Ticari uçakları arızalandığı için yılbaşından beri gün yüzü görmeyen Boeing yine bir faciayla sarsıldı. Londra’dan Singapur’a giden Singapur Havayolları’na ait Boeing 777-300ER uçağının şiddetli türbülansa girmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti, 30 yaralı olduğu öğrenildi. Olayın ardından uçak Bangkok’a yönlendirildi. Bilindiği kadarıyla uçakta 211 yolcu ve 18 personel vardı.
Uçuş takip sitelerinden alınan teyit edilmemiş raporlara göre uçak Andaman Denizi’nden geçip de Tayland’a yaklaştığı sırada türbülansa girerek yaklaşık 1800 metre kadar (6000 fit) düşmüş olabilir. Singapur Havayolları yaralananlara gerekli tıbbi müdahalenin yapılabilmesi için Tayland’daki yetkililerle işbirliği içinde olduklarını söyledi. Yapılan açıklamada “Önceliğimiz uçaktaki tüm yolculara ve mürettebata mümkün olan her yardımı sunmak” dendi ve türbülansta can veren yolcuya başsağlığı dilendi.
Thai PBS yayın kuruluşuna göre yaralılar için en az 10 ambulans görevlendirildi. Bangkok’un Suvarnabhumi Havaalanı’nın yöneticisi Kittipong Kittikachorn bir erkek yolcunun öldüğünü bildirdi.
Uçak yolculukları sırasında türbülans, hava akımlarındaki düzensizlikler nedeniyle uçağın ani hareketler yapmasına neden olur. Bu, genellikle rahatsız edici olsa da, modern uçaklar bu tür sarsıntılara dayanacak şekilde tasarlanmıştır. Türbülansın şiddeti hafiften çok şiddetliye kadar değişebilir ve pilotlar genellikle yolcuların güvenliği için türbülanslı bölgelerden kaçınmaya çalışırlar.
Türbülans faciaları çok sık yaşanmıyor
Uçak yolculukları sırasında yaşanan türbülansta hava akımlarında yaşanan dengesizlikler nedeniyle uçağın ani hareketlere deniyor. Uçak yolculuklarında ani endişeye neden olmakla birlikte modern uçaklar bu tür sarsıntılara dayanacak şekilde tasarlandı. Hafif ve orta şiddetteki türbülanslarda yolcular emniyet kemerlerinin sıkılaştığını hissedebileceği gibi emniyete alınmamış eşyalar kabin içinde hareket edebilir. Ancak şiddetli türbülanslarda kemer takmayan yolcular kabin içinde savrularak ağır bir şekilde yaralanabileceği gibi ölebilir de.
Uçaktaki yolculardan 28 yaşındaki öğrenci Dzafran Azmir Reuters’e “Uçak birdenbire yukarı doğru hareket etmeye başladı ve bir sarsıntı oluştu. Ben de kendimi hazırladım ama çok ani bir düşüş oldu. Bu yüzden otursa da emniyet kemeri takmayan herkes tavana fırladı. Bazı insanlar başlarını bagaj kabinlerinin üst kısmına vurdu, bazıları da ışıkların ve maskelerin olduğu yere. En çok da tuvaletteki insanlar zarar gördü. Yaralanmaların çoğu bel ve kafa yaralanmalarından” dedi.
Daha geçen yıl mart ayında özel bir jette yaşanan şiddetli türbülans nedeniyle eski Beyaz Saray yetkilisi Dana Hyde ölmüş, olaydan birkaç gün sonra başka bir ticari uçakta meydana gelen şiddetli türbülansta yedi kişi hastanelik olmuştu. Yine geçen yıl temmuz ayında Hawaiian Havayolları’nın Sidney’ye giden uçağı şiddetli türbülansa girince yedi kişi yaralanmıştı.
Eylül 2022’de yapılan bir araştırma açık hava türbülansının 2050-2080 yıllarında dünya genelinde özellikle de en yoğun uçuş güzergahlarında büyük ölçüde artacağı öngörülüyor.
Boeing’in faciaları ise sık
Türbülans faciasının Boeing model bir uçakta gerçekleşmesi ise şirketin şanssızlıklarına bir yenisini ekledi. Malum, Boeing bu seneye art arda kazalarla başladı. İlk olarak ocak ayı başında Portland Uluslararası Havalimanı’ndan kalkışa geçen Boeing 737 Max’in acil çıkış kapısı kısa süre sonra uçağın gövdesinden kopuverince araç acil iniş yapmak zorunda kaldı. Daha sonra yapılan incelemelerde kapıyı güvenli bir şekilde yerinde tutmak için tasarlanan dört cıvatanın takılmadığı öne sürüldü. Daha sonra başka bir kazada uçağın burun tekerleği düştü, 747 tipi kargo uçağı da havada birdenbire alev aldı.
FAA altı haftalık denetiminin sonucunda şirketin üretim kalite kontrol gerekliliklerine uymadığı çok sayıda örneğe rastladıklarını açıkladı. Bu süreçte Boeing’de yaşanan sıkıntıları kamuyla paylaşan eski çalışanlar ise birer birer ölmeye başladı. Bu da şirketin itibarını zedeleyen bir diğer konu oldu. Şirket ticari uçuş ekibini baştan aşağı yenilese de fayda etmedi, kazalar devam ediyor. Bunun en köklü sebebi de Boeing’in Avrupa’daki rakibi Airbus’ı yakalamak için siparişleri çok daha hızlı yetiştirmeye çalışırken işçiler üzerindeki yükün artması sonucu bazı parçaların unutulması, konmaması ve bakımların dikkatli bir şekilde yapılmaması.
Ticari uçuş birimi bu sorunlarla sarsılırken uzay biriminin yaptığı Starliner uzay aracı iki NASA astronotunu Uluslararası Uzay İstasyonu’na taşımaya çalışacak. Starliner programının yöneticiliğini yapan Mark Nappi’ye göre Starliner ekibinin öncelikleri sorunsuz bir test görevinden geçmek ve mürettebatın güvenliğini sağlamak. Bu da ticari uçuş biriminin son birkaç aydır başaramadığı şeyler. Nappi “Bu araçta insanlar uçacak. İşimizi her zaman çok ciddiye alıyoruz. Kariyerimi bu sektör üzerine kurdum ve listemin en tepesinde hep bu yer aldı” dedi.
Wilmore son basın toplantısında “‘Aksiliğin’ ne olduğunu anlıyorum. Ama açık olayım, yaptığımız tüm keşifler ileriye doğru atılan adımlar oldu” derken Williams da “Her zaman bir şeyler çıkıyor, biz de bunları bulmaya devam edeceğiz. Uzay aracı uçururken her şey mükemmel olacak diye bir kaide yok. Amacımız da zaten bu. Öyle bir noktaya geldik ki hepimiz bu uzay aracının nasıl uçacağı konusunda kendimizi güvende ve rahatlamış hissediyoruz. Buradayız, çünkü hazırız” dedi.