Tek başına Montana’daki bir dağ kulübesinde yaşayan, eylemlerinde teknolojinin gelişmesinin yaratacağı sonuçlar, çevreye verilen zararlara öfkesinden hareket eden Theodore Kaczynski, moden sosyal düzenin çöküşünü hedefliyordu ve eylemleri neticesinde en maliyetli insan avı olarak tanımlanan yıllar süren araştırmanın neticesinde yakalanmıştı.
‘University and Airline Bomber’ın (Üniversite ve havayolu bombacısı) kısaltması olarak ‘Unabom’ adı verilen Kaczynski’ye basın ‘Unabomber’ adını taktı.
Tutuklanmasıyla hayat öyküsü ortaya saçıldı ve sıra dışı bir hayatının olduğu görüldü. IQ testinden 167 puan alan bir çocuk, 6 ve 11’inci sınıfları zekâsı sayesinde atladı, 16 yaşında Harvard Üniversitesi’ne burslu olarak kabul edildi. Michigan Üniversitesi’ndeki yüksek lisans eğitiminde matematiğin ‘pek girilmeyen’ alanlarında çalıştı. Ülkede sadece 10-12 kadar kişinin matematiğin bu alanından anladığı, tez hocaları tarafından dile getirildi. 25 yaşında Kaliforniya Üniversitesi’nde doçent olmuştu.
‘Yürüyen bir beyin’
Liseden sınıf arkadaşı Loren De Young, “O hiçbir zaman bir insan, bireysel bir kişilik olarak görülmedi. O her zaman yürüyen bir beyin olarak görüldü” tanımlamasını yapmış kendisi için.
Kaczynski, 1971’de Montana kırsalında bir dağ evinde yaşamaya başladı ve burada akan suyu olmayan, elektriksiz bir yaşam sürdü. Karnını tavşanları avlayarak doyurdu.
Hazırladığı ev yapımı bombalarla gerçekleştirdiği saldırılar arasında bağlantı kurmak kolay değildi. İlk kurbanı 1985 yılında Sacramento’da bilgisayar mağazası sahibi, evlenme arifesindeki Hugh Scrutton’dı. Aralık 1994 ve Nisan 1995 arasında, iki kişiyi daha öldürdü: New Jersey’li bir reklam yöneticisi ve Kaliforniya ormancılık endüstrisi için çalışan bir lobiciydi bu kişiler. Reklamcı Thomas Mosser evli ve üç çocuk babasıydı. Lobici Gilbert Murray ise evli ve iki çocuk babasıydı. Murray, patlamada öylesine parçalanmıştı ki ailesine sadece dizlerinden aşağısı gösterilmiş.
‘Manifestomu yayınlayın, yoksa…’
“Bilim, insan ırkının gerçek refahını gözetmeksizin körü körüne ilerliyor” diyerek kaleme aldığı manifestosunu New York Times ve Washington Post gazetelerine gönderdi. Bu manifestonun basılmasını aksi yöndeki kararın, saldırıların artması riskini doğuracağını söyledi.
Gazete yöneticileri FBI Direktörü Louis J. Freeh ve dönemin Adalet Bakanı Janet Reno’ya danıştı. İkisi de saldırıları durduracağı ve muhtemelen Unabomber lakabı verilen Kaczynski’nin bulunmasını sağlayabileceği için manifestonun yayımlanmasını tavsiye etti.
Manifesto Türkiye’de de ilgi gördü
Manifesto, çevreye verilen zararın ve teknolojinin yabancılaştırıcı etkilerinin iğrençliğinden söz edip modern yaşamın sosyal ve endüstriyel temellerinin yok edilmesi gerektiğini savunuyordu. Washington Post internette yayımladığı makaleyi 8 sayfalık bir gazete eki olarak da okuyucularına sundu. Bu manifesto Türkçeye de çevrildi ve ülkemizde de büyük ilgi gördü.
Gazetelerin manifestoyu yayımlama kararı işe yaradı. Başka bombalama eylemi olmadı. Bir barınakta sosyal hizmet görevlisi olarak çalışan David Kaczynski, bu metnin kardeşi Ted Kaczynski tarafından kaleme alınmış olabileceğinden şüphelendi ve manifesto ile kardeşinin eski yazıları arasındaki benzerlikleri fark etti. Şüphelerini FBI’a anlattı, kısa sürede ifadelerdeki benzerlikler, yazım yanlışları doğru yolda olduklarını gösterdi. David’in yönlendirmesiyle yeri bulunan Ted, 3 Nisan 1996’da yakalandı. Montana’daki kulübenin içinde bomba yapımında kullanılan malzemelerle dolu bir zula buldular.
1 milyon dolar ödül, kurbanların ailelerine yardım
David Kaczynski, FBI’ın kardeşi için koyduğu 1 milyon dolarlık ödülünü aldı ve bunu kardeşinin eylemleri nedeniyle acı çeken ailelere yardım etmek için kullanacağını söyledi.
Dava sürecinde davaya dahil olan psikologlar onun yazdıklarını şizofreninin kanıtı olarak gördüler. Avukatları da delilik savunması yaparak onu cezalardan kurtarmaya çalıştı. Fakat Kaczynski, mahkemede kendi kendini temsil etme kararı aldı ve bu hareketi onu idamla karşı karşıya bıraktı. Avukatlarına göre tam da bu hareket deliliğinin kanıtıydı. Kaczynski ömür boyu hapisle cezalandırıldı.
Hapiste mektuplarla seslendi
Şöhreti gün geçtikçe artan ve insanların ilgisini çeken Kaczynski, mektuplar aracılığıyla içeriden mesajlarını vermeyi sürdürdü. Kendisine ulaşanların sorularını yanıtlayan Kaczynski, 1993’te Dünya Ticaret Merkezi’ni bombalayan Ramzi Ahmed Yousef ve Oklahoma City bombacısı Timothy J. McVeigh gibi isimlerle aynı hapishanedeydi ve onlarla kitap paylaşmış, siyaset konuşmuştu.
77 kişinin öldüğü 242 kişinin yaralandığı gençlik kampına saldırısını gerçekleştiren Norveçli seri katil Anders Behring Breivik’in de kendi manifestosunda Kaczynski’nin manifestosundan pasajlar yer alıyordu.
Kaczynski’nin dün, Butner’daki federal hapishanede hücresinde hareketsiz olarak bulunduğu ve öldüğünün tespit edildiği açıklandı. Kaczynski, 81 yaşındaydı.
ABD ve dünya tarihine geçen bu portre yapımcıların da büyük ilgisini toplamıştı. Manhunt: Unabomber ve Ted K.: The Unabomber adlı yapımlar bu hikâyeyi izleyicilere aktarmıştı.