Piyasalar Ankara’dan, ekonomi politikasının değişip değişmeyeceğini göstereceği umuduyla, yeni ekonomi bakanlarının isimlerinin açıklanmasını bekliyor. Bu sırada bir yandan döviz rezervleri eritilmeye devam ederken, öte yandan bankacılık sisteminde 2. tur öncesi başlayan kilitlenme artarak sürüyor.
Banka şubelerinin tam bir kaos içinde, bu haftanın bitmesini beklediklerini söyleyebiliriz. Banka işlemlerinde seçim öncesindeki haftadan başlayan kilitlenme hali bu hafta da artarak devam ediyor. Onlarca yıldır bankacılık yapan uzmanlar, şimdiye kadar böyle bir kaos yaşamadıklarını, müşterilerin şaşkın olduğunu, iki haftadır ihtiyacı olanlara bile kredi veremediklerini söylüyorlar.
Piyasalar yeni ekonomi kadrosunun nasıl oluşacağını öğrenmeye çalışıyor. Buradan yola çıkarak rasyonel politikalara geri dönüş olup olmayacağı konusunda bir görüş oluşturmak istiyorlar. Hem bankacılar, hem de büyük tasarruf sahipleri, kimin geleceğini önceden öğrenerek, bundan sonraki olası politikalara göre, para kazanacakları bir pozisyon alma çabası içindeler.
Belirsizlik içindeki piyasalarda dövize olan talep artarak devam ediyor. Üç haftada Merkez Bankası’nın rezervlerinde 15 milyar dolarlık erime yaşanırken, 2. tur seçimin öncesindeki Cuma günü ağırlıklı olmak üzere, Pazartesi akşamı itibarıyla, iki günde toplam 4 milyar doların üzerinde rezerv erimesi yaşandı. Hafta başından bu yana kurlardaki daha fazla artışa izin veren Merkez Bankası, buna rağmen kuru tutmak için rezervden satışlarını devam ettiriyor. Piyasalarda sadece geçtiğimiz Salı günü 2 milyar dolarlık döviz satışı yaptığı konuşuluyor.
Konuştuğum bankacılar salı günü Merkez’in döviz satışlarının artırmak zorunda kalışına gerekçe olarak, “bankaların vadesi dolan KKM hesaplarına artık yüksek döviz faizi vermekten vazgeçmesi”ni gösteriyorlar. Bankaların artık zararına yaptıkları işlemlerin faturasının çok büyüdüğünü, bu nedenle seçim bitince bu uygulamadan vazgeçtikleri söyleniyor. Haziran 15’e kadar vadesi dolan KKM hesaplarının nispeten az olduğu bilinirken, daha sonrasındaki iki ayda çok yüklü günlük KKM dönüşleri olduğunu hatırlatıp, bir çözüm bulunmazsa bu geri dönüşlerin herkesi çok zorlayacağını kaydediyorlar.
Bankaların TL bazında yüzde 40’tan mevduat topladıklarını kaydeden bir bankacı, salı günü itibarıyla piyasada yüksek hacimli mevduatlar için yüzde 44- 45’lik faiz oranları verildiğini duyduklarını söyledi. Bunun sürdürülebilir olmadığını kaydeden aynı bankacı, kredi verirken kamunun zoruyla yüzde 13.40 oranını geçemediklerini, ama buna kaynak olan mevduata yüzde 40 faiz ödediklerini belirterek, “bu artık bir ticaret değil” dedi.
Piyasaların Şimşek umudu..
Seçimin birinci turu bitene kadar kredi ihtiyacının karşılandığını ama iki haftadır kredi de veremediklerini kaydeden bankacılar. kredi faizlerindeki sınırın özellikle tüketici kredisi faizlerinde sınırın kaldırılmasının acil hale geldiğini söyledi. Aynı bankacı, seçim öncesinde piyasalarda kredi ihtiyacının büyük kısmını kamu bankalarının karşıladığını, artık kamu bankalarının da kredi vermediğini dolayasıyla kredi piyasasının tümüyle durduğunu söyledi. Bankacılar bu hafta sonuna kadar belirsizliğin devam etmesini, hafta sonu yeni ekonomi bakanlarının atanmasıyla birlikte yeni beklentilerin satın alınmaya başlayacağını tahmin ediyorlar. Bu nedenle hem bankacıların hem de tasarrufçuların gözü açıklanacak yeni kabinede, daha çok da ekonomiyle ilgili bakanlarda.
Piyasalar ekonomiden sorumlu bakan ya da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak Mehmet Şimşek’in atanmasını umut ediyor. Bunun yanında AKP’de kalan ender isimler Lütfü Elvan ve Cevdet Yılmaz’ın da bakanlık almasını bekliyorlar. Buna karşılık son günlerde kulislerde Berat Albayrak gibi bazı isimlerin de yeni kabinede yer alacağı konuşulmaya başladı. Buradan yola çıkarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uygulanacak politikalarda devam edip etmeme, yeni bir ekonomi politikasına geçip geçmeme konusunda net kararını henüz vermediğini söyleyenler de var.
Bu arada Şimşek, Elvan gibi isimlerin göreve gelmesinin tek başına yetmeyeceği, bununla birlikte Merkez Bankası ve Hazine’de yetkin bir kadronun göreve gelmesi, belki bundan da önemli olarak Erdoğan’ın faizlere karışmayacağı garantisini vermesi gerektiği de ortada. Piyasalar sadece gelecek isimlere bakarak, ekonomi politikalarında değişiklik sinyali alacaklarını sanıyorlar. Bu isimler geldiği takdirde piyasalara belli bir umut verilebilir ama bunun her an tersine dönecek bir umut olma ihtimali de yüksek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Salı günü TOBB Genel Kurulunda yaptığı konuşmada eski üslubunu devam ettiği görüldü. Bu anlayışın devam etmesi halinde gelecek kişilerin ancak “kendilerini bir kez daha yıpratmakla kalacakları” da bence bir gerçek.