ABD başkanlık seçimlerinde karşı karşıya gelecek isimler eski Başkan Donald Trump ve mevcut Başkan Joe Biden. Tabii bunun için yaklaşık üç aylık bir ön seçim sürecinden geçmeleri gerekti. Biden’ın tuzu kuruydu ön seçimlerde, Trump ise olası adaylarının hepsini pes ettirmeyi bildi. Peki ya şimdiye kadar toplanan bağışlar bize ne anlatıyor?
Şubat ayında Biden’ın kampanya ekibi 53 milyon dolardan fazla bağış topladıklarını, bu ayın sonunda da ellerinde 155 milyon dolardan fazla para kaldığını duyurdu. Halbuki Trump’ın kampanya ekibi geçen ay 39.3 milyon dolar toplamış. Geçen yıl Trump hakkında açılan davalar sebebiyle şimdiye kadar Cumhuriyetçilerin yaptığı bağışların 53 milyon doları suyunu çekti ve geriye bankada 74.4 milyon dolar kaldı.
Trump özellikle seçimler yaklaşırken kendisine art arda açılan tüm bu davaların “solcuların cadı avı” olduğunu söylüyor ve bu yöntemle kendisini yıldırmaya çalıştıklarını belirtiyor. Ancak bu davalar Trump’ı yıldırmak bir yana destekçilerinin daha çok eski lider etrafında toplanmasına yol açtı. Trump’ın destekçileri her davanın ardından eski liderin kampanyasına milyonlarca dolarlık bağış yaptı.
Bu arada adayların maaşlarını bağış kampanyası için kullanması yasak olmasa da aldıkları mesai ücreti işveren katkısı olarak görüldüğü için ve bu işveren şirket, federal hükümet gibi bağış yapması yasak kurumlar olduğu müddetçe adayın maaşına ek olarak aldıkları parayı kullanarak bağış yapması yasak. Ayrıca şu an Trump’ın kendi kampanyasına bağış yapabileceği bir imkanı da yok. Hatta emlak dolandırıcılığı davası nedeniyle elindeki mülkleri bile kaybedebilir.
Biden’ın ekibi şubat ayında toplam nakit varlığına 25 milyon dolar eklerken Trump için bu miktar sadece 9.2 milyon dolar arttı. Trump’ın ekibi geçen ay boyunca elde ettiği bağıştan 2.2 milyon dolar daha fazlasını harcayarak ay sonunda elindeki nakit paranın 4.1 milyon dolara düşmesine neden oldu. Federal Seçim Komisyonu’nun verilerine göre Trump’ın harcamalarının 1.3 milyon doları araştırmaya, 1.6 milyon doları maaş bordrolarına ve en az 1 milyon doları veri işlemlerine gitti.
AdImpact’in verilerine göre hem Biden hem de Trump bu yıl şimdiye kadar reklam için neredeyse aynı miktarlarda harcama yaptı. Biden’ın kampanya ekibi 1 Ocak’tan 19 Mart’a kadar televizyon, radyo, uydu ve internet reklamları için 13.2 milyon dolar harcarken, Trump’ın ekibi 13.3 milyon dolar harcadı. Ama burada da yine Biden’ın avantajı öne çıkıyor: Trump’ın reklam kampanyalarının büyük bir kısmı muhtemelen ön seçimlerde Cumhuriyetçileri harekete geçirmek için harcanırken, Biden’ınkiler kasımdaki seçimlere yönelikti.
Bağışlar her şey demek değil
Artık ön seçimler geride kaldı ve her iki taraf da kasımdaki seçimlere odaklanmış durumda. Ne var ki Trump’ın bağış konusunda rakibini yakalayabilmesi için büyük bir mesafe kat etmesi gerekiyor. Sonuçta bu bağışlar televizyon reklamları, kampanya personelinin maaşı, aldıkları danışmanlık hizmetinin ücreti ve diğer harcamalar için kullanılacak.
Bununla birlikte para her şey demek değil. En güzel örneği de 2016 başkanlık seçimlerinde Trump’a karşı yarışan Hillary Clinton’un para yarışında Cumhuriyetçi lideri geride bıraksa da Beyaz Saray’ı kaybetmesiydi. Ayrıca Trump, Cumhuriyetçi Parti’nin Ulusal Komitesi’nde değişikliğe giderse ve ortak bir para toplama komitesi kurarsa bağış toplama faaliyetleri hız kazanabilir.
Zaten son kamuoyu yoklamaları Trump’ın ortalama yüzde 46.7 oranıyla Biden’ın 44.7’lik oy oranına üstün geldiğini gösteriyor. Aradaki fark iki puan ve Trump henüz yüzde 50’yi görmüş sayılmaz. Ama sonuç olarak son anketlerde hep Trump Biden’ın önünde geliyor. Biden’ın Trump’a fark attığı anketler ise çok nadir. Bunda Demokratlar içimde Biden’ın Gazze’deki yaşananlara karşı tutumunu beğenmeyenlerin etkisi büyük. Gerçi Trump da Gazze meselesinde Biden’dan çok farklı bir noktada sayılmaz ancak Trump destekçilerinin büyük bir kısmı İsrail’i desteklediği için bu tutumu onun açısından herhangi bir sorun teşkil etmiyor.
Bu arada Trump seçim yarışında bazı grupları direkt kafadan silmiş durumda. Cumhuriyetçi lider son bir haftada “göçmenlerin bazılarının insan olmadığını” da söyledi, Demokratlara oy veren Yahudi ABD’lilerin kendi dinlerini sevmediğini de. Halbuki Biden Cumhuriyetçilerin kendisine oy vermesini istediğinde daha yumuşak bir dil kullanıyor. Trump’ın kullandığı dil ise bahsettiği grupların kendisine karşı gard almasına sebep oluyor.
Ama mevcut manzaranın bize gösterdiği başka bir şey daha var: Trump’ın karşılaştığı bu finansal zorluklar parti içinde kendisine karşı tavırlı olan bazı grupların hoşnutsuzluğunun da bir yansıması olabilir. Örneğin Eski Güney Carolina Valisi Nikki yarıştan çekildiğinde kendi destekçilerini Trump’a yönlendirmek gibi bir şey yapmadı, “Kendileri ölçüp biçip kime oy vereceklerini seçebilir” minvalinde konuştu.
Diğer adayların bağış durumları nasıl?
Diğer adayların topladıkları meblağlar ise Trump ve Biden’ın çok daha gerisinde kalıyor. Örneğin bağımsız aday Robert F. Kennedy Jr. şubat ayında 3.2 milyon dolar toplayarak nakit para miktarını 5.1 milyon dolara yükseltti. Seçim kampanyasına yapılan desteklerin yüzde 39’unu 200 dolar ya da daha az bağış yapan kişilerden oluşuyor.
Haley’in henüz beyaz bayrağı çekmeden önce şubat ayında topladığı bağış miktarı ise 8.6 milyon dolar. Böylelikle Haley ayı 11.5 milyon dolar nakitle kapatmış. Ancak Haley’nin topladığı paranın artık bir önemi yok çünkü Süper Salı’da Trump’a karşı büyük yenilgisinin ardından 6 Mart’ta başkanlık yarışından çekildi.