Google, Android işletim sistemiyle çalışan telefonlardaki ivmeölçerleri kullanarak depremlerin Birincil(P) dalgası algılandığı anda Android Deprem Uyarı Sistemine veri gönderen bir işlev tanıttı. Sistem milyonlarca telefondan gelen verileri erken uyarı bildirimine dönüştürmeyi hedefliyor.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS) ve California’daki bazı üniversitelerdeki akademisyenlerle birlikte deprem erken uyarı sistemi geliştirmek için çalışıyor.

ShakeAlert sistemi iki kaynaktan gelen verileri kullanıyor. Sistem, USGS, California Teknoloji Enstitüsü ve California Berkeley Üniversitesi ile eyalet yönetiminin eyalet genelinde kurduğu 700 sismometreden (yer sarsıntılarını tespit eden cihazlar) oluşan bir ağı kullanıyor.

ABD’nin Oregon ve Washington eyaletlerindeki sismometreler de ShakeAlert olarak bilinen erken uyarı sistemini besliyor.

Ancak Google, insanların telefonlarını kullanarak dünyanın en büyük deprem algılama ağını da oluşturmak istiyor.

Google’ın Android işletim sistemiyle çalışan akıllı telefonların çoğunda, telefonun hareket ettiğini algılayan ivmeölçerler bulunuyor.

Bunlar genel olarak telefonun çevrildiğini algılaması ve dikeyden yatay moda geçmesini sağlamak için kullanılıyor. Ayrıca Google’ın telefonlarında kurulu gelen fitness uygulamasındaki adım sayımı özelliğinde de bundan faydalanılıyor.

Ancak bu sensörler şaşırtıcı derecede hassas oldukları için mini bir sismometre gibi davranabiliyor.

BBC Türkçe’nin haberine göre; Google, cihazlarının bir depremin Birincil (P) dalgalarının titreşimlerini alması durumunda, kullanıcıların telefonlarının otomatik olarak Android Deprem Uyarı Sistemine veri göndermesine izin veren bir işlev tanıttı.

Karadeniz derelerine erken uyarı sistemi

Sistem, binlerce hatta milyonlarca başka telefondan gelen verileri birleştirerek, bir depremin olup olmadığını ve nerede olduğunu hesaplayabiliyor. Daha sonra sismik dalgaların ulaşması muhtemel görülen bölgedeki telefonlara uyarı göndererek erken uyarı verebiliyor.

Radyo sinyalleri sismik dalgalardan daha hızlı hareket ettiğinden, uyarılar merkez üssünden uzaktaki alanlara sarsıntı başlamadan önce gönderilebilir.

Android’de yazılım mühendisi Marc Stogaitis bunu şöyle açıklıyor:

“Aslında ışık hızını (bu kabaca bir telefondan yayılan sinyallerin seyahat hızıdır) deprem hızıyla yarıştırıyoruz. Ve şanslıyız ki ışık çok daha hızlı!”

Birkaç saniye kısa bir uyarı penceresi olsa da depreme maruz kalanların bir masanın veya sıranın altına saklanması için yeterli olabilir. Bunun yanında trenleri yavaşlatmak, uçakların kalkışını veya inişini durdurmak ve otomobillerin köprülere veya tünellere girmesini engellemek için yeterli zaman sağlayabilir. Böyle bir sistemin bu nedenle daha güçlü depremlerde hayat kurtarabileceği düşünülüyor.

Google mühendisleri Ekim 2022’de, San Francisco Körfez Bölgesi’ndeki telefonların, sismik dalgalar merkez üssünden dışarı doğru hareket ederken deprem algılama sinyallerini yakaladığına tanık oldu.

Dünya genelinde kullanımda olduğu tahmin edilen 16 milyar cep telefonundan üç milyardan fazlası Android tabanlı. Deprem Uyarı Sistemi şu anda depremlerin görüldüğü 90’dan fazla ülkede mevcut.

Ancak, özellikle az sayıda telefon kullanıcısının bulunduğu bölgelerde; denizde meydana gelen ve tsunamileri tetikleyebilecek depremlerde sistemin kullanımı sınırlı olabiliyor.

GSM şirketleri depremzedelerin borcunu silerse vergiden düşebilecek