Okullar açılıyor ve yetkililere göre en büyük sorun cep telefonları. Değişen dünyaya yasakla ayak uydurma çabasının anlamsızlığı bu hafta tartışılan konulardandı. Voleybol Milli Takımımızın tarihi başarısıyla başlayan haftaya gelin bir bakalım, neler yaşamışız.
Eğitim öğretim yılı başlıyor ve her yıl olduğu gibi bu yıl da ilginç kararlar var. Bu kez öğretmenleri bağlayıcı bir karar vardı: Milli Eğitim Bakanı Tekin, öğretmenlerin artık derslere telefonla giremeyeceklerini söyledi. Eğitim İş Genel Sekreteri Sarıyer’e mikrofon uzattık. O eğitimin daha ciddi problemleri olduğunu belirtti ve “Önce eğitimin gerçek sorunlarını çözsünler” dedi. Haksız değil.
Öğretmenlerin telefonla sınıfa giremeyecek olmalarını yazarımız Ümit Alan değerlendirdi. Bu yasağı her açıdan ele alınca karşısına büyük tutarsızlıklar çıktı. Alan’ın sorusu da haklı bir çıkış: “Bu yolla öğretmenlerimizi aşağılamış olmuyor muyuz?”
Geçen haftanın olayı Kadın Milli Voleybol Takımımızın tarihi başarısıydı. Bu başarıda en büyük paya sahip isimlerden biri Melissa Vargas olmuştu. Ülkesi Küba’da voleybola başlamış, 16’sında yaşadığı omuz sakatlığı sonrası kariyeri değişmişti. Vargas’ı, spor servisimizden Kutluhan Kocadağ “Uluslar Ligi’nin en değerli oyuncusu, en iyi pasör çaprazı, milli takımın neşesi ve çok daha fazlası” diyerek anlatıyor Vargas’ı. Tarihi başarının bir kahramanının öyküsünü pas geçmeyin.
İlk 8 ayda 32 şirket halka arz olurken yatırımcı sayısı 42 milyona, toplanan para ise 43 milyara dayandı. Bakiyeli hesap sayısı son 1 yıl yüzde 78,9 artışla 12 milyonu geçti. Peki bu nereye kadar gidecek? Bu merakımızı Doç. Dr. Hakkı Öztürk giderdi. Hocanın cevapları arasında kritik bir yatırım tavsiyesi var. Kulağımıza küpe olsun: “Tavan tavan giden hissenin düşüşü de çok hızlı olur.”
Hemen her yıl yayımladığı bir kitapla Fransız edebiyatının en üretken yazarlarından olan Philippe Djian, Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan ‘İnsafsızlar’ (Les Inéquitables, 2019) romanında yine ihanetler, kayıplar, beklentiler, düş kırıklıklıkları ile dolu karanlık ve sert bir hikaye anlatıyor. Bütün bu detayları da Ömer Türkeş’in kritiğinde okuyoruz.
Müge Dağıstanlı’nın köşesini zaten gözden kaçıran pek yok ama bazı yazıları atlayanlar olabilir. Onları hatırlatmakta yarar var. Dağıstanlı, ‘aşırı estetik’ tartışmalarını kaleme almış. Diyor ki “Demet Evgar ve Zuhal Topal’in ardından Esra Dermancıoğlu’nun da ‘estetiği abartan’ oyuncuları ti’ye alması birilerini fena kızdırdı! Konuşulanlara bakılırsa; bunlardan biri de Dilan Çiçek Deniz.”
10Haber’in yeni yazarı Bahar Çuhadar, bilindiği üzere ülkemizin en yetkin tiyatro eleştirmenleri arasında. Bize yapacağı rehberliği ilk haftasında geniş bir dosyayla başlattı. Müzikaller, Cumhuriyet’in 100’üncü yılına özel projeler, klasikler, uyarlamalar, dünyadan çağdaş oyunlar ve dumanı üstünde yerli metinlere bakarak sezon açılışında bizi nelerin beklediğini aktardı. Bu rehberi okumakla kalmayıp bir yere de not etmek lazım. Bol bol dönüp bakacaksınız çünkü.
Erdal Sağlam’ın kulis yazıları bize aslında neler olduğunu anlatıyor. Son yazısı da çarpıcıydı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yakın çevresine “Bütçeye ek harcama getiren yasa taslaklarını, kararnameleri sonradan öğreniyoruz, iş işten geçmiş oluyor” diye yakındığını belirten Sağlam, Şimşek’in bu durumla başa çıkabilmek için sıra dışı bir çözüm bulduğunu yazıyor. Fakat bu da işe yaramamış.
Herkes buradan giderken, tersine bir yolculuk başlatan Mine Ekinci, Harvard Üniversite’sinde Eğitim Politikaları master’ını tamamlar tamamlamaz Türkiye’ye dönmüş ve köyleri dolaştıktan sonra 2016’da kırsal eğitimde sistemsel değişiklik hedefleyen KODA’yı kurmuş. Tuğrul Ağırbaş’ın tanıttığı Ekinci’nin çalışmasına destek vermeliyiz. Ağırbaş, “Yaşadığımız şehirlerin hemen yanında ya da çok uzağında olan köylerde eğitimin nasıl yapıldığı, köy öğretmenlerinin yaşadığı zorluklar ve bu alanda KODA’nın yaptıklarını öğrenmek için KODA’yı bir inceleyin derim. Sadece kendi çocuklarımız değil, köy okulları ve oradaki çocuklarımızda hep aklımızda ve kalbimizde olsun” diyor.
Sivas Katliamı’na ilişkin 3 kişinin yargılandığı davanın 14 Eylül’de duruşması görülecek. Davayı en başından bu yana takip eden Avukat Şenal Sarıhan, yaklaşık 24 tutuklu olması gerektiğini ama bunların cezaevinde olup olmadığına dair kendilerine net bir cevap verilmediğini belirtiyor. Buse Çelebi’nin bu haberi ses getirdi. O kadar ses getirdi ki iki gün sonra hak-hukuk-adalet konusunda yayınlar yaptığına inanan, bu yolda siyasileri kanunlara uygun davranmaya itmesini beklediğimiz bir gazete, bu haberi herhangi bir kaynak göstermeden, muhabirlerinin imzasını da kullanarak yayımladı. Meslektaşının emeğine saygı göstermek de gazetelerin ve gazetecilerin yapması gereken bir şey. Nasıl ki 10Haber’de muhabirlerin emeğine mutlaka kaynak verilerek saygı gösteriliyorsa, başka kurumların da bunu 10Haber muhabirleri için yapmalarını beklemek hakkımız.