John Berger bazı eşyaların fotoğraflarda “durağan gücü” simgelediğini söylemiştir. Örneğin ABD’de bir küçük kasaba  hapishanesi önünde boş durup sallanan iskemle bize orada o an bulunmayan göbekli faşist şerifi hatırlatır.

Fotoğrafları doğru “okumak,” iyi anlamak için sadece görüneni değil o an orada görünmeyeni de düşünüp analizimize sokmalıyız. Çünkü bazı şeyler eksiklikleriyle fotoğrafa daha çok anlam katabilir.

Boş sallanan sandalye bize orada o an bulunmayanı anlatabilir ve biz o görüntüyle birlikte gelen tüm bilgileri olmayan sayesinde hatırlarız.

***

Bu açıdan dağınık halde bırakılmış, toplanmamış yatak görüntüsü de çok güçlüdür.

Fotoğraf sanatında dağınık yatak başlıca iki şeyi çağrıştırır. 

Güzelinden başlayayım, dağınık yatak seksi ve aşkı çağrıştırabilir. Boş dağınık yatak, yine orada olmayan sevgiliyle geçirilen zamanı veya sevgilinin yalnız geçirdiği zamanı hatırlatıp seksi ve aşkı çağrıştırır.

***

Tabii işin sevimsiz yanı da var. Dağınık yatak bazen de ölümü çağrıştırır. Gerçi Roland Barthes her fotoğrafın kendisine ölümü çağrıştırdığını yazmıştır “Camera Lucida” adlı eserinde, ama benim dediğim daha somut bir ölüm. Dağınık yatak bir süre önce orada ölmeye yatmış ama artık orada görülmeyen hastanın sonunu anlatmanın en direkt yoludur. 

***

Leonard Cohen’in “Chelsea Hotel No.3” adlı şarkısında kendisine dağınık yatak üstünde oral seks yapan kadından bahsederken kastettiği dağınık yatağın anlamı umarım ölümü çağrıştıran değildir. Ben o şarkıdaki dağınık yatağın Cohen’in bir sevgilisine ait olduğunu ve o an onun dağınık yatağın üstünde sevgilisini aldattığını düşünmeyi tercih ediyorum. Bu arada Cohen’in bahsettiği oral seks yapan kadının Janis Joplin olduğu da düşünülüyor.

***

Bu arada benim fotoğraf bakma çalışmalarım esnasında gördüğüm ve içimi en kötü yapan fotoğraf Weegee adlı fotoğraf sanatçısı tarafından çekilmiş olanıydı. Bu fotoğrafta fotoğraf ustası Stieglitz yapılmış yatağının üstüne oturmuş, kameraya bakıyordu.

Diane Arbus adlı sanatçı kendisinin ölüme yaklaşmış veya bir süre sonra intiharı planlayan insanların suratındaki yaklaşan ölümün fotoğrafını çekebileceğini düşünüyordu. En büyük ideali Ernest Hemingway’in intihar etmeden önce fotoğrafını çekebilmekti, ama yetişemedi, bu arzusunu maalesef gerçekleştiremedi.

***

Ben Stieglitz’in bu fotoğrafında yaklaşan ölümünün izlerini görüyorum. Belki de bir süre sonra o oturduğu yatağın üstüne yatıp öleceğini bilmektendir. Bazı yorumcular ise hayatı boyunca yüzlerce fotoğraf çekmiş olan Stieglitz’in yüzünde çok görmüş geçirmiş olmanın yorgunluğu, bıkkınlığı olduğunu söylüyor. Bu da çok makul bir açıklama, belki de adam bu yorgunluk nedeniyle ölmüş olabilir. Böylece iki yorum uzlaşır.

***

Yatağın, hele de dağınık yatağın Berger’in dediği anlamıyla çok güçlü bir durağan güç etkisi var.

Fotoğraflarda bu sembolik güç  hakikaten ortaya çıkıyor, ama 1998 yılında Tracey Emin kendi dağınık yatağını Tate Galerisi’nde sergileyerek sanat ve popüler kültür çevrelerinde sıkı bir tartışmaya yol açmıştı.

***

Tracey Emin’in sergisi hiç de hoş değildi; zaten o tür performans sanatçılarının hiçbir zaman hoş duygu vermek gibi amaçları olmadı. O sergide dağınık yatağın yanında gece boyunca kullanılmış kâğıt mendiller ve diğer kişisel eşyalar da sergileniyordu. Bu bana bir başka fotoğraf sanatçısı Imogen Cunningham’ın çektiği dağınık yatak fotoğraflarını hatırlattı.

O dağınık yatağın bir kenarına mutlaka saç tokası koyar ve çoğunun da fotoğrafını öyle çekerdi. Ancak dağınık yatak açısından en iğrenç görüntüyü bütün gayretine rağmen Tracey Emin veremedi. Bu şeref Stephen Shore’a ait. O renkli fotoğrafın da avantajlarını kullanarak altı aydır çarşafını, yorganını değiştirmemiş bir kişinin yatağının üstündeki bütün renkleri göstererek çekti.

Hiç yatılmamış, hiç bozulmamış bir yatak fotoğrafı da var. Bu insanın içini bunaltma gücü açısından çok güçlü. Walker Evans’ın çektiği bu fotoğraf belki de “Burada zaten yatılamaz, yatılmaması gerekiyor” mesajı vermek istiyordur (Bu yorum aynı odada mecburen bir gece geçiren yazar John Cheever’a ait). Oda o kadar kötü ve baskıcı ki bir eleştirmenin dediği gibi bu aslında uykusuzluk hastalığının da fotoğrafı olabilir.