından dolayı nüfusunun çalışma kavramına pek sıcak bakmamasıyla meşhurdur. ben orada sürekli yaşarken bölgede mesai saatinin başladığını erkekler okey oynamak için  köy kahvesinde buluştuğunda anlardım. bu arada bazı kahvelerde tezgah altından rakı da servis edilirdi ben oradayken. bu harika tavrı öğrendiğimde Yalıkavak sevgim daha da artmıştı.

Şimdi diyelim Yalıkavak’ta evde bir aletiniz bozuldu. bunu tamir edecek bir insanı eğer bulabilirseniz, ki bu şimdilerde hayli büyük büyük bir ‘eğer’ olmaya da başlamış duyduğum göre, o kişi size müsait olduğu ilk zamanda geleceğini söyler hep. ama o ortamda müsait olmak bir veya iki yıl alabiliyor. peki neden müsait olunamıyor, neden hemen tamire gelemiyorlar? çünkü yorulmamalı ve dinlenmeye katiyen ara vermemeliler.

***

dediğim gibi denizin varlığı insanda hayattan keyif alma arzusunu arttırır ve bu keyif de tabii ki daha çok çalışılarak alınamıyor. örneğin Yunan adalarında hemen tüm mesleklerde, ki buna o an ameliyatta olan doktorların da dahil olduğu söylenir, siesta yani öğleden sonra uykusu vakti geldiğinde o an ne yapıyorsa onu anında bırakıp dinlenmeye çekilir herkes, bunu yapmayan tek bir kişiye rastlamadım.

peki siestaya çekilmeden önce ne yapmaktaydı o kişiler? 

benim çevremdekiler siesta vakti gelmeden önce öğleden sonra uykusunu nerede uyuyacaklarını, nasıl daha rahat edeceklerini düşünürken keyifle çipro veya uzolarını yudumluyordu. eğer bu içki yudumlama süreci ve ondan sonra gelen siesta dönemi de çalışma kavramı içinde değilse Eurostat ofisinin Yunanistan için ilan ettiği ortalama 39.8 sat çalışma vakti rakamının nasıl doğru olabileceğini anlayabilmek benim için imkansız.

***

Bakın siesta bittikten sonra neler olduğunu bile henüz anlatmaya geçmedim. Siesta bittikten sonra bir içki daha içilip uyku mahmurluğunu atma sürecinde akşam ne yeneceğini ve hangi tavernada eğlenileceğini düşünmeye geçiliyor.

Bu nedenle Yunan otoriteleri isterlerse altı gün değil yedi gün çalışma sistemi ilan etsin, bu çalışmama-dinlenme-yine çalışmama döngüsünden  ibaret o güzel hayat tarzının çok değişeceğini pek sanmıyorum.