Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, önceki gün İstanbul’a birkaç sene içinde 500-600 bin konut yapacaklarını ve buna bağlı olarak bir yıl içinde konut fiyatlarının düşeceğini söyledi. Ben bu açıklamayı yaklaşan yerel seçimler öncesinde İstanbullu genç seçmenlerin ağzına bir parmak bal çalma çabası olarak okudum. Hatta sadece genç seçmenler değil, genci yaşlısı, barınma krizinden muzdarip tüm seçmenler için…
İktidar partisinin İstanbul’daki tek rakibi Ekrem İmamoğlu değil. Çıkarılacak aday aynı zamanda partisinin uyguladığı ekonomi politikalarının özellikle büyük kentlerde yol açtığı ekonomik yıkımın sonuçlarıyla da mücadele edecek. Bir anlamda İmamoğlu karşısında maça 1-0 yenik başlayacak.
İktidar partisinin bagajındaki en büyük sorun barınma krizi. Emlak fiyatlarında 2020 sonrasında yaşanan patlama sonrasında çalışarak ev alma umudu kalmayan Z kuşağından bir genç, iktidar partisinin büyükşehir belediye başkanı adayına neden oy versin?
Ekim sonu itibarıyla İstanbul’da ortalama konut fiyatı 4 milyon lirayı geçti. Biraz merkezi semtlerde ev fiyatları 5-6 milyon liradan başlıyor. İş hayatına yeni başlayan bir gencin, hatta genç bir çiftin, ailelerinin yardımı olmadan para biriktirerek veya kredi kullanarak ev alma imkanı kalmadı. Geçelim 5-6 milyon lirayı, 3 milyon lira kredinin aylık ödemesi bile 90-100 bin lira civarında.
Çok uzak olmayan bir geçmişte bu ülkede hayata yeni başlayan bir çift çalışarak, krediyle büyük şehirlerde ev alabiliyordu. Artık alamıyor. İki artı iki eşittir dört.
Sadece genç çiftler mi? Ömrü Anadolu’nun dört bir yanında geçen bir albay kısa süre öncesine kadar emekli ikramiyesiyle büyük kentlerden birinde hayatının geri kalanını geçirebileceği evi alabiliyordu. Artık alamıyor. Oyak’tan alabildiği emekli ikramiyesi 3 milyon lira, kendi ikramiyesi de 1 milyon lira civarında. Eline geçecek 4 milyon lira ile 1+1’de oturmayacaksa İstanbul veya İzmir’in muteber bir ilçesinde ev alamaz. Ömrünü bu ülkeye vermiş bir insana “Git Esenyurt’ta otur” diyecekseniz, başka.
İşte iktidar partisinin İmamoğlu’na rakip olarak çıkaracağı aday seçime bu bagajla girecek. Herkes biliyor ki, bu tabloyu iktidarın uyguladığı ekonomi politikaları doğurdu. 2020 yılına kadar bu ülkede barınma krizi diye bir şey yoktu, ne olduysa 2020 yılından sonra oldu.
2020 pandemi yılıydı. Pandemide bütün dünyada vatandaşlara karşılıksız para, KOBİ’lere hibe destek verilirken Türkiye’de konut kredilerinde indirim kampanyası başlatıldı. Kamu bankaları konut kredilerinin faizini yeni konutlar için yüzde 0.64’e indirdi. Bu fırsatı kaçırmak istemeyenler kampanyaya akın etti. Bunun etkisiyle 2020 Temmuz’unda Cumhuriyet tarihinin konut satış rekoru kırıldı. Talep patlayınca fiyatlar aldı başını gitti.
Konut fiyatlarındaki yükseliş 2021 yılında bu kez Merkez Bankası’nın yaptığı faiz indirimlerinin yol açtığı enflasyon şokuyla gemi azıya aldı. Merkez Bankası 2021 Eylül’ünde faiz indirimlerine başlayınca dolar patlamış, dolardaki patlama enflasyonu patlatmıştı. 2021 Aralık ayında enflasyon (aylık) yüzde 13’ü geçti. Birikimlerini enflasyondan korumak isteyen vatandaşlar, mevduat faizleri enflasyonun çok altında kaldığı için konuta ve otomobile hücum etti. Zaten patlamış olan konut fiyatları iyice çıldırdı, 2022 yılında Türkiye’de konut fiyatları ortalama yüzde 200 arttı.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki şimdi İstanbul’da konut fiyatlarının düşeceğini söylüyor. Kim inanır? Bad’el harâb’ül basra…
Sadece Z kuşağı değil albay emeklisi de artık ev alamıyor
İktidar partisinin bagajındaki en büyük sorun barınma krizi. Emlak fiyatlarında 2020 sonrasında yaşanan patlama sonrasında çalışarak ev alma umudu kalmayan Z kuşağından bir genç, iktidar partisinin büyükşehir belediye başkanı adayına neden oy versin?