Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta Kiev’e yönelik geniş çaplı destek sürse de ülkenin savaşı kazanabileceğine dair inanç bu kadar kuvvetli değil gibi görünüyor. Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vatandaşları arasında yapılan bir ankete göre, Ukrayna’nın Rusya’yı yenebileceğini düşünenlerin oranı yüzde 10 civarında. Ukrayna’nın geçtiğimiz yaz aylarında müttefiklerinde büyük bir beklenti yaratarak başlattığı karşı saldırı beklenen başarıyı sağlayamayınca müttefikler içindeki finansal desteğe karşı çıkan muhaliflerin de sesleri yükselmişti. Bu ülkelerden en çok öne çıkanı da kuşkusuz Amerika Birleşik Devletleri (ABD). Çünkü Ukrayna ile tahıl krizi yaşadığı dönemde Kiev’e silah ambargosu uygulayan Polonya’nın diplomatik tavrı seçimlerden sonra yönetimle beraber değişti. Ukrayna’daki etnik Macarlara karşı tutumları nedeniyle AB’nin Kiev’e mali desteğini engelleyen Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın inadı kırıldı. Ancak ABD’nin Cumhuriyetçilerinin tutumunda bir değişiklik yok.
Bütün askeri manevralarını da Washington’dan gelecek yardımlara bağlamak zorunda kalan Ukrayna hem cephedeki ilerleyişini sürdüremiyor hem de askeri anlamdaki motivasyonu gün geçtikçe düşüyor. Bu motivasyon ve mevzi kaybının en büyük örneği de geçtiğimiz günlerde Ukrayna’nın doğudaki kalesi Avdiyivka’yı kaybetmesiydi. Ukrayna’nın hafta sonu doğudaki Avdiyivka kasabasından geri çekilmesi, Rusya’ya Mayıs 2023’te Wagner birliklerinin Bahmut’u ele geçirmesinden bu yana en önemli askeri zaferini kazandırdı. Rusya 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya yönelik geniş çaplı işgal başlatmıştı.
Ukrayna’nın umudu cephe hattındaki gerilemeyle giderek sönerken savaştan galip çıkacağı inancı da aynı şekilde düşüyor haliyle. Avrupa genelindeki anketlere göre savaştan iki yıl sonra insanların ancak yüzde 10’u Ukrayna’nın Rusya’yı yenebileceğine inanıyor. Çözüm birçok kişiye göre müzakere masası.
Raporun yazarlarına göre geçen yıl bu zamanlar Ukrayna’nın kaybettiği tüm toprakları geri kazanması gerektiğini söyleyen Avrupalıların sayısı daha fazlaydı. Bu değişim, siyasetçilerin kabul edilebilir bir barışın gerçekte ne anlama geldiğini tanımlamaya odaklanan daha “gerçekçi” bir yaklaşım benimsemelerini gerektirecek. Anketi hazırlatan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nden (ECFR) Mark Leonard “Avrupa’nın Ukrayna’ya desteğini sürdürmesi için AB liderlerinin savaş hakkında konuşma biçimlerini değiştirmeleri gerekecek” dedi. Ankete göre Rusya’nın kazanımları birçok Avrupalıyı hayal kırıklığına sürüklese de Ukrayna’nın zaferi “pek olası değil.”
Anketler umutsuzluğu yansıttı
Bu da haliyle ülkelerinin kaynaklarının Ukrayna için kullanmasına yönelik şüphe ve eleştirileri daha da artırıyor. ECFR’den Leonard The Guardian’a verdiği demeçte liderlerinin savaş hakkındaki konuşma üslubunun tam da bu sebeple değişmesi gerektiğini söylüyor ki Avrupa ülkelerinin vatandaşları Kiev’e yapılacak yardımların sürdürülebilir olduğuna ikna olsun. İkna aracı olarak da liderlerin odaklanması gereken konu, müzakere masası.
Ocak ayında aralarında Fransa, Almanya, Macaristan, İtalya, Hollanda, Polonya, İspanya ve İsveç’in de bulunduğu 12 AB üyesi ülkede yapılan kamuoyu yoklamalarında Ukrayna’nın karşı taarruzunun durması, ABD’nin politika değişikliğine ilişkin artan korkular ve Donald Trump’ın ikinci kez ABD başkanlığı koltuğuna oturması ihtimali savaşın sonucuna ilişkin kötümserliği körüklediği ortaya çıkmıştı. “Savaşlar ve Seçimler: Avrupalı liderler Ukrayna’ya yönelik kamuoyu desteğini nasıl koruyabilir?” başlıklı rapora göre, ankete katılan 12 ülkedeki her 10 Avrupalıdan sadece biri Ukrayna’nın savaş alanında kazanacağına inanırken, bunun iki katı yani yüzde 20’sı Rusya’nın zafer kazanacağını öngörüyor. Rusya’nın zafer için kendi belirlediği hedef de Ukrayna’nın “Nazilerden arındırılması” iken birçok Batılı analiste göre de bu rejim değişikliği.
Ankete katılan “en iyimser ülkeler” kategorisindeki Polonya, İsveç ve Portekiz’de bile her beş kişiden yalnızca biri (yüzde 17’ye tekabül ediyor) Kiev’in galip gelebileceğine inanıyor. Ankete katılanların ortalama yüzde 37’sinin paylaştığı en yaygın görüş de savaşın müzakere ile sone ermesi.
İsveç (yüzde 50), Portekiz (yüzde 48) ve Polonya’da (yüzde 47) katılımcılar Avrupa’nın Ukrayna’nın savaşına yardım etmesi gerektiğini söylerken, Macaristan (yüzde 64), Yunanistan (yüzde 59), İtalya (yüzde 52) ve Avusturya’dan (yüzde 49) katılımcılar Kiev’in müzakereye zorlanması gerektiğini ifade ediyor. Fransa, Almanya, Hollanda ve İspanya’da ise görüşler eşit dağılım göstermiş durumda. Ankete katılanların yüzde 33’ü Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşın ülkelerini ve Avrupa’yı Ortadoğu’daki savaştan daha fazla etkilediğini söyledi. Anket, birçok Avrupalının Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşın kendilerini doğrudan ilgilendirdiğini düşündüğünü ortaya koydu. Trump’ın Beyaz Saray’a olası dönüşü genel olarak endişe verici olarak görülmüş ve ankete katılan 12 ülkedeki katılımcıların yüzde 56’sı eski başkanın yeniden seçilmesi halinde hayal kırıklığına uğrayacaklarını belirtmiş. Bunun tek istisnası ise Macaristan. Macaristan’da katılımcıların yüzde 27’si Trump’ın dönüşünden memnun olacağını, yüzde 31’i ise hayal kırıklığına uğrayacağını söyledi. Yüzde 27, genele vurulduğunda epey yüksek bir oran.
Onlara göre Batılı politikacılar için zorluk, savaşın nasıl biteceğine dair kamuoyunun azalan güveni ile Rusya’nın zaferini önlemek için desteği sürdürme arzusu arasındaki ikilemi dengelemek. Anket araştırmasının yazarları “Avrupa ve ABD seçim sezonuna girerken barışı tanımlama arayışı kritik. Liderlerin mevcut duygularla örtüşen yeni bir dil bulması gerekecek” dedi. Raporun diğer yazarı Ivan Krastev’e göre en büyük tehlike Trump ve kendi şartlarında müzakerelere açık olduğunu ima eden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin. Krastev Rusya’nın zaferinin “barışçıl olmayacağını” söyleyerek “Savaşı sona erdirmenin bedeli Ukrayna’yı insansız bir bölgeye dönüştürmekse, bu sadece Kiev için değil, Avrupa ve güvenliği için de bir yenilgi olacaktır” diye konuştu.
AB’den Rusya’ya 13’üncü yaptırım paketi
Devam eden savaşa dair umutlar da cephe hattındaki direnç de Ukrayna nezdinde kaybolurken Kiev’e AB’den iyi haber geldi. AB ülkeleri Rusya’ya 13’üncü yaptırım paketini onayladı. AB Dönem Başkanı Belçika’nın resmi sosyal medya hesabından “AB ülkelerinin büyükelçileri, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları çerçevesinde 13’üncü yaptırım paketi üzerinde prensipte anlaşmaya vardı” paylaşımı yapıldı. “Bu, AB tarafından onaylanan en geniş yaptırım paketlerden biri” ifadesi kullanılan paylaşımda paketin 24 Şubat’ta resmen onaylanacağı kaydedildi.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de “Rusya’ya yönelik 13’üncü yaptırım paketimize ilişkin anlaşmayı memnuniyetle karşılıyorum” değerlendirmesinde bulundu. “Putin’in savaş makinesini zayıflatmaya devam etmeliyiz” diyen von der Leyen, AB’nin Ukrayna dolayısıyla Rusya’ya uyguladığı yaptırım listesindeki kişi ve kuruluş sayısının 2 bini bulduğunu ve Rusya’nın insansız hava araçlarına erişimini daha da azalttıklarını belirtti.
Yeni pakette yaptırım listesine 200’e yakın kişi ve kuruluş eklenmesi bekleniyor. Detayları henüz paylaşılmayan yaptırım paketinin onayı savaşın başladığı 24 Şubat’ın ikinci yıl dönümüne denk geliyor. AB, şimdiye kadar Rusya’ya yönelik 12 yaptırım paketi yürürlüğe koydu. Rusya’ya yönelik yaptırımlar, ticaret, finans, sanayi, teknoloji, ulaşım, çift kullanımlı ve lüks ürünleri de içeren geniş bir yelpazeye yayılıyor.
Deniz yoluyla taşınan ham petrol ile bazı petrol ürünlerinin Rusya’dan AB’ye ithalatına yönelik yasak, bazı Rus bankalarının uluslararası ödeme sistemi SWIFT’ten çıkarılması ve çok sayıda yayın kuruluşunun faaliyetlerinin askıya alınması da yaptırımlar arasında yer alıyor.