İskoçya hükümeti Gazze Şeridi'nde somut bir barış adımı atılana kadar Birleşik Krallık'taki İsrailli yetkililerle olan diplomatik temasları askıya aldığını duyurdu.

İskoçya hükümeti Gazze’deki durumu protesto etmek amacıyla İsrail ile yaptığı görüşmeleri durdurdu. Dış İlişkiler Sekreteri Angus Robertson İsrail’in Londra Büyükelçiliği Yardımcısı Daniela Grudsky ile yapılan görüşmenin ardından eleştirilerin odağı oldu.

Robertson görüşmenin İskoçya’nın talebiyle değil İsrail’in isteği üzerine gerçekleştiğini belirtti. Görüşme sırasında İskoç hükümetinin Gazze’deki çatışmalara karşı duruşunu net bir şekilde ifade ettiklerini söyledi. Ancak görüşmenin sadece ateşkes konusuyla sınırlı olmamasından dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Toplantının iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi olarak algılanmasına tepki gösteren Robertson İskoçya’nın Gazze’deki şiddeti şiddetle kınadığını vurguladı. Robertson İskoçya’nın İsrail ile ilişkileri ancak Gazze’de barış için gerçek bir ilerleme sağlandığında, insani yardımın engelsiz ulaşmasına izin verildiğinde ve İsrail uluslararası yükümlülüklerini yerine getirdiğinde sürdüreceğini belirtti.

İskoçya’nın Gazze’de derhal ateşkes ilan edilmesini, tüm rehinelerin serbest bırakılmasını, Birleşik Krallık’ın İsrail’e silah göndermeyi durdurmasını ve iki devletli çözüm çerçevesinde bağımsız bir Filistin devletinin tanınmasını savunmaya devam edeceği bildirildi.

Doha’daki ateşkes görüşmeleri

Netanyahu’nun bu açıklamaları Doha’da 15-16 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilen ve İsrail ile Hamas arasında esir takası ile Gazze’de ateşkese varılması için yapılan görüşmelere de ışık tutuyor. Katar’ın başkenti Doha’da yapılan bu müzakereler ABD, Mısır ve Katar’ın ortak girişimiyle yürütülüyor.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı Direktörü Bill Burns, Mısır İstihbarat Başkanı Abbas Kamil ve Mossad Direktörü David Barnea’nın başkanlığındaki heyetler bu görüşmelere katıldı. Ancak müzakerelerden çıkan sonuçlar Hamas’ın beklediği talepleri karşılamadı.

Hamas yöneticileri ABD Başkanı Joe Biden’ın 2 Temmuz’da açıkladığı önerilerin, Doha’daki müzakerelerde gündeme alınmadığını belirtti. Özellikle, Gazze’yi ikiye bölen Netzarim Koridoru ve Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki Philadelphia Koridoru gibi stratejik noktalarla ilgili maddeler müzakere masasında yer almadı.

Hamas’ın önde gelen isimlerinden Sami Ebu Zuhri, ABD’nin Doha’daki görüşmelere “hayali bir olumlu atmosfer” yaratmaya çalıştığını, ancak gerçekte Gazze’ye yönelik saldırıların durdurulması yönünde bir niyet taşımadığını söyledi.

Böylesine karmaşık ve gergin bir süreçte, tarafların pozisyonları netleşmeye başlarken müzakerelerin nasıl sonuçlanacağı ise belirsizliğini koruyor. Netanyahu’nun kararlılığı ve Hamas’ın tavizsiz tutumu önümüzdeki dönemde bölgedeki tansiyonun daha da yükselmesine neden olabilir.

7 Ekim sonrası Gazze: Neler yaşandı?

Gazze’de savaş, Hamas öncülüğündeki Filistinli örgütlerin 7 Ekim’de İsrail’in güneyine düzenlediği ve çoğu sivil binden fazla kişinin ölümü, 5 bin 132 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırının ardından patlak verdi. Militanlar ayrıca yaklaşık 250 rehine ele geçirdi; İsrail’in tahminlerine göre bunlardan 110’u Gazze’de kaldı, 36’sı öldü.

Gazze’de Hamas’a bağlı Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail’in askeri misillemesi çoğu sivil ve birçoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 39 bin kişinin ölümüne neden olurken, İsrail kuşatması korkunç gıda kıtlığı ve kıtlık tehdidini de beraberinde getirdi. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

İsrail ordusu ise Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 240’ı karadan işgal sürecinde olmak üzere en az 580 askerinin öldürüldüğünü duyurdu. Çatışmalara 24 Kasım 2023’te dört günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan ‘insani ara’da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı.

Öte yandan İsrail binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail güçleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında en az 400 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail ordusu ve Hizbullah arasında 8 Ekim 2023’ten beri yaşanan çatışmalarda en az 300 Hizbullah mensubu ve 50’den fazla Lübnanlı sivil, 40’ı aşkın Filistinli örgüt mensubu ile 6 İsrailli sivil ve 11 asker öldü.

Soykırım davası ve savaş suçları

Dünya Mahkemesi olarak da bilinen Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail’in Filistin topraklarındaki yerleşim politikalarının ve doğal kaynakları sömürmesinin uluslararası hukuku ihlal ettiğini ilan etti.

Güney Afrika, Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan BM’ye bağlı mahkemede İsrail’e karşı bir soykırım davası yürütüyor. Mahkeme, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini soykırım olarak tanımayı reddetti ancak İsrail’e Gazze Şeridi’nin bazı bölgelerinde askeri eylemlerini durdurması ve Filistinlilere daha fazla zarar verebilecek eylemlerden kaçınması çağrısında bulundu.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han da Başbakan Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın yanı sıra üç Hamas lideri hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri iddiasıyla tutuklama emri çıkarılmasını talep etti.

İsrail ordusu kendi askerlerini vurdu: Bir ölü, altı yaralı

Ölümün sessiz tanığı molozlar: 58 yaşındaki Gazzeli kadın yıkılan evlerin kalıntılarından kabir inşa ediyor