İstanbul'da yoğun diplomatik trafik. Hamas siyasi lideri İsmail Haniye ve Mısır Dışişleri Bakanı Şukri aynı gün Türkiye'deydi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştüler. Bu trafik dünya basınında "Hamas'a yuva aranıyor" diye yorumlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye dün yoğun bir Ortadoğu mesaisindeydi. Erdoğan dün Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye ile İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda bir araya geldi. Aynı saatlerde Mısır’ın Dışişleri Bakanı Semih Şukri de İstanbul’daydı, o da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü. İstanbul’da diplomasi trafiğinin devam ettiği esnada İsrail basını ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal’ın haberine dikkat çekti. Haberde, Katar’ın Hamas’ın siyasi bürosunun başka bir ülkeye taşınmasını istediği öne sürülüyordu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi.
Fotoğraf: AA

‘İsrail zulmün bedelini mutlaka bir gün ödeyecek’

Sonradan yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hamas Siyasi Büro Başkanı Haniye ile görüşmesinde, İsrail’in Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarına yönelik saldırılarının ele alındığı ifade edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Haniye ile görüşmesinde, Türkiye’nin uluslararası toplumun dikkatini Filistinlilere uygulanan zulme çekmek için diplomatik gayretlerini sürdürdüğünü de dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, İsrail’in Filistinlilere uyguladığı zulmün bedelini mutlaka bir gün ödeyeceğini ifade etti.

7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e düzenlediği ve Aksa Tufanı Operasyonu adını verdiği saldırının ardından Ankara bir süre itidal çağrıları yapan taraftaydı. Bunun en büyük sebeplerinden biri de arabulucu ülkeler arasında yer almak istemesiydi. Arabulucu rolünden o dönemde uzak tutulan Türkiye de sonrasında yaklaşımını açık bir şekilde ortaya koydu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamas bir terör örgütü değildir” dedi ve Gazze konusunda Türkiye’nin durduğu tarafı net bir şekilde çizdi.

Savaş sonrası Gazze için uzlaşı hükümeti ihtimali

Filistin sınırlarının yıllar içindeki değişimi

Erdoğan-Haniye görüşmesinin Gazze’deki ateşkes çabalarının İran-İsrail gerilimi nedeniyle geri plana atıldığı bir dönemde gerçekleşmesi Türkiye’nin bölgedeki rolü için oldukça kritik. İsrail, savaş sonrası Gazze planında Hamas’ın yönetimde olmadığı bir Gazze istiyor ancak Tel Aviv, Batı Şeria’daki Filistin Yönetimini de aktif bir rolde görmekten yana değil. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) de Filistin Yönetimi’nin Gazze’de bir yönetim kurmasında ısrarcı. Bunu da ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken defalarca dile getirdi. Burada Türkiye’nin rolünün ne olacağına dair sinyali de geçtiğimiz günlerde Katar’da Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye ve onun heyetiyle bir araya gelen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan şu sözlerle açıklamıştı:

‘Ben daha önce de Batılı muhataplarımla yaptığım görüşmelerde de söyledim. Yıllardır Hamas’la yaptığımız siyasi görüşmelerde kendilerinin 1967 sınırları içerisinde kurulacak olan bir Filistin devletini kabul ettiklerini ve Filistin devletinin kurulmasını müteakip Hamas’ın ayrıca silahlı kanadının olmasına gerek kalmayacağını, kendilerinin bir siyasi parti olarak hayatlarına devam edeceklerini bana ilettiler.’

Haniye görüşmesinin ardından Erdoğan da aynı vurguyu dile getirdi. Cumhurbaşkanı, Haniye ile görüşmesinde, bu süreçte Filistinlilerin birlik içinde hareket etmesinin hayati öneme sahip olduğunu söyledi.

Bu da haliyle Hamas ile artan temasların savaş sonrası Gazze planında Türkiye’nin Hamas ve El Fetih’e uzlaşı hükümeti kurulması için bir öneri götürdüğü ve bunun uygulanabilir olması için de diplomatik çabalarını son zamanlarda artırdığını gösteriyor. Keza Erdoğan, geçen sene Temmuz ayında iki tarafın lideriyle Ankara’da görüşmüş ve bir an önce uzlaşıya varmaları telkininde bulunmuştu.

Eğer 1967 sınırları dahilinde bir uzlaşı hükümeti kurulursa bunun uluslararası arenada İsrail’in aleyhine olabileceğine dair yaygın bir görüş var.

‘İsrail’e yönelik bir dizi yaptırım daha hayata geçirildi’

Aksa Tufanı Operasyonu’nda Hamas tarafından 1200 kadar İsrailli öldürüldü; 250 kadarı da rehin alındı. İsrail’in bu operasyona cevabı da Gazze’yi işgal etmek oldu. İsrail’in Gazze’yi işgali nedeniyle hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı her geçen gün artarak 34 bine dayandı. Hayatta kalanlar da Tel Aviv yönetiminin Hamas üyelerinin eline geçeceği bahanesiyle yardımlara uyguladığı ambargolar sebebiyle kıtlıkla mücadele ediyor. Türkiye’nin de en önemsediği konulardan biri de bu oldu. Hatta insani yardımların Gazze’ye geçişine müsaade etmediği için 9 Nisan’a Ticaret Bakanlığı tarafından İsrail’e ticaret kısıtı getirildi. Bakanlığın, İsrail’e yönelik kısıtlama kararı inşaat demirinden yassı çeliğe, mermerden seramiğe kadar 54 ürün grubunu kapsıyor. Erdoğan öte yandan Haniye ile görüşmesinde, ticarete getirilen kısıtlamalar dahil İsrail’e yönelik bir dizi yaptırımın hayata geçirildiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Fidan da ilk yaptırım açıklamasında gerekçenin insani yardımlar olduğunu söylemiş ancak Türkiye kamuoyunda bunun eleştirilerin bir getirisi olduğu yorumları yapılmıştı.

Türkiye, Gazze’deki krizin başladığı 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye 45 bin insan yardım gönderdiğini ifade ediyor.

Erdoğan ve Fidan’ın İstanbul’daki yoğun diplomasi trafiği İsrail’de de tepkiye neden oldu. İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, Haniye ile görüşen Erdoğan’a “utanmalısın” dedi. (İsrailli bakanın açıklamalarına ilişkin haberimiz için tıklayınız.)

WSJ ve Haaretz: Hamas’ın iki lideri kendine yeni yuva arıyor

İsrail’in önde gelen gazetelerinden Hareetz de Haniye’nin İstanbul temaslarını yazdı. ABD merkezli Wall Street Journal’ın (WSJ) bir haberine atıfla, Haniye’nin Türkiye’ye gelmesinin barınacak yeni bir ülke arayışı olduğu iddia edildi. Haaretz’den Jack Khoury’nin yazısına bakmadan önce dilerseniz WSJ’nin haberine bir bakalım. WSJ, Hamas’ın siyasi liderliğinin yürütülen müzakerelerde ilerleme kaydedilememesinden duyduğu endişe nedeniyle Katar’dan ayrılmayı düşündüğünü yazdı. Haberde ismini vermek istemeyen Arap kaynaklara dayanılarak Hamas liderlerinin görüşmelerin aylarca sürebileceğine inandıkları ve bunun da grubun görüşmelerde arabulucu olan Katar’la olan yakın bağlarını tehlikeye attığı belirtildi.

Haaretz yazarı da bunun üzerine gerçekleşen İstanbul temaslarını değerlendirdiği yazısında yeni adresin Türkiye olabileceği imasında bulundu.

WSJ’ye atıfla yazılan yazıda direkt olarak Türkiye ismi belirtilmese de Hamas liderlerinin karargahlarını taşımak için iki ülkeyle temasta oldukları ifade edildi. Sadece Umman’ın ismi verilen yazıda şu ifadeler kullanıldı: “WSJ haberine göre Hamas, son günlerde bölgedeki en az iki ülkeyle temasa geçerek, örgütün siyasi karargahının başkentlerine taşınmasına kabul edip etmeyeceklerini sordu. Bir Arap yetkiliye göre Umman’ın temasa geçilen ülkelerden biri olduğu belirtildi. Ummanlı yetkililer Wall Street Journal’ın yorum talebine yanıt vermedi.”

Sonrasında da Hamas liderlerinin Türkiye temasları sırasında bu iddiaları reddettiği ifade edildi.

Gazze’de ateşkes ve esir takası görüşmelerinde arabulucu olan ülkelerden biri de Katar. Hamas’ın siyasi merkezi de bu ülkede bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde ABD, Katar’ın Hamas’a ev sahipliği yapmaktan vazgeçmesi gerektiğini aksi takdirde ilişkileri gözden geçireceklerini söylemişti. Bunun üzerine Katar da Hamas kararının eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde Washington ile koordineli bir şekilde alındığını anımsatmıştı. Neden sonra Katar bu tutumunu yumuşatmaya karar verdi ve arabuluculuk çabalarına zarar vermeyecek bir çözüm bulabileceklerini söyledi. Katar’ın çözüm bulma açıklamaları da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ülkede bulunduğu zamana denk gelmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı da Türkiye’de

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (sağda), Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri (solda) ile Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde görüştü. Fotoğraf: AA

Haniye’nin İstanbul’da olduğu gün Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri de temaslar da bulunmak için İstanbul’daydı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Mısırlı mevkidaşı Şukri ile Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyinin toplantısının hazırlıklarını ele alma imkanı bulduklarını söyleyen Fidan, “İkili gündemimizdeki konuları ayrıntılı şekilde görüştük. Özellikle ticaret ve ekonomi işbirliğimizin en güçlü boyutlarından birini oluşturmakta. Mısır’daki yatırımlarımız halihazırda 3 milyar doları bulmuş durumda. Aramızdaki ticaret hacmi ise yaklaşık 8 milyar seviyesinde” dedi.

‘Yardımlar konusunda Mısır ilişkilerimiz hayati önem taşıyor’

Fidan, görüşmede, bölgesel konuların da ele alındığını söyleyerek “Bunların başında Gazze konusu gelmekte. Sayın Şukri ile hem İslam İşbirliği, Arap Ligi’nin ortak oluşturduğu temas grubu vasıtasıyla hem de ikili diyaloğumuz vasıtasıyla Gazze meselesi üzerine çok düzenli bir koordinasyon ve istişare mekanizması aramızda bulunmakta. Krizin başından beri düzenli şekilde beraber çalışmakta ve koordine etmekteyiz” dedi. Gazze’deki durumun “vehametinin” ve yapılması gerekenlerin altını çizdiklerini vurgulayan Fidan, “Hangi diplomatik adımlar atılabilir? Hangi insani yardımlar konusunda neler yapılabilir? Uzun vadeli iki devletli çözüm konusunda hangi yöntemlere başvurulabilir? Bu konuları ayrıntılı görüştük” dedi.

Fidan, Mısır’ın “sorunun sıcaklığına” coğrafi olarak en yakın ülkelerden biri olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Özellikle insani yardımlar konusunda Mısır’la olan ilişkilerimiz hayati önem taşımakta. Refah Sınır Kapısı’ndan yardımların ulaştırılması için Mısır’la gece gündüz yardım koordinasyon içerisinde çalışıyoruz. Burada insani yardımlarımızı özellikle Refah’a getirmekte kendileri ve çok büyük yardım sunmaktalar. Ayrıca bunun için Mısır’a teşekkür ediyoruz.”

Mısırlı Bakan ve Fidan görüşmesinde uzlaşı hükümeti vardı

Filistin meselesinin dünyanın her yerini etkilediğini söyleyen Fidan herhangi bir adım atılmazsa krizin daha da derinleşeceğini şu sözlerle vurguladı:

‘Bunu biz Kızıldeniz’deki ticaret gemileri ile ilgili krizde de gördük. Lojistik zincirinin nasıl kesildiğini gördük. Siparişlerin nasıl geç gittiğini, fiyatların nasıl arttığını gördük. Bunlar daha başlangıç. Eğer bu türden krizlerin yayılmasının önüne geçmek istiyorsak sahici olarak kollarımızı sıvayıp bu sorunun çözülmesi için gereken adımı atmamız lazım. Bu konuda bazı devletlerin pozisyon değiştirmesinden ümitvar mıyız? Değerli kardeşimle de konuştuk. Mevcut şartlar böyle devam ettikçe ümitvar olma imkanımız azalıyor.’

Baskının artırılması gerektiğini belirten Fidan, “Bölge ülkeleri olarak, İslam ülkeleri olarak, diğer Afrika ülkeleri, Latin ülkeleri, Orta Asya ülkeleri, herkes bir araya gelip bu haksızlığa karşı sesini organize bir biçimde yükseltmek zorunda. Bunu yapmadığımız sürece bu haksızlık devam edecek” ifadelerini kullandı.

Fidan, “Filistin’deki direnişi, giderek İsrail-Filistin arasındaki bir savaş olmaktan çıkıp dünyada ezenlerle ezilenler arasındaki bir mücadele formu, hüviyeti taşıma başladığını” ifade ederek şunları kaydetti:

‘Latin Amerika’dan Afrika’ya, Asya Pasifik’ten Orta Doğu’ya kadar hatta Avrupa başkentlerine kadar birçok yerde kendini ezilmiş, dışlanmış, uluslararası sistemin ikiyüzlülüğüne, adaletsizliğine, hukuksuzluğuna maruz kalmış gören bütün devlet ve devlet dışı aktörlerin artık giderek daha bilinçli bir hale gelmeye başladığını ve farklı organizasyonlar içerisine girerek haklarını arama yoluna girmeye başladığını görüyoruz. Filistin’deki şehit olan kardeşlerimiz, Gazze’deki yıkım, ilk etapta onların elde ettiği neticeyi getiremeyebilir Filistinli kardeşlerimize ama eminim ki onların kanı dünyadaki diğer ezilen halkların, insanların umutlarının yeşermesi için mübarek bir besleyici su olacak.’

‘Türkiye Filistin meselesinin hak ettiği şekilde çözülmesine odaklandı’

Fidan, tüm imkanları kullanarak işgalin sona ermesi, ateşkesin sağlanması ve insani yardımların başlaması için çalıştıklarını belirterek Gazze’ye yapılan yardım miktarından ziyade Gazze’nin içine gönderilebilen yardım miktarının önemli olduğunu vurguladı.

‘İstikrar için Türkiye ile işbirliğini artırmaya çalışıyoruz’

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, İran ile İsrail arasındaki karşılıklı saldırılardan oluşan gerilimin uluslararası toplumun dikkatini Gazze’deki trajik koşullardan uzaklaştırdığını söyledi. Şukri, “(İran-İsrail gerilimi) Bu savaşın bu çatışmaların bu gerginliğin yayılma ihtimali var” değerlendirmesinde bulundu. Mısırlı Bakan, bölgede istikrarın sağlanması için Türkiye ile işbirliğini geliştirmeye çalıştıklarını söyledi.

Bölgesel sorunları, Gazze’de devam eden savaşı ve bunun Filistinliler üzerindeki yıkıcı etkilerini ele aldıklarını aktaran Şukri, çatışmanın genişleyeceği konusunda başından beri uyarılarda bulunduklarını vurguladı. Filistin devletinin kurulmasına yol açacak siyasi bir yol bulunması gerektiğini ifade eden Şukri, “1967 sınırlarına bağlı kalarak başkenti Kudüs olan Filistin devleti tanınmalıdır” diye konuştu.

Gazze’deki katliam gerilimin gölgesinde: Ölü sayısı tırmanıyor