Siyasetten yorulmuş, usanmış dimağlarımız için bu haftayı renklendiren olay 53 yaşındaki pop sanatçısı Mustafa Sandal ile 24 yaşındaki Hip Hop sanatçısı UZİ arasındaki polemikti.
İki sanatçı arasındaki mesele geçen Pazar akşamı Doğu Bayazıt’ta yapılan müzik festivalinde patladı.
Festivalde patlayan hip hop-pop savaşı
Olay da şuydu:
O gece UZİ, “Ben Mustafa Sandal’dan sonra çıkarım deyince, festival programından çıkarılmış.
O konserde ben de vardım. Ertesi gün bu konseri ve bu olayı yazdım.
Zaten olay da benim yazım üzerine patladı.
Kim haklı, durum nedir birazdan o konuya da gireceğim.
Hip Hop, “Punk” sonrası müzikte en büyük akım…
Otuz yıldan bu yana etkisini hiç kaybetmeden gidiyor.
Şu an dünyanın en çok dinlenen müziği müzik midir?
Şu an streaming platformlarındaki dinlenme sayılarına bakarsanız, hip hop müzisyenlerinin şarkıları açık ara ilerde.
Ama aynı zamanda çok büyük bir tartışmayı da her gün canlandırıyor.
Yaşlı ve orta kuşak müzisyenler ve müzik severlerin kafasında hep şu soru var:
“Hip hop müzik midir?”
Yoksa UZİ ve onun gibi hip hopçular müziğin içine mi etmiştir?
Şimdi size bu konuda çok ilginç bir olayı aktaracağım.
Uçakta iki hip hopçu arasında geçen konuşma
Olay özel uçakta geçiyor.
En çok Grammy ödüllü R&B sanatçısı olan Usher, bir başka ünlü R&B sanatçısı T-Pain’i yanına çağırarak fırçalıyor.
“Müziğin içine ettin” diyor.
Bu olayı Netflix’de seyrettiğim 2021 yapımı “This Is Pop” belgeselinden öğrendim.
En ünlü hip hopçu ötekine neden bu kadar kızdı?
Usher’in kızmasının nedeni T-Pain’in şarkılarında “Auto-Tune” kullanması.
Söylediği şey, stüdyo kayıtı sırasında sesle oynanmasına izin veren bir dijital teknoloji.
Bu teknoloji stüdyo müziğinin kanunlarını değiştirdi.
İnsan sesinin bütün hatalarını gidererek, ses aralıklarıyla oynanmasına izin veren bir teknoloji bu.
Türk hip hopçuların en sevdiği teknoloji
Bu teknolojiyi en çok kullanan müzisyenler arasında Türk Hip Hopçuları var.
Ezhel dahil bir çoğu kullanıyor bunu.
Mesela Uzi de “Cindy” adlı şarkısında ve başka bir çok şarkısında bu teknolojiyi kullanıyor.
Güneş’le birlikte söylediği “Dua” adlı şarkı da öyle.
T-Pain, ustası Usher’den fırçayı yiyince, kendi kendine soruyor:
“Ben gerçekten müziğin içine ettim mi…”
Bizim hip hopçular da artık unplugged şarkı söylemeli
T-Pain bu teknoloji ile çok albüm sattı.
“Boy U a Drank” şarkısı sadece Spotify’da 552 milyon kere dinlendi, ama müzisyenler onu hiç ciddiye almadı.
Komedi programlarında en çok dalga geçilen hip hopçulardan biri oldu.
Oysa çok da iyi bir besteci.
Yıllar sonra küçük bir odada kitapların önünde sadece bir klavye eşliğinde kendi doğal sesiyle söylediği şarkıyla itibarını geri aldı.
Çünkü kendi sesiyle çok güzel söyledi o şarkıyı…
Herkes, “Vay canına bu çocuk gerçekten iyi şarkı söylüyormuş” dedi.
Bizim hip hopçular da artık “Unplugged’a” , yani elektronik olmayan enstrüman ve mikrofonlarla söylemeye başlasalar da “Auto-Tune’dan arındırılmış vokallerini duysak.
Dünya müzik tarihini değiştiren şarkı
Şimdi gelin biraz bu “Auto-Tune’un” yakın tarihine bakalım.
1998 yılında Cher’in söylediği “Believe” adlı şarkı, belki de stüdyo müzik kayıtı tarihinde bir dönüm noktasıydı.
Cher bu şarkıyı inanılmaz bir yeni ses tekniği ile söylüyordu.
Üstelik bu şarkıyı söylediğinde 52 yaşındaydı.
1965 yılında Sony ile birlikte söylediği “I’ve Got You Babe” şarkısı ile listelerde birinci olduğunda 19 yaşındaydı.
Otüzüç yıl sonra ilk defa 1 numara oluyordu…
Şarkı sadece Spotify’da 500 milyon kere dinlendi.
D kuşak şarkıcıları için muazzam bir rakamdı bu.
Cher için, bu şarkıda ilk defa “Auto-Tune” teknolojisi kullanılmıştı. Cher’in bildiğimiz sesi öylesine değişiyordu ki herkes şaşkınlıkla dinledi.
Auto-Tune, 53 yaşında bir şarkıcıyı 33 yıl sonra yeniden 1 Numaraya taşıyordu.
Cher bu teknolojiyi, bu yıl çıkardığı son albümünde de kullandı.
Üstelik, 1960’larda Walker Brothers’ın söylediği ve 60 yıldır benim favori şarkılarım arasında yer alan “The Sun Ain’t Gonne Shine Anymore’u” Auto-Tune ile öyle şahane yorumladı ki…
Hep dinleyeceğim şarkılar arasına girdi.
Cher’i 53 yaşında 1 numara yapan şarkı ile ilgili soru
Bu şarkı daha sonraki yıllarda çok taklit edildi.
Buna benzer çok şarkı listelerde 1 numaraya çıktı.
Ama beraberinde çok büyük bir tartışmayı da getirdi.
İnsan sesini mekanikleştiren bu teknoloji iyi bir şey miydi, yoksa Usher’in dediği gibi müziğin içine mi etmişti.
Yani şu soruya geliyoruz:
“Uzi ve öteki Türk hip hopçuları müziğin içine mi ediyor?”
Uzi’nin Cindy’si sadece Spotify’da 100 milyondan fazla dinlendi.
Demek ki seviliyor bu teknoloji…
Bana gelince;
Cher’in Believe’ni çok sevmiştim ve hala aynı keyifle dinliyorum.
Ayrıca bana 76 yaşında bile yeni bir şeyler yakalayabileceğim umudu veriyor.
Türk hip hopçuların şarkılarını da çok seviyorum.
Yani arkadaş;
Ezhel, Uzi, Murda müziğin içine etmediler…
Tam aksine müziği toplumun kılcal damarlarına kadar soktular.
David Bowie bir plağı kaç kayıtta bitirirdi?
“Auto-Tune’un” mucidi Andy Hildebrand adlı bir ses mühendisi.
Asıl işi “Sismik veri mühendisliği…”
Nükleer patlamalardaki sismik değişimleri ölçmek için başlamışlar işe. Sonra bu teknoloji Petrol arama çalışmalarında kullanılmaya başlanmış.
Stüdyo kayıtlarında çok sorun çıkmaya başlayınca bazı müzisyenler “Bize bir çözüm bul” demişler ve o da bunu bulmuş.
Peki eskiden, Auto-Tune yokken nasıl oluyordu bu işler?
Londra’daki Abbey Road stüdyolarında Beatles ile çalışmış bir mühendis “John Lennon mükemmel bir sese sahipti. Ama birlikte çalışma şerefine erdiğim bütün müzisyenler içinde en iyi David Bowie’ydi” diyor.
Onunla birlikte yaptığı kayıtların yüzde 95’ini bir defada kaydetmişler.”
Yine sadece Spotify’da 1 milyar 253 milyon kere dinlenilen “Under Pressure” şarkısının sadece bir kere söyleyerek kaydedildiğini düşünebiliyor musunuz?
Bu da insan sesinin, hiçbir teknolojiye ihtiyacı olmadan mükemmelliğini göstermiyor mu…
Mustafa Sandal’ın yeni şarkısındaki fotoğrafı
Geliyorum Musti-Uzi savaşına…
Son haftalarda böyle bir polemiğe tanık olmadık.
Olay benim geçen Pazar akşamı Doğu Beyazıt Festivali yazımla patladı.
Ünlü hip hopçu UZİ, “Ben Mustafa Sandal’dan sonra sahneye çıkarım” deyince sosyal medya tozduman oldu.
İşte bu polemiğin ortasında geçen Cuma Mustafa’nın, Deprem nedeniyle ertelediği yeni şarkısı çıktı.
Adı “Tamam Tamam…”
İlk izlenimim “Mustafa’nın en iyi şarkısı değil…”
Ancak asıl dikkatimi çeken şarkının kapağında kullanılan fotoğraf.
Vallahi habersiz gösterip kim bu deseler asla Mustafa Sandal demezdim.
Oysa Doğu Bayazıt konserine uçakta ekonomi sınıfında birlikte gittik.
Bana göre Mustafa 1990’lardan beri tanıdığım Mustafa’ydı.
Six Pack’lerinde biraz gevşeme olsa da, yine fit, yine yakışıklı.
Oysa plağın kapağında, ağır abi dizilerinden çıkmış, karakter orta yaş tipi duruyor.
Biraz daha uğraşsa, biten Yasak Elma’da Talat Bulut’un rolünü kapabilecek bir tip.
Yani olmamış Mustafa…
Final: Gençler, metroda koltuklarını yaşlılara mı vermeli?
Magazin medyası ve sosyal medya bu tartışmaya fena girdi.
Mesele zaman zaman, “Gençler metroda ille de oturdukları koltuğu yaşlılara mı vermeli’ye” kadar geldi.
Tartışma daha çok Mustafa Sandal’dan yana giderken, Haber Türk’te konuya dalan Oray Eğin birden ekseni değiştirdi.
Mükemmel bir analiz yapmış.
Mustafa Sandal’ın 1990’lardaki başarısını çok iyi anlatıyor ve hakkını veriyor.
Ama sonunda diyor ki;
Bugünün teknolojisi, hip hopun yükselişi, müzikte yaş hiyerarşisini yıktı.
Sahneye en son kim çıkmalı? 150 eser mi, 132 milyon dinlenme mi?
Öyleyse neye göre karar vereceğiz_
Mustafa Sandal’ın 30 yıldır süren başarısına ve 150 şarkısına bakıp, sahnedeki finali ona mı bırakacağız?
Yoksa her ikisinin streaming dinlenme rakamlarına mı bakacağız_
Bakalım öyleyse…
Spotify verilerime göre;
Mustafa Sandal’ın en çok dinlenen 2 şarkısı;
(*)”Mod”: 39 milyon kere
(*) “Aya Benzer”: 37.6 milyon kere…
Uzi’nin en çok dinlenen 2 şarkısı;
(*) “Arasan da”: 132 milyon kere
(*) “Cindy”: 110 milyon kere..
Coachella’da kim önce çıktı? Rolling Stones mu, Bob Dylan mı?
Dünyanın en büyük festivallerinde artık böyle bir sorun yok.
Benim izlediğim Coachella’daki “Desert Trip” konserlerinde Bob Dylan, Rolling Stones’dan sonra çıkmıştı.
Neil Young, Pal McCartney’den; The Who, Roger Waters’dan sonra sahne almıştı.
Zaten Mustafa da Uzi’ye büyük bir olgunlukta “Beni arasaydın, benden sonra çık derdim” demiş.
Uzi de ona “Mustafa abi, sen de beni arasaydın ben de sana tamam abi sen benden sonra çık derdim” demiş.
Yani mesele tatlıya bağlanmış, ben de daha fazla kaşımayayım.
Çünkü ikisini de çok büyük keyifle dinliyorum…