Yazdığım yazılar için her hafta eski fotoğraf albümlerime bakıp yazıya en uygun fotoğrafı ararken dikkatimi bir şey çekiyor. Yüzümün en çok güldüğü, en mutlu ve neşeli gözüktüğüm fotoğrafların ‘yol’ fotoğrafları ve yollarda olduğum anlar olduğunu farkettim. Özellikle de sevdiğim insanlarla beraber çıktığım yolculuklarda.
Yol benim için önemli, yol ile ilgili her kelime, her deyim bana benimle ilgili bir şey anlatıyor.Yol demek, yenilik demek, ileriye bakmak demek, durmamak demek. Bazen nereye varacağını bilmeden risk alarak yeni kararlar almak demek. Hatta beni tanımlayan ve değerlerim arasında olan kavramların bazılarının ortak noktası ‘yol’ olabilir. Yeniliklere açık olmak, yeni yollara çıkmak, denenmemişi denemek, yoldan çıkmak, güvendiğin ve benzer değerlere sahip insanlarla yoldaşlık yapmak gibi kavram örnekleri sayabilirim. Yol ile başlayan otuz yedi kelime varmış ve yoldan türetilen kelimeler de yine bir o kadar güzel; Yolluk, yolculuk, yolcu, yoldaş gibi..
Yolun gerçek tanımı bir yerden bir yere gitmek için aşılan mesafe olmasına rağmen, kişisel veya toplumsal tutum, davranış ve gidiş biçimi olarak da çokça kullanıyoruz. Yine yoldan türetilen güzel kelimelerden biri de yoldaş. İş hayatında en önemsediğim ‘takım’ kelimesine çok daha uygun bir anlam yükler. Yoldaşı olmayan liderler kısa dönem için bireysel hedeflerini gerçekleştirip takımı ve işi en olmadık yerde bırakıp en beklenmedik işlere geçip orada para kazanmaya devam eder. Geride bıraktıkları ekipler onun bıraktığı yıkıntıyı ayağa kaldırmaya uğraşsa da o iş kolay olmaz. Yoldaşlık ise öyle kolay değildir, aynı yolu yürümeyi, aynı hedefi gerçekleştirmeyi kabul edip zorluklar karşısında yoldan dönmeyeceğin insanlarla birlikte yola çıkmak demektir.
Ortaklıklar da öyle, içinde büyük yoldaşlık olması lazım. Kafanı, sermayeni, zamanını birleştirip bir amaca doğru yol aldığın insan veya insanları seçiyorsun. Bana göre yoldaşlık ortaklıktan büyüktür, iş ve sermaye birliğinden daha fazlası ortak yol ve hedef birliğidir de . İki ucu keskin bıçak, iyi yoldaş bulursanız işiniz, hayalleriniz ve hedefleriniz hep iyiye doğru giderken tersi ile de karşılaşmamız mümkün.
Yoldaş olmak ne anlama geliyor?
İşte burada yine ‘yol’dan türetilmiş ‘yol harita’sını baştan çok iyi oluşturmanız gerekir. Ortak ve yoldaş olana kadar sabırla, karşılıklı birbirini daha iyi anlayıp ‘yazılı’ bir takım anlaşması yaparak kısa ve uzun dönem hedef ve stratejilerde anlaşmaya ihtiyaç var. İki veya daha fazla ortak bu temel noktalarda anlaşmaya varamıyorsa yolculuğu başlatMAmak daha iyidir. İyi ortak veya yoldaş demek, en yakın arkadaşınız veya çok iyi bildiğiniz insanlarla yoldaş olmak anlamına gelmiyor çoğu kez.
Yoldaş olmak demek, yola beraber çıkmak ve yolda birbirini tanımaktan çok, ortak bir görüşü ve hedefi olan biri veya birileri ile yola çıkmak demek. Ortak görüşün yolda oluştuğu veya değiştiği yolculuklar bende çok uzun sürmedi.
Yoldaş seçimi hayatımızda aldığımız en önemli ve zor kararlardan biridir. Özellikle bizim gibi profesyonel hayatta uzun yıllar çalışmış ve hiç ortaklık ya da iş kurma deneyimi olmayan insanlar için.
Geçenlerde duyduğum ve yıllardır ve sadece ticaretle uğraşan bir bilge iş adamının oğluna söylediği sözler bana çok iyi geldi:
‘Ortaklığın başlaması için önce ortak anıların olması gerekir, yoksa o ortaklık yürümez’.
Ortaklık sadece birlikte işi kurmak, büyütmek ve çok para kazanmakla olamaz. Geçmişte güzel anılarla başlayan bağın işe dönüştüğünde yeni faydalar yaratmasını hedeflemek ve sonrasında ortaya çıkan sonuçları ve anıları gelecek nesillere aktarma işi olmalı. Birlikte ne anıların var, neler yaşanmış. Ağzında ortaklık kuracağın kişi ile geçmişte acı tatlar kaldıysa, işin çok iyi gideceğini düşünsen bile, yola çıkmak veya yolun kendisi acılı olacaktır.
Ama iyi hisler ve duygularla dolu anılar varsa o masaya otururken daha pozitif oluyorsun. Hele ki güzel anıları çoğaltma ihtimali olan bir iş konusu varsa tadından yenmez. Sadece sen ve ortağın değil, ailen de yoldaşın oluyor. Hatta iş bizim Genwise’daki gibi yeni tanıştığımız insanlara da yeni işler, yeni yollar açan bir işse yolda ‘yoldaş’ların da artıyor.
Genwise’daki yoldaşım ve ortağım olan Zeynep ile hikayemiz de şöyle. Yıllar önce tesadüfen iş için tanıştık, fakat yaptığı iyi işleri ve çizgi dışı yeteneklerini görünce, aldığımız moderasyon ve eğitimleri arttırdık. Ancak iş dışında bir buluşma veya sohbetimiz olmamıştı.
Zeynep ile ilk tanışmamızdan aklımda ne kalmış?
Bazen küçük detaylar ve insanın kendini anlatırken, tanıtırken seçtiği sözler ve ifadeler kişinin aklında, aldığı eğitim veya dersten daha çok kalıyor. Benimde ilk tanışmamızdan aklımda Zeynep’in kendini anlattığı sunuşa koyduğu yıllar önce Efes maçındaki formalı, slogan atan tribün görseli kalmış.
Bu arada sık olmasa da kurumsal yaşamda birlikte çalışıyoruz, özellikle ben çok defa ülke değiştirdiğim için, her eve dönüşümde ondan yardım isteyip ‘takımı hizalama’ işinde ondan destek istiyorum. O da beni kırmıyor, ikimiz de aynı takımı tutuyoruz nasıl olsa. İşte yıllar sonra yine önemli bir turnuva için elimizde basket takımımız için ekstra bilet olunca ve gece yarısı en iyi taraftarımız kim diye düşünüp aklıma ilk onun adı gelince saatin kaç olduğuna bakmadan mesajı yazdım. Yedi saat sonra havaalanında olur musun, maça gidiyoruz dedim.
İşte yukarıdaki ustanın sözünü artık daha iyi anlıyorum, anılar olmadan ortaklık olmazmış. Bizim anılar iş dışına taşınca da ortaklık kurma amaçlı değil ama danışmak için ilk kapısını çaldığım üç kişi arasında Zeynep de vardı. İş arkadaşı veya iş ortağı başka bir şey yoldaş başka bir şey. Kendime hep yoldaşlar aradım, bulunca da bırakmadım.
Yollar ve meseleler hep uzun ve zorlu olduğu için hem işte hem iş dışında sağlam ve dayanıklı yoldaşlara ihtiyacınız oluyor. Yoldan çıkmak istediğinizde ise yeni yoldaşlar hayatınıza giriyor. Bilmediğiniz, merak ettiğiniz işler, konular sizi yeni yollara sokuyor. Ana yoldan çıkıp keçi yolu da denilen patikalarda, dikenli çalıların arasında eliniz yüzünüz çizilirken sonunda ne var acaba diyerek devam etmek gibi. Canınız yansa da sonunu görmek için katlanıyorsunuz.
Sevmediğiniz ama çok iyi bildiğiniz zahmetsiz işlerde ve konforlu ofislerde acı içinde yılları saymak yerine her sabah heyecanlı ve ‘gerçek’ bir mesele çözmenin heyecanıyla uyanmak paha biçilemez. Kimse kolay diyemez, zaman alabilir ama yola çıkmak bana her zaman iyi geliyor.
En sevdiğim şey yeni ve görmediğim yollara çıkmak, şimdiden onları düşünmek ve planlamak. Yeni yollar ve yerler göreceğim için şimdiden heyecanlanıyorum. Bu konuda biz ailecek iyiyiz. Yıllar önce (27) en sevdiğimiz Beyoğlu’na gündüz kahve içmeye giderken Elmadağ’da bir turizm ofisinin camında St. Petersburg’a tur afişini görüp arabayı sağa çekerek tur satın aldığımızı hatırlarım. Ya da üniversite yıllarında iki arkadaş bayram tatili için Topkapı otobüs garına gidip 2-3 gün sonrası için bilet ararken biletlerin bittiğini öğrenip o akşam kalkan bir minibüsle (evet minibüsle Mersin’e gitmişliğim var) tatile gitmek gibi.
Mevlana: Sen yola çık, yol sana görünür
İdeal örneklere ve size çizilen yol haritasına uymak yerine yeni yollar ve yoldaşlar tanımak için yoldan çıkmak gibi.
Dediğim gibi yol ve yolculuk iş dünyasının çok sevilen metaforları. Ama yol ile ilgili ve benim de çok kullandığım bazı deyim ve sözleri hatırlamak istedim. Yol açmak; birini geçmesi için kenara çekilip önceliği ona vermek, bir olayın başlamasına öncülük etmek. Gençlere ve yeni yeteneklere söz hakkı tanımak, onlara yetki vermek ile birebir örtüşmüyor mu?
Yolunu bulmak; gideceği yeri ve hedefi belirlemek oraya doğru harekete geçmek. Gelecek ve kariyerimizle ilgili aldığımız kararlarda bazen iyi yolda olduğumuzu ve doğru yola girdiğimiz anları anlatmak için en iyi tanım bence.
En zoru başlamak, yola çıkmak. İnanın en büyük mutluluk hissi ve keyif de o zor ve alınması güç ‘başlama kararınız’da. En sonunda olacağından ve alacağınız mutluluktan bile çok.
Cesur olmak, risk almak, gitmediğiniz yollara girme kararı vermek, kafanızı, işinizi değiştirmek , konfor alanlarınızdan çıkmak gibi zor ve acılı kararları vermeye başladığınızda o yol en güzel yolunuz olacak.
‘Sen yola çık, yol sana görünür’. Mevlana