Yılmaz Özdil’in YouTube’daki konuşmalarını düzenli izlediğimi bu köşede onun YouTube programcıları arasında en başarılısı olduğunu anlattığım yazımdan itibaren zaten biliyorsunuz.

Kamera ve ekrana doğal yatkınlığı olması ve konuşma tekniğine hakimiyeti ve jestlerinin tam yerinde olmasının yanı sıra Yılmaz her programına müthiş hazırlanarak çıkıyor.

***

Çağımızda anlatıların insanların ilgisini çekip onları  tutmasının ne kadar zor olduğunu bilmesinden olsa gerek bu önceden sıkı hazırlanma ona diğerleri karşısında müthiş bir avantaj veriyor. böylece her konuşması ilgi çekici ve dinleyenin ilgisini  tutup bırakmayan bir şova dönüşüyor.

***

Yine önceden çok hazırlanılarak oluşturulduğu belli olan bir programında Yılmaz Özdil bugüne kadar üzerinde hiç yazılmamış ve hiç konuşulmamış öyle bir şey anlattı ki, yerel seçimlerimizdeki bu 61 yıldır süren gizem beni öyle çok şaşırttı ki o programı kaçırmış olabilenler için bugün bu konuyu buraya alayım dedim.

***

1961 Anayasası’nın kabulüyle birlikte yerel yönetimlere dair seçim mevzuatı değişti. Değişiklik uyarınca belediye başkanları halk tarafından doğrudan seçilmeye başladı. 1963 yılındaki belediye başkanlığı seçimleri ilk kez tek dereceli yapıldıktan sonra 1968, 1973 ve 1977 yıllarında da yerel seçimler yapıldı. 1980 askeri darbesi nedeniyle kesintiye uğrayan yerel seçimler 1984, 1989, 1994, 1999, 2004, 2009, 2014 ve 2019 yıllarında düzenli olarak yapılmaya devam etti.

***

yani ülkemizde 61 yıldır belediye başkanlığı seçimleri tek dereceli yapılıyor. 1963’ten bu yana 12 yerel seçim geçirmişiz, şimdi de ay sonunda 13’üncüsü yapılacak.

***

şimdi sıkı durun. 61 yıldır yapılan 12 yerel seçimin istisnasız hepsinde Ankara ve İstanbul belediye başkanları hep aynı partiden olmuş.

yani bir seçimde eğer İstanbul’a Anap’tan başkan seçildiyse Ankara’ya da Anap’tan başkan seçilmiş.

Veya bir seçimde Ankara’ya CHP’li başkan seçilmişse İstanbul’da da başkan CHP’li olmuş.

Eğer seçmen eğilimi değişmiş ve İstanbul’a AKP’li başkan geldiyse bu Ankara’da da böyle oluyor.

bu iki şehrin yerel seçimdeki başkan tercihi hep aynı partiden olmuş. Bu Türkiye’de başka hiçbir iki şehir arasında görülen bir şey değil.

bu aynı tercihi yapma sadece Ankara ve İstanbul arasında olan bir şey ve 61 yıldır yapılan 12 seçimde de hiç değişmemiş .

***

tabii ne Yılmaz Özdil ne de ben doğaüstü gizemlere fazla inanan insanlar değiliz. Dolayısıyla 61 yıldır süren bu ilginç olgunun mutlaka seküler bir açıklaması da olmalı.

***

Nitekim Yılmaz Özdil programında sosyolojik bir açıklama da getirdi.

O uzun yıllardır Türkiye’yi gözleyen bir gazeteci ve eski bir TV kanalı haber yöneticisi olarak Ankara ve İstanbul’un seçmen kitlesinin yapı ve davranış biçimleri açısından aynen aynı olduğunu gözlemlenmiş.

örneğin televizyon için Ankara Kızılay meydanında yapılan bir vatandaş mülakatında söylenen laflar ile Taksim meydanında yapılan söyleşide söylenenler arasında  fark olmuyormuş. yani izleyene açıkça belirtilmediği  takdirde seyircinin söylenenlerin hangi şehirde söylendiğini fark etmesi mümkün değilmiş.

bu seçmen tavır ve düşünce benzerliği iki şehrin başka ilçelerinde de  gözlemlenmiş. Örneği Ankara Bahçelievler’deki seçmenin düşünce yapısı ve davranışları aynen Kadıköy’de de görülüyormuş.

***

şimdi 61 yıldır 12 ayrı yerel seçimde görülen bu iki şehrin başkanının parti benzerliği sürerse yani bu ayın sonundaki seçimde de de Ankara ve İstanbul başkanlarının aynı partiden olması trendi devam edecekse İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun kazanması kaçınılmaz, çünkü Ankara’yı Mansur Yavaş’ın kazanacağı artık kesin gibi.