Kocaeli’nin Körfez ilçesinde yaşayan 45 yaşındaki Murat Rüzgar 43 yaşındaki Merdiye Rüzgar’la 14 yıl evli kaldı. Bu evlilikten Beril Yağmur ve Yunus Emre isimli iki çocukları vardı. Beril 13 yaşında, erkek kardeşi Yunus Emre ise 10 yaşındaydı ve hayatlarının babalarının elinde son bulacağından habersizdiler.
Anne ve baba yeni bir ev almaya hazırlanıyordu, ailede heyecan hakimdi. Baba Murat Rüzgar ev almanın heyecanıyla çıktığı alışverişte dolandırıldı. Eşi Merdiye Rüzgar da ardından memleketine, Mardin’e gitti. Ayrılık kısa sürdü, çift yeniden bir araya geldi, ama hiçbir şey eskisi gibi değildi. Sık sık tartışmalar yaşanıyordu. 23 Mart günü Murat Rüzgar eşine oğlunu ramazan tıraşına ve alışverişe götüreceğini söyledi. Oğlunu evden alan Murat Rüzgar Antalya’da yaşayan annesinin Körfez’de boş duran evine gitti. Kızı kurstaydı ve dershaneden çıkınca onu da aynı eve getirdi. Burada iki çocuğunu boğup evden çıktı, sahile gitti. Sahilde polisleri gördü Murat Rüzgar ve ağzından korkunç bir sakinlikle şu cümleler döküldü: “Çocuklarımı cennete gönderdim, buraya geldim.”
Polis ve ardından sağlık ekipleri bu cümlenin ardından eve gittiğinde iki çocuk da çoktan ölmüştü. Dövülmemişlerdi, vücutlarında yara izi de yoktu. Murat Rüzgar gözaltına alındı ve tutuklanıp cezaevine gönderildi.
Cinayetin iddianamesine bir de delil eklendi. Yatağın başına bırakılmış bir nottu o delil:
“Melek evlatlarım benim. Bu dünyada sizden başka kimsem yok. Ben hem annesiz hem de babasız büyüdüm. Sizi asla kimselere mahcup ettirmem. Sizler meleksiniz. Artık sizi bu kötü dünyanın insanlarına emanet etmeyeceğim. Ben sizin yerinize cehennemi bile göze alırım, ama asla sizi almadan yaşamam. Sizlere babasızlığın acı gününü yaşatmam asla. Dolandırıldım, annenizle aramızda maddi olarak hep kavga vardı. Sizlerden ayrılmak benim için ölüm gibi geliyor. Sizler benim içimde birer melek olarak yaşayacaksınız. Sizi seven babanız. Sizleri çok seviyorum, onun için sizleri Allah’a emanet ediyorum, varsın ben yanayım.”
Olayla ilgili iddianame kabul edildi ve Murat Rüzgar’ın ‘Çocuğa ve altsoya karşı kasten öldürme’ suçundan iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. İddianameyi kabul eden Kocaeli 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşmasında anne Merdiye Rüzgar ile tutuklu sanık Murat Rüzgar katıldı. Taraflar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile dinlendi. Duruşmada tutuklu sanık Murat Rüzgar boşanmak istediğini söyledi. Mahkeme başkanının ‘Hayatta çocuğun var mı?’ sorusuna Rüzgar “Yok diyorlar; ilaçlardan dolayı hatırlamıyorum” dedi. 14 yıldır evliliğinde eşiyle hep sorun yaşadığını, eşinin kendisine, annesine sık sık hakaret ettiğini ayrıca ekonomik sıkıntı yaşadıklarını söyleyen Rüzgar “Almak istediğim bir ev vardı; dolandırıldım. Eşimi kafasını dinlesin diye memleketine gönderdim. Daha sonra durumumu düzelttim ve ev kiraladım. Geri çağırdım, yine aynı şeyler başladı. Artık hakaretlerinden, isteklerinden yoruldum. Boşanmak istediğimi söyleyince ‘Sana çocuklarını göstermeyeceğim’ dedi. Ben boşandıktan sonra hakim kararıyla çocuklarımla iletişim kurabileceğimden dolayı bu sözleri umursamıyordum. Eşim çocuklarıma ‘Sizin babanız değil o’ diyordu; çocuklar da bir süre sonra böyle söylemeye başladı” dedi.
Olay gününü de anlatan Murat Rüzgar “O gün çocuklar evde uyurken dışarı çıktım. İki-üç defa eve gittim geldim, uyanmadılar. Sonra ben sahile gitmişim. Sahilde çay ocağının orada oturan iki polisin yanına oturdum; anlatmaya çalıştım. Sonra da hastaneye, ardından da cezaevine geldim. Beni Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne götürdüler. 5,5 ay kadar kaldım, sonra cezaevine gönderildim. Çocuklarım için elimden gelen her şeyi yaptım. Eşimin isteklerine yetişemedim. Cezaevinde huzur buluyorum. Bir kuru ekmek yiyorum, ama huzurum yerinde; 14 senedir huzur bulamadım. Çocuklarımı öldürdüğümü hatırlamıyorum” dedi. Mahkeme başkanının notla ilgili sorusunu da cevaplayan sanık bir şeyler yazdığını ama ne yazdığını hatırlamadığını savundu.
Mahkemede dinlenen Merdiye Rüzgar ise eşinin kendisine sürekli hakaret ettiğini ve boşanmak istediğini söyleyerek “14 yıldır evliyim, bir gün benimle konuşmadı. Olay günü Murat öğleye kadar uyudu. Öğleyin oğlum Yunus’u okuldan alıp eve getirdim; yemek yedirdim. Ben geldiğimde eşim evde yoktu. Bana mesaj attı; mesajda ‘Yunus’u alacağım, ramazan için alışverişe götüreceğim’ yazıyordu. Sonra Yunus’u aldı gitti. Ben traşa, alışverişe götürdü sanıyordum. Kızım da 17.30 civarında kurstan çıkacaktı. Kurs saati bitmesine rağmen kızım eve gelmeyince merak ettim ve sanığa mesaj atıp sordum. O da bana kızımla beraber olduklarını, İzmit’te arkadaşlarının çocuklarıyla oyun oynadığını, oğlum Yunus’un telefonuyla oyun oynadığını, bu sebeple şarjının bitmek üzere olduğunu söyledi” dedi.
Acılı anne anlatımına göre bu konuşmanın ardından Murat Rüzgar’ı defalarca aradı. Ancak saat 23.00’e kadar açan olmadı, ki zaten polisler kapısını çaldı. Merdiye Rüzgar “Çocuklarımın fotoğraflarını çekip annesine yollamış. Annesi bana bir şey söylemedi. Annesi söyleseydi belki çocuklarıma yetişecektim; çocuklarımı kurtaracaktım. Annesini aradım, hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi benimle konuştu” diye konuştu.
Mahkemede dinlenen Murat Rüzgar’ın annesi Y.B. ise olay günü Antalya’da olduğunu, gece 01.00 sıralarında bir senedir görüşmediği gelininin kendisini arayarak Murat Rüzgar’ı sorduğunu söyledi. Telefonu kapatmasının ardından polislerin aradığını belirten Y.B. “Oğlumu sahilde dengesiz hareketler yaparken bulduklarını söyledi. Madde kullanıp kullanmadıklarını sordu; ben de kullanmadığını söyledim. Polisler ‘Eve girebilir miyiz’ diye sorunca ‘Girebilirsiniz’ dedim. Akabinde gelinim arayarak oğlumun torunlarımı boğduğunu söyledi; ben de kendimi kaybettim” dedi.
Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına ve Adli Tıp Kurumu’ndan gelecek akıl ve ruh sağlığına ilişkin raporun beklenmesine karar verip duruşmayı erteledi.