Ramazan ayında bir grup fanatik Yahudi’nin Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemesi ve bunun akabinde polisin camide saklanan halka saldırması zaten Hamas’ın Gazze, Lübnan ve Suriye üzerinden İsrail’e roket atmasına yol açmış, bu roketlere karşılık İsrail de Gazze’ye roketler atmıştı.
Ramazan Bayramı’nın gelişiyle İsraillilerin Mescid-i Aksa’ya girmesi geçici süreliğine yasaklanmış bu da bölgede hiç olmazsa bir süreliğine sakinliği sağlamıştı. Ancak bayram geçtikten sonra yasağın kalkmasıyla baskınlar tekrar başlamış, İsrail tarafından hapis tutulan Hıdır Adnan’ın 87 günlük açlık grevinin ardından hayatını kaybetmesi Filistin için durumun tuzu biberi olmuştu.
Yine karşılıklı roket saldırıları gerçekleştirilmiş ancak bir noktada ateşkes sağlanabilmişti. Ne var ki İsrail tarafı son günlerde Eski Şehir’de Filistin karşıtı sloganlar attıkları yürüyüşlere başlamıştı. Bu sefer tansiyonu zirveye çıkaran olay, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in Doğu Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya baskınıydı.
Ben-Gvir, Ulusal Güvenlik Bakanlığı görevine getirildikten günler sonra 3 Ocak’ta Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyerek, beş yıl sonra bunu yapan ilk İsrailli bakan oldu. Bakanın o zamanki ziyareti hem işgal altındaki Filistin hem de uluslararası toplumda büyük tepkiyle karşılanmıştı.
İsrailli bakanın ikinci baskını 21 Mayıs’ta özel koruma ve kolluk kuvvetleri eşliğinde gerçekleşti. Ben-Gvir buradan yaptığı açıklamada, “Hamas’ın tehditleri bize yıldıramaz. Yılmaksızın Mescid-i Aksa’ya geldim. Kudüs, Necef ve Celile bizim ruhumuz ve hepsi için çalışmamız gerek” dedi.
The threats of Hamas will not deter us. I went up undaunted to the Temple Mount!
Jerusalem is our soul, the Negev and the Galilee are our soul and we must work on behalf of them all. https://t.co/4foCNQlihn
— ItamarBenGvirEN (@ItamarBenGvirEN) May 21, 2023
Milletvekilliği döneminde de Mescid-i Aksa baskınları, İsrailli fanatik Yahudileri Filistinlilere karşı şiddete teşvik etme ve ırkçı söylemleriyle Ben Gvir, açık açık Filistin karşıtı bir politika yürütüyordu. Bir avukat olan Ben-Gvir, Filistinlilere terör saldırıları gerçekleştiren fanatik Yahudilerin avukatlığını yapmasından dolayı ‘katillerin avukatı’ ve ‘şeytanın avukatı’ gibi ifadelerle anılıyor.
Dolayısıyla Ben-Gvir’in Mescid-i Aksa baskını Filistin tarafında ‘ateşle oynamak’ olarak yorumlandı. Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, bu eylemin ‘bölgede sonuçları herkesi etkileyecek bir din savaşı çıkaracağını’ söyledi ve başta ABD olmak üzere diğer ülkelere acil müdahale çağrısında bulundu.
Ben-Gvir’in doğrudan hedefindeki Hamas ise, “İşgalci yönetim, bakanlarının ve yerleşimcilerinin yaptığı baskınların sorumluluğunu alacak” diyerek Mescid-i Aksa’yı yanlış bırakmayacaklarının altını çizdi. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) bu baskının ‘Mescid-i Aksa’nın statükosunu değiştirme’ amacı taşıdığını vurguladı.
Baskına Türkiye de sessiz kalmadı. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Ben-Gvir’in baskını kınanarak, bunun ‘açıkça uluslararası hukuku ihlal ettiği’ belirtildi. Bakanlık, “İsrail hükümet üyelerinin Harem-i Şerif’in tarihi statüsüne bu şekilde meydan okuması, kışkırtıcı ve faşizan eylemlerde bulunması hiçbir şekilde kabul edilemez” dedi.