Bundan yaklaşık 3 hafta önce, her ayın son cuma günü dünyada belirlenen bir konu için 1 saatlik konuşma yapmanız istenen CrativeMornings İstanbul’un Ekim ayı konusu olan Endurance-Dayanıklılık konuşmasını yapmak için davet edildim. CreativeMornings, 2008 yılından beri dünyanın farklı yerlerindeki 68’den fazla ülkede 235 şehirde yaratıcı insanlar için düzenlenen ve kâr amacı gütmeyen bir konuşma serisi. CreativeMornings İstanbul 2015’ten beri düzenleniyor. Buluşma noktası ve yeni evi Galata’daki Postane. Benden öncede onlarca konuşmacı o ay için belirlenen konu hakkında konuşmuşlar.
Dün telefonda kızımla konuşurken konuyu ona açtım ve fikrini sordum. Bana verdiği cevap; sen hep başarı hikayelerini anlatıyorsun, hiç direncinin kırıldığı olmadı mı? Nasıl düştün ve ayağa kalktın, onları anlat oldu. Üstelik örneklerle fikrini destekledi.
‘Artık yeni biyografim bu olacak’
Bunun üzerine dayanıklılık konusunu anlatmak için 10 kelime ve 10 hikaye seçtim. 11 yaşımdan bugüne beni getiren başlıkları iniş çıkış hikayeleri ile birleştirerek, konuşmalarımda çok anlatmadığım, cv’lerimde yazmadığım ama beni daha güçlü hale getirdiğini dişündüğüm kırılma anlarımı düşündüm.
Sunuşun başlığına,’10 Kelime İnişlerim-çıkışlarım’ adını koydum ve mini hikayemi tasarladım. O kadar hoşuma gitti ki artık yeni biyografim bu olacak. Çok sevdiğim genç bir tasarımcı arkadaşa kelimelerimi yolladım ve çizimlerle her kelimeyi çizmesini istedim. Akşam ben yattıktan sonra bitirip yollamış. Sabah açtığımda her sayfada bir kelime ve bir küçük çizim görünce çok mutlu oldum. Sizle de paylaşmak isterim;
-Sabır
Aslında beni bilen bilir, sabırsızlık konusunda dünyada ilk 10’a girerim. Ama konu öğrenme olunca sabrımı zorluyorum. Bir de çocuklar ve yaşlılara karşı çok daha sabırlıyım. Burada anlattığım hikaye ve hep dediğim gibi bana üniversite hayatından ve işletme derslerinden daha faydalı olduğuna inandığım Kapalıçarşı’daki çıraklık yıllarım. Düşününce 11 yıl her yaz ve 3 ay boyunca, sabah 7 akşam 7 haftanın 6 günü toptancıların yanında çıraklık yapmak en büyük eğitimlerinden biri oldu. Hiç tanımadığım bir ortamda çocuk yaşımda çıraklık yapmak başlarda zorlayıcı olmasına rağmen, üniversiteyi bitirene kadar devam ettim. Üniversitede dersten çıkıp işe koşarak, sipariş almak, paket yapmak, hatta paketleri Anadolu’nun değişik şehirlerine yollamak için kargolamak kolay işler değildi. Düştüğüm ve vazgeçmeye yaklaştığım günler çok olmuştur. Ama üniversiteyi bitirip, işe girene kadar 11 yıl devam ettim. O sabrı göstemeseydim, iş hayatında zor öğrenilen gerçek ticareti ve farklı kültürlerle iş yapma yetkinliğimi geliştiremezdim. Bendeki dayanıklılığı en çok artıran şeylerden biri sabır ve hep aynı şeyleri tekrarlıyor olmak oldu.
‘Uçakta takımın yeni logosunu elle çizdim’
-Direnç
Yeni işlerin, yeni ülkelerin ve kültürlerin kısacası yeni deneyimlerin, düşünme şeklimde ve aksiyonlarımda yarattığı direnç. Kolay pes etmeme, acele etmeme, iyi dinleme ve gözlemleme hep direncimi artıran faktörler oldu. İki üç yılda bir değişen farklı kültür ve anlayıştan olan Türk, Kosta Rika’lı, İrlanda’lı, Güney Afrika’lı üstlerimin iş yapış biçimlerine ve yönetim anlayışlarına direnç göstererek bizim iş yapış biçimimizi göstererek ve sabırla anlatarak direnç gösterebildim. Düştüğüm ve vazgeçmeye yaklaştığım zamanları da hatırlıyorum. Farklı fikirlere karşı önyargısız ve sakin kalarak, daha iyi anlayarak sonra da bildiğimi okuyarak cevap vermek bana hep iyi gelmiştir. Efes Pilsen spor kulübünün ismi yasaklanınca uçağa atlayıp Ankara’ya gitmek, uçakta takımın yeni logosunu elle çizerek Anadolu Efes olarak değiştirmek vazgeçmeme hikâyelerimden sadece biri.
-Dayanıklılık
Dayanıklılık eşittir süreklilik. Her zaman ilk adım, ilk yazı, yeni işin, yeni pozisyonun, yeni ülkenin ilk günleri çok zordu. Olmayada devam ediyor. Bildiğim şey yola çıkınca ve yoldan çıkınca kimsenin beni durduramayacağını bilmek. Dayanmak, kulak tıkamak, görmezden gelmek. Güvendiğin ve ne yapmak istediğini bilen insanlardan oluşan bir koruma ve güç çemberi oluşturmak. Etrafına, fikirlerine ve işlerine baraj kurmak. Taraftar ve destekçi yaratmak. Hiç tanımadığın bir ülkeye gitmek 12 yıl orada çalışmak, 36 yaşında genel müdür olmak yaşanan onlarca başarı ve başarısızlık hikayesi. Bugün olsa yine yaparım.
-Cesaret
Delilik olarak da kodlayabiliriz. Fark yaratmanın, öne çıkmanın, takip edilmenin en önemli faktörü. Korkularım, vazgeçişlerim, başarısızlıklarım elbette oldu. Ama cesaretim azalmadı. Rusya’ya gittiğim ilk yıllarda havaalanı dönüşünde yolda gördüğüm binanın ne olduğunu sorup, Futbol Federasyonu olduğunu duyunca önünde arabayı durdurup, yetkililerle konuşup Milli Futbol takımının ana sponsorluğunu imzaladığım günü hatırladım. Yeni ürün kararları, yeni marka ve fabrika kararlarında en önde durmak sanırım 30’lu yaşlarda daha kolaydı.
-Denge
En çok önem verdiğim konu. Beni tanıyanlar bilir, günde 3 kişi ile buluşmazsam, haftada bir sinema, konser, tiyatroya gitmezsem, yeni insanlarla tanışmazsam rahat uyuyamam. İşsiz bir hayatı düşünemiyorum ama onu dengeleyecek ve beni mutlu edecek konu ve aktivitelere en az iş kadar zaman ayırmam bir o kadar önemli. Antika pazarlarını gezmek, sinema festivali dönemi günde 2-3 filme gitmek, ailemle müzeler gezmek, uzun yürüyüşler yapmak, gençlerle tanışmak ve uzun sohbetler yapmak işimi daha büyük bir heyecan ve farklı bakış açıları katarak geliştirmek, hem dengemi hem hayatın getirdiği zorluklara karşı direncimi arttırıyor, her gün beni yeniden ayağa kaldırıyor.
-Risk Alma
Su, ekmek kadar doğal geliyor bana. Sevdiğin, güvendiğin ve sana güvenen insanlarla, inandığın ve bildiğin konularda yola çıkmak ve ilerlemek en doğrusu. Risk almadan ve girişmeden nasıl dirençli olunduğunu anlamıyorum. Yorulduğum, bunu başkası yapar dediğim veya vazgeçtiğim işler bana iyi gelmedi. Biz yaparız diye giriştiğimiz işler başarısız olsa da bir sonrakinde bizi diri ve canlı tuttu. Basket takımının başarı hikayesini başlatan ve tüm takımı sıfırdan yaratırken aldığımız kararlar gibi.
‘Ortak amaçlar için, emek harcadığımız her iş parladı’
-Dayanışma
Dayanışma ve akıl birliği yapmadığımız işlerin neredeyse tamamı çöktü. Tüketiciyi dinlemeden yönetici olarak aldığımız kararlar, ortak iş yaptığımız paydaşlarımızı düşünmeden alınan kararlar kimseye yaramadı. Cömertçe ve birlikte hareket ettiğimiz işlerde ise iyi sonuçlar aldık. Ortak amaçlar için, emek harcadığımız her iş parladı. Sadece iş olarak değil, hem bireysel hem topluluklar olarak güç birliği yaptığımız işler akışı değiştirebiliyor. Köy Okulları Değişim Ağı’nda hem çalışanlar, hem gönüllüler hem de köy öğretmenleri ve ailelerin dayanışmayla yapılan işlerin güzel sonuçlar verdiğini görmek umudumu artıyor.
-Devam
Geçen sene başında ne yapacağımı çok da düşünmeden işten ayrılıp, düştüğüm bir dönem yaşadım. Tanıdığım az tanıdığım insanlardan yardım isteyip Genwise’la yeni bir yola çıktım. Yoldan çıktım da denebilir. Devam etmek için dirençli olmak ve devamlılık göstermek yolun yarısı demek.
-İlham
Tıkandığınızda, sıkıştığınızda ve düştüğünüzde size ilham verecek insanlar olsun etrafınızda. İş hayatında daha az ihtiyaç olabiliyor ama kendi işinizde kurduğunuzda daha önemli. İlk defa ve yalnız çıktığınız yolculuklarda kimlerden ilham aldığınız resmi değiştiriyor. Hem bana hem de ilgilenen insanlara ilham olması için zor işlere girişen ve yeni yollara düşen insanlarla Rahat Battı podcasti yapmaya karar verdik. Yaptığım en zor işlerden biri oldu. Ama o insanları dinlemek ve yaptıklarını deneyim olarak yaymaya çalışmak ilham ve umuda çok ihtiyacımız olan bu günlerde fayda yarattı diye düşünüyorum.
-Zafer ve kutlama
Kendimizi güçsüz ve zayif görmeden her küçük başarıda bile mutlu olma, paylaşma ve kutlama bizi daha dirençli yapacaktır. Daha çok başaramadıklarımızı düşünür, iyi yaptığımız işler olağanmış gibi anlatırız. Ama küçük başarıları kutlamayı öğrendiğimizde , o küçük başarılar büyük zaferlerin habercisi olacak.
Yeni işler, yeni hayaller için direnmeye devam.
Düşersem elinizi uzatırsınız.