Geçen hafta İstanbul seçiminin sonuçları netleşirken eşzamanlı olarak bir video da viralleşti. İstanbul’un pek çok sorunu arasında taksi sorunu nasıl bir elektriklenme yarattıysa videonun kahramanı Taksiciler Odası Başkanı Eyüp Aksu’ydu.
Seçim gecesi ve ertesi sabahının onca manşeti arasında bir meslek odası başkanının sosyal medyada gündem olması bile tartışmanın büyüklüğünün bir kanıtıydı. Aksu seçim gecesi yeniden viralleşen bir videoda miting kürsüsüne çıkmış “Taksimetreleri kurun, geliyor Murat Kurum” diyor ve bir meslek odası başkanının yapmaması gereken bir şey yaparak seçimde bir adaydan yana açık tavır koyuyordu.
İstanbul seçimini üstüne üstlük belediye meclisi çoğunluğuyla CHP ve Ekrem İmamoğlu kazanınca da sosyal medyanın eğlencesi oldu. UKOME’nin (Ulaşım Koordinasyon Merkezi) yapısı gereği taksi sorununu çözmek için belediye meclisi çoğunluğu yetmiyor olabilir ama her şekilde işi biraz zorlaştı. Karşısında bir kent çoğunluğu var. Sonradan “biz kimseyi desteklemedik” diye çark eden nitelikte açıklamalar yapsa da video orada duruyor. Yorumu izleyenlere bırakalım.
Musk Robotaxi için tarih verdi: 8 Ağustos
Türkiye sosyal medyası bunları tartışadursun, dünyanın başka bir ucundan, Tesla cephesinden yani Elon Musk’tan 5 Nisan’da kısa ve net bir tweet geldi: Tesla Robotaxi 8/8’de tanıtılacak. 8 Ağustos 2024’ü kastettiğini düşünerek mevzu bahis Robotaxi’nin ne anlama geldiğini bir hatırlayalım.
Robotaxi Musk’ın otonom araç geliştirme planının bir parçası. Tesla 2016’da güncellenen master planında bu yenilikten de bahsediliyor. Bu plana göre otonom araçlar yasallaştığında yeni nesil Tesla’lar kendi kendilerini sürerek sahiplerini istedikleri yere götürecek. Bu sırada arka koltuğa kurulup uyuyabilir ya da bir şeyler okuyabilir ya da izleyebilirsiniz.
Ancak olay bununla bitmeyecek. Aracınız siz kullanmadığınızda başkalarına hizmet verebilecek. İsterseniz tek tuşa basarak aracınızı Tesla’nın paylaşılan filosuna da ekleyebileceksiniz. Yani burada sadece otonom araç teknolojisi söz konusu değil. Aynı zamanda yeni bir model de sunuluyor. O da otonom aracınızı kullanmadığınız zaman başkalarıyla paylaşma modeli. İşte onun da adı Robotaxi.
Musk bunu araç maliyetlerini düşürmenin ve otonom araçları otonom olmayanlardan çok daha avantajlı hale getirmenin yolu olarak görüyor. Onun tespitine göre araç sahipleri günün yalnızca %5 ile %10’u arasında araçlarını kullanıyor. Yani araçlar günün kalan en az %90’luk bölümünde boş boş yatıyor. Eğer böyle bir model gerçekleşirse bu süre araç sahiplerine kazanç olarak geri dönebilir.
Heyecanlanmak için erken
Tabii söz konusu Elon Musk ve Tesla olunca hemen heyecanlanmamak gerek. Çünkü şirket 2019 yılında da Robotaxi’lerin bir yıl içinde dolaşıma gireceğini söylemişti ama olmadı. Elon Musk da öyle her sözünü birebir tutan biri değil, ama ne zaman ne yapacağı belli olmadığından sözleri heyecan yarattı ve borsada Tesla hisseleri yükseldi. Üstelik bu kez yaklaşık dört ay sonrasına tarih veriliyor. Bekleyip göreceğiz.
Bu konuda benim gibi araba kullanmaya hiç hevesli olmayanların heyecanını kaçıran ikinci faktör de otonom araç piyasasında yaşanan sorunlar. Başlangıçta pek çok otomobil devinin büyük iddialarla girdiği bu alanda hem maliyetler hem de düzenlemeler açısından pek çok hayal kırıklıkları yaşandı. Bugün sadece birkaç büyük oyuncu kalmış durumda.
Google’ın yan ürünü Waymo ABD’de Phoenix ve San Francisco’da ücretli otonom taksi hizmeti veriyor. Rakibi General Motors ise sürücüsüz bir taksinin yazılım hatasıyla bir yayaya çarpıp yaralamasından sonra Kaliforniya’da kamu otoritesiyle sorunlar yaşayarak hizmetine ara vermiş durumda.
Taksi sorununu görmezden gelemeyiz
Otonom araçların tüm testleri geçip Türkiye’de dahi trafiğe çıkabilir hale gelmesi elbette hiç yakın bir tarih değil. Ancak İstanbul’un taksi sorunu oldukça yakından yaşadığımız bir gerçek.
Daha yakınlarda başımdan geçen bir olay. Şişhane’de taksi sırasının en başına yöneldim. Baştaki taksici nereye gideceğimi sordu. Hiç de kısa mesafe değildi (Bugün 600 lira civarı yazıyor). Buna rağmen arkadaki taksiye yönlendirdi. Arkadaki taksi öndeki taksinin neden almadığını sorgulayarak çıkıştı. Bunun üzerine iki taksici müşteri almamak için kavgaya tutuştu. Çok büyümeden polisin gelmesiyle sonlanan kavga arkadaki taksinin büyük bir fedakârlık yaparcasına beni almayı kabul etmesiyle sonuçlandı. Polis de sanıyorum trafik polisi olmadığı için ceza kesmeyi değil uzlaştırmayı seçti.
Kavganın “turist müşteri düşürüp kandırarak gecenin hasılatını döviz cinsinden katlamak” için yapıldığını anlamak zor değildi. Her gün bunun gibi pek çok olay yaşanıyor.
İşte böyle şeyler yaşadığınız zaman diyorsunuz ki şu robotlar, robotaxiler gelsin de bizi insanlardan kurtarsın.
Ancak diğer yandan da içinde şoföründen plaka sahibine çok fazla hak sahibinin olduğu bir piyasa bu. Uber gibi bir dünya devi dahi Türkiye’de taksi lobisinin koyduğu kurallar çerçevesinde hizmet vermeyi kabul etti. Türkiye’de bir başka marka da paylaşımlı araç yönetmeliğini zorlayarak yeni bir yaratıcı yıkımın peşini kovalıyor.
Tek sorun taksi değil ki
Tesla’nın Robotaxi projesi aslında sadece taksi sorunu değil araç sahipliği kavramı üzerinde de düşündürücü bir örnek olay.
İstanbul’da oturduğum site 2000’li yılların başında her hanenin bir araç sahibi olacağı düşünülerek otopark sayısından açısından iyi planlanmış. Yani ilk bakışta geniş bir otopark alanı olduğunu düşündürüyor.
Ancak bugün sitedeki bina girişlerine “her dairenin burada yaşamak şartıyla site içine en fazla iki araç park edebileceği, misafir araçlarının dışarıda bırakılması” uyarısı asılmış durumda.
Bu da taksi sorunuyla birlikte onun kadar görünmeyen başka bir sorunu gündeme taşıyor aslında. Her hanenin aracının olmadığı, hatta her hanenin tek aracının olduğu günler geride kalmış durumda.
Günün en fazla %10’luk bölümünde kullanılan bunca şahsi araca tek başımıza sahip olmaya gerek var mı? Bence yok, ama bu çok geniş perspektifli bir konu. Aracını kimliğinin bir parçası olarak görenlerden çok şahsi bir yaşam alanı olarak görenlere kadar gider bu tartışma.
O nedenle bu paylaşımlı otonom araç işinin gerçekleşse de kültürel olarak bizde pek tutmayacağını düşünüyorum. Yine de taksimetreleri kurmaya hevesli Taksiciler Odası Başkanı ve temsil ettiği plaka sahipleri lobisinin karşısındakilere bir süre sonra Elon Musk’ın da ekleneceğini düşünüp eğlenebiliriz.
Kent çoğunluğu, Ekrem İmamoğlu, belediye meclisi, paylaşımlı taksi yönetmeliği ihtimali, Uber derken bir de Elon Musk. Sosyal medya alanındaki en büyük rakibi Mark Zuckerberg’i kafes dövüşüne davet etmişti.
Eyüp Aksu’nun yerinde olsam çok iddialı konuşmazdım.