Starbucks’ın yönetim kademelerinde fırtınalı günler yaşanıyordu. Dünya çapında kahve tutkunlarının vazgeçilmezi olan bu dev kahve zinciri finansal çalkantılar ve boykotların gölgesinde yolunu bulmaya çalışırken birdenbire CEO’su Laxman Narasimhan’ın istifa haberiyle sarsıldı.
Narasimhan büyük umutlarla devraldığı görevi sessizce bırakırken arkasında zorlu bir miras bıraktı. Son iki çeyrektir Starbucks gelirlerinde beklenmedik düşüşlerle karşı karşıya kalmıştı. Şirketin gelir grafiği sabahları dolup taşan kahve fincanlarının ardından kalan boşluklar gibi her geçen gün biraz daha alçalıyordu.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarıyla alevlenen protestolar ve boykot kampanyaları da düşüşü hızlandırmış, Starbucks’ın küresel satışlarında önemli bir gerilemeye yol açmıştı.
Gözler Niccol’a çevrildi
Tüm bu dalgalanmaların ortasında Narasimhan’ın ani vedası bir fırtına habercisi gibiydi. Şirketin yönetim kurulu hızla yeni lider arayışına girdi ve rotasını Chipotle’ın deneyimli CEO’su Brian Niccol’a çevirdi.
Niccol 9 Eylül’de kahve devinin dümenine geçmeye hazırlanırken geçici olarak görevi üstlenen Mali İşler Direktörü Rachel Ruggeri gemiyi güvenli bir limana ulaştırma çabasında.
Starbucks’ın Seattle’daki merkez ofisinin koridorlarında dolaşan bu haber büyük bir dönüşümün işareti olabilir. Narasimhan’ın sessiz vedası kahve devi için şüphesiz yeni bir dönemin başladığını gösteriyor.