İstanbul’da yaşayanlar için trafik kaçınılmaz bir gerçek. Eğer yaşadığınız yerde metro ya da Marmaray hattı yoksa bir yerden bir yere varmanız saatler sürebiliyor. Hele işin içine bir de yağmur girerse yola hiç çıkmamak çok daha makul gibi görünebilir de. Kolombiya’nın başkenti Bogota’nın sakinleri ise haftada bir kez de olsa sokakların sahibi oluyor. Çünkü her pazar sabah yedi ile öğleden sonra iki arasında büyük yolların çoğu araba geçişlerine kapatılıyor. Yalnızca bisiklet ve paten kullananlar ile yayalar bu yollardan geçebiliyor.
The Guardian’a “Ciclovía harika çünkü çok daha fazla alanımız oluyor” diyen yedi yaşındaki Oliver Rojas, pazar günleri ailesiyle bisiklet binenlerden. Bu yenilikçi uygulamanın dünyanın geri kalanında olmadığını duyunca da şaşırıyor. Rojad da şehrin diğer çocukları gibi Ciclovía’da sokakların sakinliğinden fırsat bilerek bisiklet öğrenmeyi öğrendi ve o gün bugündür neredeyse her pazar yollarda:
“Diğer günler gerçekten can sıkıcı çünkü arabalarla motosikletlerden bize yer kalmıyor. Hem de çok gürültü yapıyorlar. Pazar günleriyse eğleniyoruz. Ailemle birlikte şehrin yeni yerlerine gidebiliyoruz ve tüm arkadaşlarım dışarıda olduğu için onlarla karşılaşabiliyorum.”
1,5 milyon kişi faydalanıyor
Her hafta düzenlenen bu etkinlik, arabaların dünyayı ele geçirmesine karşı Bogota’da 1974’te düzenlenen bir günlük protestodan doğdu. Şu anda şehrin 127 km’lik alanı her pazar arabalardan arındırılıyor ve yaklaşık 1,5 milyon Bogotalı bu yolları kullanıyor. Kolombiya’nın diğer birçok şehrinde ve Buenos Aires’ten Bengaluru’ya kadar dünyanın dört bir yanında belediye başkanlarının kopyaladığı bir uygulama bu. Amaç insanların forma girmesi, ruh sağlığına iyi gelecek bir aktivite yapmaları, araç kullanımının azalması ve iklim değişikliğiyle mücadele.
Şimdilerde Kanada’da şehir planlamacılığı yapan Gil Penalosa, 1990’larda Bogota’nın parklar ve rekreasyon müdürüyken bu uygulamanın yaygınlaşmasını teşvik etmiş. The Guardian’a konuşan Penalosa, “Ciclovía gerçekten yankı uyandırdı. 40 yıl önce Bogota ya da Kolombiya deseniz insanların aklına ya kahve ya da uyuşturucu gelirdi. Şimdiyse Ciclovía diyorlar. Ülkenin ihraç ettiği en iyi şeylerden biri olsa gerek” diyor.
Etkinliğin bir diğer güzel tarafı da eğlenceli ve aile sıcaklığında bir ortamın oluşması. Bogota’nın bisiklet yolları aerobik dersleri alanlarla, taze sıkılmış meyve suları satan insanlarla ve salsa sesleriyle dolup taşıyor. Egzersiz tutkunları bu bir günde araba gelecek mi endişesi yaşamadan yolun ortasında istediğini yapabiliyor.
Normal zamanlarda bisiklet tercihini de artırıyor
Araştırmalar pazar günleri etkinliğe katılan kişilerin hafta içinde bisiklet kullanma ihtimalinin de iki katı fazla olduğunu gösteriyor. Bu kişilerin yüzde 58’si etkinliğin kendilerini bisiklet sürmeye teşvik ettiğini söylüyor. Etkinliğin güvenlik endişesi nedeniyle bisiklet kullanmaktan çekinen kadınlardaki etkisi çok daha büyük. Bogota’daki kadınların sadece yüzde 12’si normal günlerde bisiklet yollarını kullanırken, yüzde 29,9’u Ciclovia’da bisiklet sürüyor.
Bogota’nın normal bisiklet yolu ağı son 10 yılda büyüyerek 600 km’ye ulaştı. Gil bu hızlı büyümeyi kısmen Ciclovia’nın popülaritesine bağlıyor. İnsanlar ne kadar çok bisiklete sarılırsa hükümet de daha çok bisiklet yolu yapmak zorunda kalıyor. İnsanların bir yerden diğerine bisikletle gitmenin çok vakit alacağını düşünerek hiç denemeden kafadan elediğini söyleyen Gil, “Ancak Ciclovía sırasında boş sokaklarda bisikletle yol aldığınızda şehir gözünüze çok daha küçük geliyor. İnsanlar şehirlerinin daha küçük olduğunu fark ediyor. Bir de iyi yapılmış bisiklet yollarına sahip oldular mı insanlar araba yerine bisikleti tercih ediyor” dedi.
Bu etkinlik sayesinde şehirdeki kirlilik de azalıyor. Hafta için normal vakitlerde Bogota’nın ana yolundaki zararlı partikül seviyesi insan sağlığı için tehlikeli boyutlara çıkarken pazar günleri aynı yolda partikül seviyesi 13 kat düşüyor. Gürültü seviyesi de yedi kat azalıyor.
Ruha dokunuyor, topluluk olma hissini aşılıyor
Ciclovía’da bisiklet sürmeye gençliğinde başlayan, şimdilerde 10 yaşındaki oğluyla birlikte etkinliklere gelmeye devam eden 42 yaşındaki Norma Conde The Guardian’a, “Sadece bedeninie dokunan bir şey değil bu. Zihninize ve ruhunuza da dokunuyor. Monotonluğu, iş stresini, arabaları ve kaosu geride bırakıyorsunuz. Sizi özgürleştiriyor. Gerçekten öyle hissedebiliyorsunuz” diyor.
47 yaşındaki öğretmen César Rojas ise Ciclovía’nın en önemli yanının topluluk olma duygusunu aşılaması olduğunu söylüyor: “Bogota’da eşitsizlik çok. İnsanların kendilerini Bogotalı hissetmelerini sağlayan tek şey Ciclovía. Çünkü ister zengin olun ister fakir, ister batıdan olun ister doğudan; istediğiniz yolu kullanabiliyorsunuz ve kimse sizi dışlamıyor.”