Yorucu ve stresli bir münazarayı daha geride bıraktık. Seçime 33 gün kalmışken adayların durup soluklanacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Dün bize saygı çerçevesinde münazara nasıl yapılırın örneğini gösteren başkan yardımcısı adayları JD Vance ve Tim Walz dün hiç soluklanmadan yine yollara döküldü. Amerikalı gazeteciler yarışın kazananı olarak Vance’i görse de ortaya hiç uzun uzadıya konuşulacak bir an çıkmadığı için bu münazaranın yarışın gidişatını çok da etkileyeceği düşünülmüyor.
🗺️Kim nerede: Demokratların adayı Kamala Harris’in kendine başkan yardımcısı olarak belirlediği Walz Pensilvanya’dayken, Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ın yardımcısı Vance Michigan’daydı. Kürsüde zaman zaman gerilen ama hiçbir zaman tartışmayı kişisel meselelere çekmeyen, sahneden inerken de el sıkışan iki aday da gördüğünüz üzere savaşın kıyasıya gittiği eyaletlerdeydi. Harris de onlardan farklı değildi; Helene Kasırgası’nın yol açtığı yıkımdan etkilenen Georgia’daydı. Trump’ın ise halka açık herhangi bir etkinliği yoktu. Gerçi o sahnelerden ne kadar uzak durursa o kadar iyi olur gibi görünüyor. Neden böyle dediğimi birazdan anlayacaksınız.
🙊Vance’in eski sınıf arkadaşlarından münazara gecesi beklenmeyen hamle
Madem münazaradan bahsettik, biraz daha bu konuya eğilelim. Vance’in Yale Hukuk Fakültesi’nde aynı sıraları paylaştığı sınıf arkadaşlarının çoğu münazara gecesi Ohio’nun Springfield kentindeki Haitili göçmenler için düzenlenen bağış kampanyasına 10 bin doları aşkın yardım yaptı.
🤔Ne olmuştu ki: Trump-Harris münazarasında konu göçmen krizine geldiğinde Cumhuriyetçi adayın ağzından “Haitili göçmenler köpek eti yiyor, kedi eti yiyor” lafı çıkmıştı. Bu söylem için sosyal medyada viral olan bir video kaynak gösterilse de sonradan o videonun fos olduğu ortaya çıkmıştı. Ne var ki Trump’ın bu sözleri nedeniyle neredeyse bir hafta boyunca Springfield’da birbiri ardına bomba ihbarı yapılmış, bu da kentin işleyişini aksatmıştı. Bağışçılardan bazıları topladıkları paraları şehre verilen hasarı onarma çabası olarak niteledi.
🔎Yakınlaşalım: Kampanyayı düzenleyen kişi Vance ve eşi Usha’yla aynı sınıfta ders almış Peter Chen’di. Kendisi de göçmen bir ailenin çocuğu olan ve Chicago’da büyüyen Chen, 50’den fazla sınıf arkadaşının, yani sınıfın dörtte birinin, bağış yaptığını ve Springfield’daki Haiti topluluğuyla dayanıştıklarını anlattıkları notlar göndermekten memnun olduklarını söyledi.
👀Bakın bağışçılar arasında kim var: Detroit’te kamu avukatı olarak çalışan Sofia Nelson! LGBTİ+ topluluğunun bir parçası olan Nelson, bir zamanlar Vance ile çok yakın arkadaştı ama sonra aralarına ideolojik anlaşmazlıklar girdi. Sonra da Nelson geçmişteki mesajlaşmalarını bir bir ortaya döktü. 10Haber’de bu konuyu biz de işlemiştik. Hatırlamıyorsanız buradan okuyabilirsiniz.
Trump’ın formu yerinde: Amerikalı askerlerin yaralarını küçümsedi
Dünkü münazaradan kısa süre önce gündeme yine Trump damga vurdu. Milwaukee’deki kampanya etkinliğinde Trump’a birçok soru yöneltildi ama en çok konuşulanı kuşkusuz İran’la ilgili soruydu. Bu soru 2020 yılında Irak’taki Amerikan üssü Ayn el Esad hava üssüne İran’ın düzenlediği saldırıda 100’ü aşkın Amerikalı askerin beyin hasarı almasıyla ilgiliydi. Washington o olaydan sonra Tahran’a karşı daha sert olmalı mıydı?
Trump mocking US soldiers injured in Iraq with TBI during his administration:
“What does injured mean? You mean because they had a headache?”
Classy. Really classy.
— Peter Henlein (@SwissWatchGuy) October 2, 2024
🗣️Trump ne dedi: “Öncelikle yaralı diyorsunuz. Bundan kastınız ne? Baş ağrısı çekmeleri mi? Çünkü bombalar üsse hiç isabet etmedi. Yani anlayacağınız Irak konusunda benden daha sert davranan kimse olmadı. Eğer siz doğrucu bir gazeteci olsaydınız, ki değilsiniz, o çok isabetli füzelerin hiçbirinin kalemize isabet etmediğini söylerdiniz. Hepsi dışarıyı vurdu. Sesin çok yüksek olmasından dolayı yaralananlardan başka olmadı.”
⌛️Bağlam: ABD’nin İran’ın en üst düzey komutanlarından Kasım Süleymani’yi öldürmesine misilleme olarak Tahran 2020 yılında Irak’taki üsse balistik füzelerinden 15’ini ateşledi. Bu füzelerden 11’i hava üssüne isabet etti. Saldırının etkisiyle üste dokuz metrelik kraterler oluştu. Saldırıda yargılanan ordu istihbarat analisti Rebecca McMillan, 2021 sonlarında kulağında çınlama ve bulanık görme gibi şikayetlerle gittiği hastanede beyin hasarı geçirdiğini öğrenmişti.
❓Neden sorunlu: Trump’ın mitingde kurduğu cümlelerde iki hata var. İlki İran demek yerine Irak demesi. İkinci olarak da askerlerin aldığı yaraları “baş ağrısı” olarak değerlendirerek olduğundan küçük görmesi. Ama çok da şaşırmamak gerekiyor. Trump daha önce de Amerikan askerlerini küçümsediği birçok açıklamaya imza atmıştı, bunlardan biri Belleau Wood Savaşı’nda ölen askerlere “ezik” demesiydi.
🌪️Bu eyalet gerçekten sallantıda ama seçim yüzünden değil, kasırga yüzünden
Başkanlık yarışındaki en önemli savaş meydanlarından biri Kuzey Carolina. Cumhuriyetçi adayların yatıp kalkıp miting düzenlediği, etkinliklere katıldığı eyaletlerin başında geliyor. Ne var ki Amerika’da son yılların en ölümcül kasırgalarından biri olan Helene de tam olarak bu eyalette meydana geldi. Altı eyaleti de vuran kasırgada en çok kaybı 77 canla Kuzey Carolina verdi. Üstelik ölü sayıları her geçen gün artıyor.
🔴Neden önemli: Fırtına sadece maddi ve manevi zarar vermekle kalmadı. 5 Kasım seçimlerine 33 gün kala hem seçmenler hem de seçim görevlileri için hiç beklenmedik birtakım sorunlar yarattı. Kuzey Carolina’da çalışan seçim hukuku uzmanı Seth Morris, Axios’a “Pek çok insanın önceliği oy vermek olmayacak” diyor.
😵💫Nedir bu eyaletin çektiği: Yüksek Mahkeme’nin seçim kampanyasını askıya alan Robert F. Kennedy Jr.ın eyalet oy pusulalarından kaldırılması kararını alması ardından seçim yetkilileri zaten zor durumda kalmıştı. Çoktan basılmış oy pusulalarının bu değişiklik nedeniyle bir kez daha basılması gerekmiş, normalde oylarını erken verecek seçmenlere 6 Eylül’de gönderilmesi gereken pusulalar ancak 24 Eylül’de gönderilebilmişti. Ne var ki şimdi kasırga nedeniyle posta ve teslimat hizmetleri askıya alındı. Bu da seçmenlerin ellerindeki pusulaları nasıl ve ne zaman ulaştırabileceği sorununu ortaya çıkarıyor.
🔎Yakınlaşalım: Eyalet verilerine göre kasırgadan en çok etkilenen Buncombe County’de yaklaşık 10 bin kişi dahil, bu yıl yaklaşık 250 bin Kuzey Carolinalı erken oy kullanabilmek için oy pusulası talep etmişti. Buncombe ve Wake gibi yerler daha çok Demokratlara ev sahipliği yapsa da kasırgadan etkilenen Yancey gibi bazı yerler de Cumhuriyetçi.
Uzaklaşalım: Kuzey Carolina’da fiziksel olarak erken oy verme işlemi 17 Ekim’de başlıyor. Ancak bu tarih belirlendiğinde henüz Helene Kasırgası eyaleti vurmamıştı. Kasırgadan etkilenen yerlerde erken seçime hazırlanmak o kadar da kolay olmayacak. Morris “Eyaletin çoğu yerinde personellerin dikkatleri başka yerde olacak. Çoğu bu hafta işinin başında olmayacak. Dolayısıyla erken oy kullanma işlemine de hazırlanamayacak. Postayla gelen oy pusulalarıyla ilgilenemeyecekler” diyor.
🗣️Yetkililer ne diyor: Eyaletin Seçim Kurulu Başkanı Karen Brinson Bell pazartesi yapılan acil toplantıda seçim komisyonunda çalışan herkesin güvende olduğunu ve “seçmenlere hizmet vermek için hazırlandıklarını” söyledi. Oysa bu kararlılık çalışanlar için iyiye işaret sayılmaz. Bucombe’deki bir saha uzmanı evinden ilçe ofisine kadar yürümek zorunda kalıyormuş. Bu da yaklaşık yedi-sekiz kilometre yol demek. Brinson Bell eyaletteki 22 bölgeden 14’ünün pazartesi günü kapalı kaldığını not düşüyor.
📰Ne okumalı?
📈Münazarayı kim kazandı? New York Times dünkü münazarayı 13 yazarına sormuş, çoğunun cevabı Vance’den yana olmuş. Hazırladıkları grafik sayesinde kimin kazandığına dair biz de kendi düşüncemizi paylaşabiliyoruz. 14 bin 837 kişinin çoğu Vance’in kazandığını düşünüyor ama münazarayı vasat buluyor. Yazarların düşüncelerini okumak ya da oyunuzu kullanmak isterseniz orijinal metne buradan ulaşabilirsiniz.
😤Son iki münazaradır köşe yazılarına ve değerlendirmelere baktığımda en sevdiğim şeylerden biri moderatörlere yapılan eleştiriler. Wall Street Journal da bu işi iyi yapıyor. Editörlerin hazırladığı “Vance Trump’ı Trump’dan daha iyi gösteriyor” başlıklı yazılarında bir isyanlarını dile getiriyorlar: “Biz ölmeden önce bir kere şu seçim münazaralarında moderatörlerin kendi anaakım medya balonlarının dışında bir şey okuduklarını gösteren sorular duymak isteriz.” Diğer eleştirileri de buradan okuyabilirsiniz.