Menzil tarikatının lideri Seyyid Abdulbaki Elhüseyni’nin ölümüyle birlikte üç oğlu arasında miras kavgası başladı. Cemaat önce bu miras kavgasını İslam hukukuna, yani ‘şeriata’ göre çözülmesi için harekete geçti.
22 Ekim’de tarikatın merkezi olan Adıyaman’ın Menzil köyündeki Menzil Camii’nde yapılan toplantıda ‘cemaat mahkemesi’ kuruldu. Buradaki çalışmaların büyük ölçüde tamamlandığı öğrenilirken mevcut ‘lider’ Seyyid Muhammed Saki Elhüseyni dışındaki diğer kardeşlerden açıklama geldi.
30 Ekim’de Seyyid Muhammed Saki Elhüseyni’nin sözde cemaat mahkemesinin tek taraflı olarak ‘yetkisini kısıtladığını’ iddia ettiler:
“Hükmün aleyhte karara bağlanmasını engellemek için abimiz (Seyyid Muhammed Saki Elhüseyni) kendi komisyonunun bir bölümünü toplantılara göndermedi. Daha sonra hakem heyetinin yetkisini kısıtladığını kamuya açık olmayan özel bir görüşmede kendilerine ifade etti. Heyetin ele alarak karara bağladığı konuya itiraz edip, ‘Benim istediğim konudan gidilecek’ dedi. Biz, konularımızın Kuran ve sünnet çizgisinde çözülmesinden yanayız.”
Tapu krizi
Seyyid Muhammed Saki Elhüseyni’nin cemaate ait tapuların devri konusunda sorun çıkardığı ve heyete “Bunlar yapılmadan devam etmem” dediği ileri sürülen açıklama şöyle devam etti:
“Halihazırda bütün taraflar Menzil’deki kendi hakkına düşen alan ve mekanları fiilen kullanıyor. Mekanlarda gerekli gördükleri değişiklikleri yapıyor ve buralara kendi logalarını asıyor. Yani devir işlemlerine konu edilen alanların kullanımı hususunda herhangi bir engel zaten bulunmuyor. Dolayısıyla söz konusu talep, süreci zora sokmak adına öne sürülmüş bir bahaneden fazlası değildir. İhtilafları yerlerin mülkiyetleri ellerinde olduğu için böyle sıkıntılar çıkıyor.”
Kardeşler tarafından bu iddialar öne sürülürken, Seyyid Muhammed Saki Elhüseyni ise cemaate bağlı Semerkand Vakfı yöneticileri tarafından Menzil’in kasasından 10 milyar TL vurgun yapıldığını ileri sürüyor.
Seyyid Muhammed Saki Elhüseyni, vakfın başkanı Yakup Yakupoğlu ile vakfın genel istişare kurulu üyeleri Ahmet Türk ve Hüseyin Kadıoğlu ile vakfın bilinen isimlerinden Abdurrahman Bayrakçı’nın ‘şebeke’ oluşturarak bu vurgunu yaptığını ileri sürdü. Konuya ilişkin Seyyid Muhammed Saki Elhüseyni, şu ifadeleri kullandı:
“İngiltere’de iki tane dergah var. Abdurrahman Bayrakçı’nın üzerine yapmışlar. Seyyid Mübarek’le 25 sene birlikte okudular. Almanya’da aynı villanın içinde altı-üstlü kaldılar. Orasının tapusu da Abdurrahman’ın üzerinde. Daha enterasan, satışta alan Seyyid Mübarek, satan muhasebeci.
Bayrakçı’nın hesabına 40 milyon TL para yatırmışlar. Bütün Avrupa’da 4-5 tane şirket kurmuşlar. O iyi kalpli sofilerden alarak, şirketlere devretmişler. Hüseyin Kadıoğlu ve Ahmet Türk’ün üzerine şirket kurmuşlar. Oranın tapularını şirkete aktarmışlar. Şebeke bunlar. Böyle çok yer var. Biz şikayet edeceğiz, devlet tespit edecek. Büyümüz böyle istedi böyle yaptık. Büyüklerini söylemiyorlar. Ben söyleyeyim. Büyükleri; Seyyid Muhammed Fettah, sözcüleri Seyyid Muhammed Emin (küçük kardeş)… Büyükleri bunlardır.”
