İstanbul’un kalbinde yer alan ve Beyoğlu’nun en önemli simgelerinden biri olan tarihi Çiçek Pasajı, İstanbul’un kültürel mirasının vazgeçilmez bir parçası. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar önemli bir sosyal merkez olan pasaj, zamanla restoranlar, kafeler ve dükkanlarla dolup taşarak Beyoğlu’nun simge noktalarından biri haline geldi.
Ancak bu önemli yapı, günümüzde ciddi bir restorasyon ihtiyacıyla karşı karşıya. İBB (İstanbul Büyükşehir Belediyesi) ile pasaj esnafı arasındaki anlaşmazlık nedeniyle restorasyon çalışmaları bir türlü hayata geçirilemezken zamanın etkisiyle pasajın duvarlarında ve tavanında çatlaklar oluşmaya başladı. Kuşların bazı bölgelerde yuva yaptığı, örümcek ağlarının sardığı ve duvarlardan sarkan kabloların tehlike oluşturduğu bu tarihi mekân, her geçen gün daha fazla tahrip oluyor.
Yüksek Mimar Dr. Sinan Genim, “Beyoğlu 19’uncu yüzyıl yapılarının yoğun olduğu bir yer. Çiçek Pasajı kalabalık bir yemek alanı. Yangın çıkıyor, tahrip oluyor. Kısa süre sonra da üst katı çöküyor. Ve uzun bir dönem yapı kapalı kaldı. Bundan 40 sene evvel onarılmış. Döşemelerin ne kadar mukavim olduğunu bilmiyoruz. Bakmak lazım, restore etmek lazım. Bu yapılar, bir kere yapıldı, dünya durdukça yerinde duracak değil, bakım isteyen, onarım isteyen, müdahale edilmek isteyen yapılar” dedi.
Çiçek Pasajı’nın tarihi ve kültürel önemini koruyabilmesi için acil olarak restorasyon çalışmalarının başlaması gerektiği açıkça ortada. Ancak, bu çalışmaların başlaması için İBB ve esnafın bir an önce uzlaşması ve gerekli adımların atılması şart. Aksi takdirde, İstanbul’un bu eşsiz mirası, geri dönüşü olmayan bir tahribata maruz kalabilir.
Bu yapılar müdahale isteyen yapılar
Beyoğlu’nda birçok tarihi yapının restorasyon çalışmasında yer alan Yüksek Mimar Dr. Sinan Genim, pasajın tarihi özelliklerine değinerek konuya ilişkin şöyle söyledi:
Beyoğlu’ndaki İstanbul’un 19.yy. yapılarının bölgede yoğun olduğu yerler büyük oranda risk içeriyor. Beyoğlu’nda benim restore ettiğim Pera Müzesi, İstanbul Araştırma MÜZESİ, Galatasaray Postanesi veya Narmanlı Han’daki döşemelerin hemen hepsi hiçbir şekilde mukavemet taşımıyordu. Aynı şekilde Çiçek Pasajı da kalabalık bir yemek alanı. Yangın çıkıyor, tahrip oluyor. Kısa süre sonra da üst katı çöküyor. Ve uzun bir dönem yapı kapalı kaldı. Bir şekilde, bundan 40 sene evvel onarılmış, döşemelerin ne kadar mukavim olduğunu bilmiyoruz.
Bakmak lazım, restore etmek lazım. Bu yapılar, bir kere yapıldı, dünya durdukça yerinde duracak değil, bakım isteyen, onarım isteyen, müdahale edilmek isteyen yapılar. Her malzemenin bir ömrü var. Gerçekten İstanbul’un önemli bir yeme içme merkezi, başlangıçta altında 18 tane dükkan, 24 daire hatırladığım kadarıyla yapılıyor. Sonra Beyoğlu artık konut olmaktan çıktığı için üst kat, aşağıdaki lokantaların mutfakları olarak kullanılıyor. Islak hacimler fazla, enteresan bir yapı, güzel bir yapı. İstiklal Caddesi’ni şenlendiren yapılardan bir tanesi ama iyi bir şekilde yapıyı kontrol etmek lazım.
‘Yalnızca mal sahiplerinin insiyatifine bırakılmamalı’
Mimar Sinan Genim, pasajın günümüz şartlarına uygun hale getirilmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Bunlar bir nevi kamu kullanımına açık yapılar. O yüzden yalnızca mal sahiplerinin inisiyatifine bırakılacak değil. Gerek yerel belediyenin gerek Büyükşehir Belediyesi’nin bu tür yapıları can ve mal emniyeti açısından kontrol edip gerekirse boşaltıp restore etmesi gerek. Çünkü korunması gereken kültür varlıkları 2863 Sayılı kanunumuz gereğince devlet malı niteliğindedir. Devlet mallarını yalnızca mal sahiplerinin inisiyatifleriyle müdahale ederek değil, devletin de dilediği takdirde Kültür Bakanlığı, yerel yönetimle müdahale etme şansı vardır. Yalnız bir binanın cephesini boyamak bir binanın bakımı için yeterli değil. İçerideki taşıyıcı elemanların da kontrol edilip ona göre müdahale etmek gerekir. Çünkü; üst katlar özellikle, konut olarak yapılmış, döşemelerinin falan taşıyıcılığını bilmiyoruz ne kadar mukavim olduğunu. Bunları, günün şartlarına veya beklentilerine uygun hale getirmek lazım. İçinden sarkan kablolar salkım saçak, kuşların yuvaları, çalışan insanların da bu konulardaki hassasiyetini gösteriyor” diye konuştu.