İşlerini merakla beklediğim Berkun Oya’nın ‘Kuvvetli Bir Alkış’ını bir çırpıda izledikten sonra nedense ağzımın tadı kaçtı. Nedense diyorum çünkü hakikaten hislerimi hemen anlamlandıramadım.
Netflix’te yayımlanan altı bölümlük absürd komediyi henüz izlemediyseniz (keşke daha çok insan izlese ve daha çok konuşulsa) kısacık anlatayım. Ama dikkat, bundan sonra okuyacaklarınız dizinin sürprizlerini bozabilir.
Zeynep (Aslıhan Gürbüz) ve Mehmet (Fatih Artman) ilk çocukları Metin’in dünyaya gelmesiyle üç kişilik bir aile olur. Ama Metin daha anne karnındayken hayattan bezmiştir. Dünyaya dört elle sarılmak şöyle dursun parmağının ucuyla bile dokunmaz. Ne çocukluğun neşesi uğrar yanına, ne gençliğin ateşi. Zeynep ve Mehmet tek çocukları için çırpınırken bir yandan da aralarındaki iletişim eksikliğinden kaynaklanan sorunlarla boğuşur.
Altı bölümün ilk ikisinde hissettiğim tatsızlığın sebebi Berkun Oya’nın anne babaya giydirdiği biçimsiz “endişeli ebeveyn” elbisesi. Öyle biçimsiz bir elbise ki taze anne babayı hiç ama hiç anlamaya çalışmıyor.
Bunda anne olmamın ve kendimle yüzleşmemin etkisi olabilir mi? Tabii ki olabilir. Ama asıl olarak “ötekini” anlamaya çalışmayan işler artık eksik ve tatsız geliyor. Evet bu bir absürd komedi ama çocuğu çarpma yapamadı diye sinir krizi geçiren baba, oğlu küfürlü şarkı sözü yazdı diye dehşete düştüğü halde sukunet maskesi takıp “şarkı güzel ama sözlerin üstünden geçelim” diyen anne gibi karikatür tipler yerine daha derinlikli karakterler beklemek hakkım değil mi? Hele de Berkun Oya’dan.
Dahası Oya gibi bir yaratıcıdan bunları bugün değil beş sene on sene önce anlatmasını beklerdim. Doğrusu söyledikleri yeni değil. Herkesin whatsapp gruplarında vardır öyle tipler, sizin beş sene önce güldüğünüz şakayı yollar, zamanı çoktan geçmiş hatta tam tersine dönmüş bir tespiti paylaşır. Kuvvetli Bir Alkış’ın da böyle bir tarafı var.
Halbuki belki şimdi endişeli olmak için tam da doğru zamandır. Başta eğitim olmak üzere bütün sistemlerin tek tek çöktüğü, iyisiyle kötüsüyle destek mekanizması gibi çalışan geleneklerin altüst olduğu bir ülkede, hatta dünyada anne babaların endişeli olmak için eskiye göre çok daha fazla sebebi vardır.
Metin henüz bir fetüsken bile bunalım içinde
Yine Berkun Oya’nın çekip bütün Türkiye’nin konuştuğu ‘Bir Başkadır’ dizisinde de böyle bir “geç kalmışlık” vardı. Nitekim seküler bir hayat tarzını benimsemiş eğitimli modern insanlara hayatlarının en zayıf döneminde bir yumruk da Berkun Oya’nın atması en büyük eleştiri noktalarından biriydi.
Bütün bunlar ‘Kuvvetli Bir Alkış’ın izlenmeye değer olmadığı anlamına gelmiyor. Üstelik çoğu kişi benim gibi de düşünmüyor. Mesela Youtube’daki ‘Kaan’ın Tavsiyesi’ diziyi beğenmiş, benim de bu videoyla fark ettiğim güzel noktalara değinmiş.
Kuvvetli Bir Alkış’ın kuvvetli tarafıyla bitireyim o zaman. Zeynep ve Mehmet’in insanı boğan iletişimsizliğini Berkun Oya çok güzel anlatmış. Çift birbirlerine ve kendilerine karşı yalnızca iki kere dürüst olabildi, o da Berkun Oya’nın yaratıcılığını gösterdiği gerçeküstü durumlarda.